Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/28 E. 2023/940 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/28
KARAR NO : 2023/940

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2016 (Dava) – 27/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2016/902 Esas – 2020/194 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/06/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarihli ve 2016/902 Esas – 2020/194 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın eşi … içerisinde bulunduğu … plakalı araç 01.08.2014 tarihinde karışmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesi hayatını kaybettiğini, konuyla ilgili ceza davası devam etmekte olduğunu, vefat eden … 12.04.1952 doğumlu olup ölüm tarihinde 62 yaşında olduğunu, eşi … onun desteğinden yoksun kaldığını, kaza yapan aracın 20.09.2013/2014 tarihleri arasında geçerli 349893713 sayılı ZMS. (trafik) poliçesini düzenleyen davalı … A.Ş.’ye yapılan başvuruya rağmen tazminat talebinin ret olunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000-TL.DYK-tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 20.09.2013/2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere349893713 sayılı ZMS. (trafik) poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu sigorta poliçesindeki limitler ve işletenin sorumlu olduğu zararlarla sınırlı olduğunu, işleten müteveffa … olup onun sorumluluğu teminat altına alındığını, dolayısıyla davacı eşin talepte bulunamayacağım,kusurun ve zararın ispata muhtaç olduğunu, davacının SGK dan her hangi bir ödeme alıp almadığının tespiti gerektiğini, müterafik kusur, hatır taşıması vb gibi değerlendirilerek uygun bir oranda tazminattan indirim yapılması gerektiğini, müvekkil şirkete sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmaması nedeniyle sürücü kaynaklı talepleri kabul etmediklerini savunarak, netice itibarıyla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…01/08/2014 tarihinde tek taraflı trafik kazası neticesinde araç içerisinde yolcu olarak bulunan ve aynı zamanda aracın maliki olan …’ın vefatı ile sonuçlanan yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının gerçekleştiği, davacı tarafın müteveffanın bu kaza nedeni ile desteğinden yoksun kaldığı sabit görülmekle hesaplanan 109.078,42 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketine 10/10/2018 tarihinde usulüne uygun başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığı davalının beyanı ile sabit olduğundan…” gerekçesiyle 1- Davanın KABULÜNE, 2- 01/08/2014 tarihinde tek taraflı trafik kazası neticesinde araç içerisinde yolcu olarak bulunan ve aynı zamanda aracın maliki olan …’ın vefatı ile sonuçlanan yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının gerçekleştiği davacı tarafın müteveffanın bu kaza nedeni ile desteğinden yoksun kaldığı sabit görülmekle hesaplanan 109.078,42 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketine 10/10/2018 tarihinde usulüne uygun başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığı davalının beyanı ile sabit olduğundan temerrüt tarihi olarak hesaplanan 23/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı …’ın eşi …’ın içerisinde bulunduğu … plakalı araç 01.08.2014 tarihinde karışmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesi hayatını kaybettiğini, …’ın 12.04.1952 doğumlu olup ölüm tarihinde 62 yaşında olduğunu ve eşi davacı vekil eden … eşinin desteğinden yoksun kaldığını, davaya konu kaza yapan aracın 20.09.2013 – 2014 tarihleri arasında geçerli 349893713 sayılı trafik poliçesini düzenleyen davalı … A.Ş.’ye yaptıkları başvuruya rağmen tazminat taleplerinin reddedildiğini, davanın seyri esnasında dava dilekçesindeki tüm iddia ve taleplerin Trafik kazası tespit tutanağı, ceza dava dosyası, otopsi raporu, aile nüfus kayıtları, aracın ruhsatnamesi sigorta poliçesi, otopsi raporu, bilirkişi incelemesi, 50696 nolu ihtarname, dava konusu araçlara ilişkin trafik kayıtları ile sabit olmuştur. Mahkemece dosya trafik uzmanı bilirkişi … ile aktüerya konusunda uzman bilirkişi … tevdi edilerek kazanın meydana gelmesinde kimin ne oranda kusurlu olduğu, davacının poliçe kapsamında DYK tazminatı talep edebilecekse zarar miktarı konusunda rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişilerce düzenlenen 16/02/2018 tarihli raporda; müteveffa … adına kayıtlı olup davalı … A.Ş.’ye 20.09.2013/2014 tarihleri arasında 349893713 sayılı poliçeyle sigortalı … plakalı … marka hususi otomobil sürücüsü …’in kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, davalıya sigortalı … plakalı aracın sağ ön koltuğunda kaza esnasında yolculuk eden davacının murisi müteveffa …’ın, kazanın oluşumunda KUSURSUZ olduğu, ayrıca kaza esnasında emniyet kemeri takılı olup olmadığı hususunda herhangi bir tespit görülmediğinden kendi ölümünde müterafik kusur değerlendirilmesine gidilmediğini, kazaya karışan … plakalı aracın 01.08.2014 itibariyle … adına kayıtlı olduğunu, ZMMS 349893713 sayılı poliçe ile 20.09.2013 – 2014 dönemi için … tarafından yapıldığını, … için 109.078,42 TL DYKT hesaplandığını, hesaplanan tazminatın poliçe limiti dahilinde kaldığını ve davanın kabulüne karar verilmesi halinde sigortacının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu bulunduğu” yönünde görüş bildirildiğini, olayda müteveffanın kazada kusuru olmayışı ve yaşı nazara alınarak davacı eşin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı miktarın eksik hesaplandığını, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tazminat hesabında hak sahiplerinin bakiye ömür süresi belirlenirken PMF tablosunun kullanılması esas olup, CSO tablosunun kullanılarak %3 teknik faiz uygulanmasının, uygulamalara aykırı olduğunu, işleyecek dönem hesabında 1/Kn kat sayısına göre % 10 arttırım ve % 10 eksilme esasına göre bilinmeyen dönem tazminatı belirlenmesi gerektiğini, destekten yoksunluk tazminatının amacı, desteğini yitiren kişinin, ölüm öncesi içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik yaşama düzeyinin devamını sağlayacak yardımın karşılığı olan paranın, bir başka deyişle bakım giderinin ödetilmesi olduğunu, mahkemece hükme esas alınan raporlar dahilinde davacı vekil edeni lehine hükmolunan destekten yoksun kalma tazminatının eksik hesaplandığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak zorunlu trafik sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacı her ne kadar hükme esas alınan aktüer raporun usulüne uygun olmadığını belirterek istinaf itirazında bulunmuş ise de, yargılama aşamasında bu raporun davacı vekiline tebliğ edilmesine rağmen davacının herhangi bir itirazda bulunmadığı, aksine davalının itirazda bulunduğu, bilindiği üzere bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile, diğer (bilirkişi raporuna itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğacağı, yani, bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı (veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi) üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır (veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır) ve ikinci bilirkişi raporu (veya ek rapor) birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla diğer (itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekeceği (Kuru, B., Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753), bu durumda hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporundaki bedel yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, artık bu bedelin üzerinde hüküm kurulamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/902 Esas – 2020/194 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin yatan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/06/2023