Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/281 E. 2023/1323 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/281
KARAR NO : 2023/1323

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2017 (Dava) – 03/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/325 Esas – 2020/755 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 20/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2020 tarihli ve 2017/325 Esas – 2020/755 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 09.09.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, henüz 10 yaşinda olan …’in, davalı …’in aşırı hızla kullandığı … plakalı aracı ile çarpması sonucu vefat ettiğini, müteveffanın müvekkillerinden … ve …’ın oğulları, …, …, … ve …’nin kardeşleri olduğunu, davalılardan …’ın sürücü, …’in araç maliki/işleteni, …nin ise aracın ZMM sigortacısı olduğunu, oğullarının ve kardeşlerinin vefatıyla büyük üzüntü yaşayan müvekkilerinin şikayeti üzerine … hakkında İzmir 38 Asliye Ceza Mahkememesinin 2015/697 E sayılı dosyası ile ceza yargılaması yapıldığını, soruşturma aşamasında delil toplanmadığını, kovuşturma aşamasında ise keşfe gidilmeksizin sanık beyanlarına göre bilirkişi raporu tanzim edildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, uzman bilirkişilerce yapılacak hesaplamalara göre harcı tamamlayacaklarını, Yargıtay emsal kararlarına göre de gerek anne babası gerekse kardeşlerinin, söz konusu olay sebebi ile …’nin her türlü maddi-manevi desteğinden, gözetme, yardım etme, yaşlandıklarında kendilerine bakma desteğinden yoksun kaldıklarını, ayrıca müvekkillerin evlatlarının ölümü sebebiyle meydana gelen hastane ve defin giderlerini de güçlükle karşıladıklarını, gerek müteveffanın anne ve babası, gerekse kardeşlerinin, …’ nin ölümünden dolayı büyük bir üzüntü yaşadıklarını, … öldükten sonra organlarının nakledilerek 5 kişinin hayatının kurtulmasının kendilerine teselli olduğunu, evlatlarını kaybeden anne ve babasının, kardeşlerini kaybeden diğer davacıların yaşadığı bu acının parasal bir karşılığı olmamakta birlikte huzur duygusu sağlanması için ve davalılar yönünden caydırıcı olacak miktarda, davacılar yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, kazaya karışan aracın kaza tarihinde … A.Ş.’ne sigortalı olduğunu, davalı … şirketine ihtar mektubu gönderilerek kaza hakkında bilgi verildiğini, ihtar mektubunun davalı şirket tarafından 09.03.2016 tarihinde tebliğ alındığını, 22.03.2016 tarihinde verilen cevabi yazı ile taraflarına ödeme yapılmayacağının bildirildiğini ileri sürerek, trafik kazasında evlat ve kardeşlerini kaybeden davacılar lehine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6100 sayılı Yasa’nın I07.maddesı uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek maddi tazminat tutarlarının, işleten ve sürücü yönünden olay tarihi olan 09.09.2015 tarihinden, sigortacı yönünden sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihi olan 18.03.2016 tarihinden itibaren işletilecek, sigortacı için avans faizi, diğer davalılar için yasal faizi ile yargılama giderleri ve birlikte ortaklaşa ve zincirleme olarak davalı yanlarca ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik simgesel olarak anne ve baba için ayrı ayrı 50.000TL, kardeşler için ayrı ayrı 5.000TL olmak üzere 120.000TL, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik müteveffanın davacı anne ve babası için ayrı ayrı 50.000TL, kardeşler için ayrı ayrı 10.000TL olmak üzere toplam 140.000TL manevi tazminat tutarının yalnızca işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretleriyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme olarak ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde sigorta aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, kazanın müteveffanın anîden yola çıkması sonucu meydana geldiğini, trafik sigortası yeni genel şartları uyarınca cenaze ve defin giderlerinin teminat dışı olduğunu, Trafik Sigorta Poliçesinin sadece bedeni zararları karşıladığını, ayrıca müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacıların kaza sebebiyle uğradıkları gerçek zararın tespiti gerektiğini, ayrıca açılan davanın öncelikte kardeşler açısından reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, söz konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını, taraflar arasında ticari bir ilişki mevcut olmadığından davacıların ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceklerini, müvekkili şirketin sorumluluğunun 290.000 TL poliçe limiti ile sınırlı olduğunu savunarak, yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetki yönünden reddine, müvekkili şirket aleyhine açılmış davanın tümden reddine, kusur durumunun tespiti açısından ceza davası sonucunun bekletici mesele yapılmasına, davacının davasının ispatı halinde; müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmamasına, olmaz ise asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasına, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ile davalı …’a dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamışlar, katıldıkları duruşmalarda davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…1-Davacılar …, …, …, …’ın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının reddine,
2-Davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının kısmen kabulü ile 33.419,19 TL nin davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 09/09/2015, davalı … yönünden ise 22/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının kısmen kabulü ile 22.392,75 TL nin davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 09/09/2015, davalı … yönünden ise 22/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davacı …’nın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 TL nin haksız fiil tarihi olan 09/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 TL nin haksız fiil tarihi olan 09/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

6-Davacılar …, …, …, …’ın manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı yönünden 4.000,00 TL nin haksız fiil tarihi olan 09/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak …, …, …, …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı kardeşler yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesini kabul etmediklerini, her ne kadar kardeşlerin birbirine karşı bakım görevi bulunmasa da, bir kardeşin diğer kardeşe düzenli olarak yardım etmesi halinde, kardeşin bu kardeşten destek aldığının kabul edilmesi gerektiğini, müvekkiline atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, bu oran esas alınarak hesaplanmış destekten yorsun kalma tazminatının, yoksun kalınan maddi destek, gözetme, yardım etme, yaşlandıklarında kendilerine bakma desteğini sağlamadığını, 30.04.2018 tarihli bilirkişi raporunun davalı … ‘in beyanları ile şekillendirilmiş olup varsayıma dayanarak hazırlanmış ve müteveffa …’ye %60 oranında kusur yüklendiğini, bu kusur oranının kabul edilmesi mümkün olmadığını, davalı … okul bölgesi olan ve 30 km hız sınırı bulunduğu bir yerde hız sınırlarını ihlal ederek kazanın gerçekleşmesine sebebiyet verdiğini, bilirkişilerce bu husus dikkate alınmadan kusur oranlarının belirlendiğini, ayrıca ölenin 10 yaşında olduğu da göz önünde bulundurulduğunda kendisine hiçbir şekilde kusur yüklenemeyeceğini, davalı …’in …’nin karşıdan karşıya geçişini gördüğünü, davalının …’ye çarpmamak için hızını azaltmadığını, gereken önlemleri almadığını, trafik kurallarını ihlal eden ve dikkatsiz şekilde araç kullanan kişinin aslında asli ve tam kusurlu olması gerekirken, %40 kusurlu olduğu şeklinde tespitinin doğru olmadığını, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatı kabul etmediklerini, hükmedilen tazminat miktarının oldukça düşük olduğunu, davacıların, 10 yaşında …’yi trafik kazasında acı şekilde kaybettiklerini, büyük bir üzüntü yaşadıklarını, …’nin organları nakledilerek 5 kişinin hayatını kurtardığını, bu şekilde kendilerini teselli etmeye çalıştıklarını, ancak acı ve üzüntüleri olayın üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen ilk günkü gibi devam ettiğini, evlatlarını kaybeden anne ve baba, kardeşlerini kaybeden diğer davacıların yaşadığı üzüntü ve acının parasal karşılığı olmasa da, huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirilmesi adına davacılar adına davalıları caydıracak miktarda manevi tazminat hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesi sebebiyle, davacı kardeşlerin her birinin aleyhine hükmedilen vekalet ücreti 4.080,00-TL olup, hükmedilen manevi tazminatla karşılaştırıldığında oldukça haksız bir durum söz konusu olduğunu, davacı kardeşlerin kaybettikleri kardeşleri dolayısıyla yaşadıkları acı ve üzüntü sayın mahkemece yok sayıldığını, ilk derece mahkemesince davacıların tedavi giderleri ve cenaze defin giderine hükmedilmediğini, bilirkişi raporunda belirtilen tedavi giderleri ve cenaze defin giderlerini kabul etmemekle yerel mahkemece bu konu hakkında hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğunu, davanın kardeşler yönünden kısmen reddedilmesi sebebiyle her birinin aleyhine 4.080,00-TL vekalet ücreti hükmedildiğini, davacıların her birine vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyanın ilk olarak İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/560E. 2016/325K. sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı üzerine Mahkemeye geldiğini, bu dosyadan müvekkili …’e sadece dava dilekçesi ve tensip zaptının tebligatı edildiğini, ön inceleme duruşma günü ve keşif günü tebliğ edilmediğini, doğrudan keşif sonrası alınan bilirkişi raporu tebliğ edilince ancak 2. duruşma gününden haberdar olabildiklerini, bu durumda taraf teşkili sağlanmadan yapılan ön inceleme duruşması, keşif, tanık dinlenmesi, 13.2.2017 tarihli bilirkişi kusur raporunun usulsüz olduğunu, bunu defalarca Mahkemede sözlü ve yazılı olarak dile getirdiklerini nacak yokluklarında yapılan bu işlemlere muvakafat etmediklerini bildirmelerine rağmen usule uygun bir ön inceleme duruşması ile müvekkilline delillerini sunma, keşfe katılma, tanıklara soru sorma vb. hakları verilmeden dosyaya devam edildiğini, sürücüye yüklenen %40 kusur oranını kabul etmediklerini, davalı sürücünün önüne aniden koşarak çıkan çocuk karşısında yol durumu itibariyle sürücünün çarpmaktan başka yapacak bir şeyi olmadığından kusuru olmadığını, nitekim öngörülemez, önceden önlem alınamaz ve sonucu engellenemez bir şekilde seyir halinde iken aniden kaçarak koşan dikkatsiz çocuğun aracın önüne atlamasındaki çocuğun kusurunun illiyet bağını kestiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, bir kusur yüklenecekse de Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında ve Adli Tıp Kurumu raporunda asli kusurun yaya müteveffa çocukta olduğunu, iki yönlü yolda geçiş istikametine göre sağ tarafın trafik akışını yeterince kontrol etmediği, sağ tarafından gelip yaklaşmakta ola otomobilin mesafesini yeterince gözetmediği, ilk geçiş hakkını otomobile vermeyip kontrolsüz şekilde kaplamaya girdiği ve bu suretle sağ tarafından gelen otomobilin çarpmasına maruz kaldığını belirttiğini, davalı sürücü …’e de dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, suçun işleniş şekline göre taksirli suç olduğunu, kasten veya bilinçli taksir, alkollü araç kullanma, olay yerinden kaçma gibi bir durum söz konusu olmadığını, istenmeyen bir trafik kazası olduğunu, dosyada alınan Karayolları Genel Müdürlüğü uzman bilirkişi heyetince hazırlanan Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/25 Tal. sayılı dosyasındaki yaya olan davacıların murisini %80 asli, davalı sürücü …’ı %20 tali kusurlu bulunduğunu, ancak hükme esas alınan raporda kusur oranı yaya %60 asli, sürücü %40 tali olacak şekilde ciddi bir farkla değiştirildiğini, bu ceza dosyasıyla ve birbiri içinde çelişen raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, itirazlarına rağmen Yerel Mahkemece bu çelişkinin giderilmediğini, bu nedenle kararda müvekkiline yüklenen %40 kusuru kabul etmediklerini, dosyada yapılan keşfe dayalı olarak ve 30 km/sa hız tabelası ile yaya geçidi levhalarına rağmen hızını yavaşlatmamaktan dolayı sürücü …’a kusur yüklenerek kusuru %40’a çıkarılmışsa da bunun fahiş bir hata olduğunu, olay tarihinde yolda ne böyle bir levha ne yaya geçidi mevcut olmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, tarafların gelir durumunun belli olduğunu, kusur durumu değerlendirildiğinde adeta bu haksız fiille karşı taraf ödüllendirilmekte, zenginleştirildiğini, asıl kusurlunun müteveffa çocuk olduğunu, çocuğun görüş açısında girmeden aradan aniden fırlaması karşısında davalının çarpmaktan başka yapacak bir şeyi kalmadığını, nitekim davalının olay yerinden kaçmadığını ve çocuğu hastaneye götürdüğünü, istenilmeden meydana gelen bu elim kaza nedeniyle davalının da çok üzüldüğünü, olayın olduğu zaman kazada çocuğun kusurlu olduğu ailesi tarafından da kabul edildiğinden şikayetçi olunmadığını, sonradan fikir değiştirdiklerini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacılar ve davalı … vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, kusur yönünden hükme esas alınan İTÜ bilirkişi raporunun hem ceza dosyasında alınan ATK raporu ile uyumlu hem de dosyada yer alan raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, aynı şekilde yine hükme esas alınan 02.03.2020 tarihli aktüer raporun da özellikle davacıların itirazlarını karşılayacak, açık, anlaşılır ve denetime uygun şekilde düzenlendiği, kaldı ki bu rapora davalı …’ın itiraz etmemesiyle tespit edilen bedeller yönünden davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, manevi tazminatın da olaydaki kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü gözetildiğinde hak ve nesafete uygun olarak belirlendiği, son olarak davacıların ihtiyari dava arkadaşı oldukları gözetilmekle ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesinin de doğru olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Davacılar dava dilekçesi ile cenaze ve defin gideri talep etmelerine rağmen mahkemece bu konuda herhangi bir hüküm kurulmamış olması doğru olmamış, mahkemece hükme esasa alınan 02.03.2020 tarihli aktüer raporda belirtilen defin ve cenaze giderinin dosya kapsamına göre yerinde olduğu anlaşılmış, bu sebeple dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından Dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin tüm istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/325 Esas – 2020/755 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“1-Davacılar …, …, …, …’ın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının reddine,
a-Davacıların cenaze ve defin ücretine yönelik taleplerinin kısmen kabulü ile 520,00 TL cenaze ve defin ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
b-Davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının kısmen kabulü ile 33.419,19 TL nin davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 09/09/2015, davalı … yönünden ise 22/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
c-Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının kısmen kabulü ile 22.392,75 TL nin davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 09/09/2015, davalı … yönünden ise 22/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
d-Davacı …’nın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 TL nin haksız fiil tarihi olan 09/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
e-Davacı …’in manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 TL nin haksız fiil tarihi olan 09/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

f-Davacılar …, …, …, …’ın manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı yönünden 4.000,00 TL nin haksız fiil tarihi olan 09/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak …, …, …, …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
g-Maddi tazminat yönünden; alınması gereken 3.848,03-TL ilam harcından peşin alınan 888,03-TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 2.960,00-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Manevi tazminat yönünden; alınması gereken 3.825,36-TL ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, Hazineye gelir kaydına,
ğ-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen 29,20-TL başvurma harcı, 888,03-TL peşin harç olmak üzere toplam 917,23-TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
h-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen 4.250,00 TL bilirkişi ücreti, 371,80-TL talimat gideri, 602,00-TL posta, tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.223,80-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 2.246.23TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
2-Maddi tazminat yönünden;
a-Davacı …’nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, kabul edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.012,88-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine
b-Davalı …’in ve davalı …’nin kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesine göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’e ve davalı …’ ne verilmesine,
c-Davacı …’in kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, kabul edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
d-Davalı …’in ve davalı …’nin kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesine göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e ve davalı … AŞne verilmesine,
e-Davalı …’in ve ve Davalı …’nin kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e ve davalı …’ne verilmesine,
f-Davalı …’in ve ve Davalı …’nin kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalı …’e ve davalı …’ne verilmesine,
g-Davalı …’in ve ve Davalı …’nin kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e ve davalı …’ne verilmesine,
ğ-Davalı …’in ve ve Davalı …’nin kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen maddi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’e ve davalı …’ne verilmesine,

3-Manevi tazminat yönünden;
a-Davacı …’nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, kabul edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
b-Davalı …’in kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ 10/2 maddesine göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’e verilmesine,
c-Davacı …’in kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, kabul edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
d-Davalı …’in kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ 10/2 maddesine göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
e-Davacı …’in kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, kabul edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
f-Davalı …’in kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ 10/2 maddesine göre 4.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
g-Davacı … …’in kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, kabul edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … …’e verilmesine,
ğ-Davalı …’in kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ 10/2 maddesine göre 4.000,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
h-Davacı …’in kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, kabul edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
ı-Davalı …’in kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ 10/2 maddesine göre 4.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’e verilmesine,
i-Davacı …’ın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, kabul edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
j-Davalı …’in kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, red edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ 10/2 maddesine göre 4.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’e verilmesine,
k-Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde resen yatıran tarafa iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davacılar istinafı yönünden; davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine,
Davacılar tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL ve tebligat ve posta gideri 101,50 TL olmak üzere toplam 263,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davalı … istinafı yönünden; alınması gerekli 6.818,15 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.909,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.908,68 TL harcın davalı …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
d-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/09/2023