Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/283 E. 2023/1190 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/283
KARAR NO : 2023/1190

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019 (Dava) – 10/02/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/146 Esas – 2021/28 Karar
DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 10/02/2021 tarihli 2019/146 Esas ve 2021/28 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumunda tescilli “…” ibareli 2004/46584 nolu markanın sahibi olduğunu, davalı yanın hiçbir izin almadan müvekkilinin bilgisi dışında haksız ve hukuka aykırı olarak “…” markasını ürettiği peynir ürünlerinde “… … peynircisi” kullandığını, müvekkilinin markasını taklit ederek tüketicileri yanılttığını, müvekkilinin marka hakkına tecavüz tecavüzde bulunduğunu belirterek, markaya tecavüzün önlenmesini, müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesini, sosyal medya hesaplarının kapatılmasını, basılı evrakların toplanmasını, hükmün ilanını ve fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 2.500 TL manevi ve 7.500 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın “… Süt Ürünleri” ibareli marka için 2020/04356 no ile başvuruda bulunduğunu, bu hususun dahi davacının “…” ibaresini yalın halde kullanmadığının kanıtı olduğunu, turistik bir yer ismi olan “…” ibaresinin tek başına bir kişinin kullanımına bırakılamayacağını, davacının “…” ibaresini önceden tescil ettirmiş olsa dahi kullanımının 2016 yıllına ait olduğunu, müvekkilinin kullanımının ise daha eski olduğunu, markayı aktif olarak kullandığını ve davacının bu kullanıma 5 yıldan uzun süredir itirazı bulunmadığını belirterek; haksız ve mesnetsiz davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacaktır. Örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edicilikleri ele alınacaktır. Düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesi, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmaz. Davacının “…” markası süt ve süt ürünlerinde sıklıkla kullanıldığından ayırt ediciliği zayıf bir marka olduğu, sonuna veya başına ekleme yapılarak kullanıma müsait olduğu, davalının “… … peynircisi” ibareli kullanımının davacı markası ile iltibas yaratmayacak mahiyette olduğu…” gerekçesiyle; ”…Davacının davasının reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafın , kötü niyetli olarak söz konusu davalı markayı müvekkilinden yıllar sonra tescil ettirip, kullanmaya başladığını ve müvekkilinin tanınırlığından haksız kazanç elde ettiğini, müşteriler nezdinde iki markanın karıştırıldığını davalının sosyal medya hesabına yazılmış yorumlardan da anlaşılacağını, Mahkemenin davalının mahkeme açıldıktan sonra yapmış olduğu 2019/108262 “… … peynircisi” ibareli … peynircisi şekilli markasını dikkate alarak karar vermesinin hukuka uygun olmadığını, 2014/26524 nolu tescilli “… … peynircisi” markasının düz yazı şeklinde ve süt ve süt ürünlerinde kullanılmakta olduğunu, iki markanın da süt ve süt ürünlerinde faaliyet göstermiş olmasına karşın bilirkişi raporunda markaların mal ve hizmetlerinin benzer olmadığı görüşünün dikkate alınmasının hukuken doğru olmadığını, bilirkişi raporunda da müvekkilinin marka hakkının davalı markasından önce koruma hükümlerinden yararlanmaya başladığını, öncelik hakkı olduğu belirtilmesine rağmen verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkemeye davalının cevap dilekçesinde bahsetmiş olduğu Selim Bayrak’ın tanık olarak dinletilmesi taleplerinde hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, Yerel mahkeme kararının aleyhlerine verilmiş olan hükümlerin ortadan kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının haksız rekabet nedeniyle markaya tecavüzün tespiti ve meni istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Davanın, markaya tecavüzün tespiti ve meni ile maddi ve manevi tazminat istemine ile açıldığı, ancak arabuluculuğa başvurulmadığı için mahkemece talep edilen maddi ve manevi tazminat yönünden, 18/11/2019 tarihli tensibin 4 nolu ara kararı uyarınca davanın tefriki ile mahkemenin 2019/150 esasa kaydına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali müşavir ve marka vekili bilirkişi heyetinden alınan 05/01/2021 tarihli raporda özetle; davaya konu davacı adına 2004/46584 nolu 29.sınıfta tescilli “…” ibareli markanın, davalı …’ya ait 2014/26524 nolu 35. Sınıfta tescilli “… … peynircisi” ibareli ve 2019/108262 “… … peynircisi” ibareli … peynircisi şekilli markanın olduğunu, davacının marka hakkının davalı markasından önce koruma hükümlerinden yararlanmaya başladığını, öncelik hakkı olduğunu, markaların mal ve hizmetlerinin benzer olmadığını, davalının tescilli markalarının kullanımı ile davacının marka hakkına tecavüz oluşturmadığını belirtmişlerdir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına; hükme esas alınan 05/01/2021 tarihli bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, yeterli incelemeyi içerdiği, davacının Türk Patent ve Marka Kurumunda 06/12/2004 başvuru ve 15/02/2006 tescil tarihli tescilli “…” , 2004/46584 nolu markanın sahibi olduğu, davalının ise Türk Patent ve Marka Kurumunda 29/03/2014 başvuru ve 19/02/2015 tescil tarihli, tescilli 2014/26524 nolu “… … peynircisi” markasının sahibi olduğu, aynı zamanda davalının 04/11/2019 başvuru tarihli, 2019/108162 nolu “… … peynircisi” “şekil” markasını kullandığı; davacının markasını “…” olarak ek olmaksızın ve değirmen şekli ile birlikte kullandığı, davalının ise markasının “…” ibaresinin önünü ve arkasına ek yaparak tescilli markasında yazılı ekler ile oval veya üçgen çerçeve içerisinde “…” ibaresini “…” ibaresi ile birlikte ön plana çıkarır şekilde kullandığı, ayrıca tescil başvurusu yaptığı renkli görsel ile birlikte kullandığı; davacının tescilli markası “…” ile davalının tescilli markası” … … peynircisi” markası arasında bütünlük, logo, yazı stili, yazı ebadı, birlikte kullanılan şekil ve renk bakımından farklılık bulunduğu, markaların sınıflarının ve hizmet alanlarının farklı oluşu nazara alındığında davalının tescilli markalarının kullanımının davacı mankasına tecavüz oluşturmadığı, tarafların marka kullanım görselleri bakımından incelendiğinde davacının marka görselleri ile davalının marka görselleri arasında benzerlik bulunmadığı, davacının markasının … ili … ilçesi … mahallesinin ismi olduğu, davacının bu marka ismini 29. Sınıfta tescilli hizmetlerinde kullanmak üzere tescil ettirdiği, Markanın esas unsuru olan ” … ” ibaresini her hangi bir ek olmaksızın tescilli olduğu sınıfta süt ve süt ürünlerinin ticari mal olarak üretip satımında kullandığı, davacının ise tescilli markasını tescilli olduğu 35. Sınıfta mal üretimi yapılmaksızın süt ve süt ürünlerinin satışında kullanmış olduğu anlaşıldığından, hitap edilen ortalama tüketici kitlesi bakımından, davalının kullandığı markaya bütünsel olarak bakıldığında tüketiciyi yanıltıcı benzeme, karıştırılma veya olumsuz etkileme ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkeme kararı yerinde olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 10/02/2021 tarihli 2019/146 Esas ve 2021/28 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/07/2023