Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/279 E. 2023/1219 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/279
KARAR NO : 2023/1219

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : 2018/278 Esas – 2020/547 Karar
DAVA : Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/03/2018
BAM KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2020 tarihli 2018/278 Esas ve 2020/547 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın … plakalı aracın sahibi olduğunu, 15.07.2017 tarihinde müvekkiline ait aracın sürücüsü dava dışı …’in sol şeritte seyir halinde iken sağ şeritte aynı istikamette seyretmekte olan … plakalı aracın aniden sol şeride çıkması sonucunda müvekkilinin aracının hasarlandığını, kaza sonrası davalı sürücü … ile müvekkiline ait aracın sürücüsü … arasındaki maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının tanzim edilerek imzalandığını, davalı …’a ait … plakalı aracın davalı … A.Ş. tarafından 129358822 poliçe numarası ve 22035988 acente numarasıyla sigortalandığını, kazadan sonra müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybına ilişkin sigorta şirketine başvurarak dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinin aracında meydana gelen zarara ilişkin olarak değer kaybı tazminatının taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, ancak bu zamana kadar herhangi bir ödemenin yapılmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından da kendilerine olumlu veya olumsuz bir dönüş yapılmadığını, müvekkiline ait … plakalı aracın kaza neticesinde ciddi hasara uğradığını, müvekkilinin aracını kullanamadığından dolayı zarara uğradığını, ikame araç bedelinden … ile aracın sürücüsü …’ ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkiline ait … plakalı araçtaki 10,00 TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, 90,00 TL ‘lik ikame araç bedelinin de kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalı araç maliki ve araç sürücüsünden tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine trafik poliçesi ile sigortalandığını, davaya konu olayda davacı tarafa %50 kusur ve davalı sigortalıya %50 kusur izafe edildiğini, aracın kasko poliçesi nezdinde … A.Ş. tarafından açılan hasar dosyası kapsamında müvekkili sigorta şirketince sigortalısının kusuruna isabet eden %50 kusur oranı doğrultusunda müvekkili sigorta şirketince tespit edilen gerçek değer kaybı olan 702,00 TL’nin 22.01.2018 tarihinde davacı tarafa ödendiğini, müvekkili sigorta şirketinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, gerçek ve total değer kaybının uzman bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu aracın bu olaydan önce 4 ayrı resmi hasar kaydının bulunduğunu ve zaten orijinalliğinin bozulmuş olduğunu, zaten eskiden hasarlanmış olan parçaları yerine eski ve yıpranmış parçaların takıldığını, bu hasar dosyalarının da sigorta şirketlerinden celbinin gerektiğini belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar … ile …’a dava dilekçesi ile duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar cevap dilekçesi sunmamış, davalı … katıldığı duruşmalarda ve ibraz ettiği beyan dilekçelerinde davayı ve bilirkişi raporlarındaki aleyhine olan hususları kabul etmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, davalı … ise duruşmalara katılmamış, her hangi bir delil de bildirmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “….Davanın kısmen kabulü ile 4.298,00 TL değer kaybının (Davalı … AŞ nin 541,75-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 15/08/2017 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 22/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, … AŞ yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, 1.050,00 TL ikame araç bedelinin davalılar … ve … yönünden 15/08/2017 tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkil ile davalı … arasında meydana gelen trafik kazası sebebiyle müvekkilin aracında oluşan zarara ilişkin maddi tazminatın davalı araç sürücüsü, işleteni ve sigortacısından tahsili istemiyle açılan davada, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü davalı …’ın %100 asli, tam kusurlu olduğu, müvekkil …’in kusursuz olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kaza nedeniyle müvekkile ait araçta Yargıtayın değer kaybı ile ilgili içtihatlarına göre 5.000-TL değer kaybı meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin önceden 702,00-TL ödeme yapmasından dolayı davalıların bakiye değer kaybı yükümlülüğünün 4.298-TL olduğu bununla birlikte otomotiv sektöründe değer kaybı hesaplamalarının resmi bir hesaplama formülü olmadığından değer kaybı tespitlerinde farklı sonuçlar ortaya çıkmasına bağlı olarak uygulama birlikteliği sağlanması amacıyla belirlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları Ekine göre de hesaplama yapılarak çıkan değer kaybı bedelinin 1.243,75-TL olduğu hukuki takdir ve değerlendirmelerin mahkemeye bırakıldığını, aracın onarımı süresince kullanılmamasına bağlı olarak müvekkilin 1.050-TL tutarında ikame araç bedeli alacağı olduğunu ve bu alacak kaleminden davalı araç sahibi ve sürücünün sorumlu olduğu görüş ve kanaatinde bulunulduğunu, yerel mahkemece Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve araç tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre yapılan hesaplamanın dikkate alındığını ancak davalı sigorta şirketi bakımından ZMMS poliçesi genel şartları ekinde belirtilen değer kaybı hesaplama formülüne göre yapılan hesaplamanın dikkate alındığını, bu doğrultuda davanın kısmen kabulüne karar verilerek hüküm kurulduğunu, mahkemece hükme esas alınan 12.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkile ait aracın değer kaybına ilişkin iki farklı yöntemle hesaplama yapılarak iki farklı miktar belirlenmiş olup, bu tespitlerden hangisine göre karar verileceği mahkemenin takdirine bırakıldığını, tek bir değer kaybı bedeli belirlenip, bu bedelden davalı sigorta şirketinin diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekmekteyken iki ayrı değer kaybı bedelinden davalıların ayrı ayrı sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, usul ve yasaya aykırı kararının istinaf incelemesi neticesinde müvekkil lehine bozularak ortadan kaldırılmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 15/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta oluşan değer kaybı ile ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminatın kazaya karışan diğer araç … plakalı araç sürücüsü, işleteni ve sigortacısından (ZMMS) tahsili istemine istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” düzenlemesine yer verilmiş olup, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.”hükmü getirilmiştir.
Mahkemece 29/09/2020 tarihinde karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik sınırı 5.390,00 TL’dir.
Hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 5.390,00 Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesindir. Eldeki davanın değeri 4.298,00 TL değer kaybı bedeli ile 1.050,00 ikame araç bedeli olmak üzere 5.348,00 TL, davalı sigorta şirketi açısından kabul edilen dava değeri 541,00 TL reddedilen kısım ise 3.756,25 TL olduğundan, anılan miktar kesinlik sınırının altında kaldığından,davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince miktar itibariyle kesinlik nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60-TL istinaf başvuru harcı ve 54,40-TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-b ve 362/1-a maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 19/07/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.