Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/274 E. 2023/1423 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/274
KARAR NO : 2023/1423

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2019/512 Esas – 2020/841 Karar
DAVA : Bankacılık İşleminden Kaynaklanan İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
BAM KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarihli 2019/512 Esas ve 2020/841 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın …/… Şubesi müşterilerinden dava dışı … müşteri numaralı … San ve Tic. Ltd. Şti. nin banka şubesi nezdinde bulunan … no.lu vadesiz hesabına 19.12.2018 tarihinde … A.Ş kanalı ile göndericisi davalı … San ve Tic. A.Ş olan her biri 24.775,00-TL tutarında olan 2 adet EFT geldiğini, banka hesabına ilişkin olarak hesabın bulunduğu …-… Cad. Şubesi ile …-… Şubesinin 03.06.2019 tarihinde birleşmiş olup davaya konu hesap numarasının … olarak değişmiş olduğunu, banka müşterisi … San Tic. Ltd. Şti. hesaplarına aktarılması talebi ile 20.12.2018 tarihinde … A.Ş’den gönderilen EFT tutarlarının EFT alıcısı hesabına yatırıldığını ve bu aşamadan sonra davalı tarafından söz konusu 24.775-TL EFT tutarının iadesi talebinin kendi bankası üzerinden müvekkilinin bankaya iletildiğini, davalı şirketin anılan tutarın mükerrer ödendiğini beyan etmesi üzerine yetkili birimlerce incelenmesi esnasında davalının zararına sebebiyet verilmemesi maksadıyla kendisine iade edilmesi istenen EFT tutarının bekletilmeksizin ödendiğini, anılan tutarın sistemsel hata ve arıza sebebiyle mükerrer olması ihtimali bulunduğu düşünüldüğünden tutarın öncelikle gönderen davacıya iadesi sağlanmış ise de, hesabına para aktarılan dava dışı 3. Şirket de anılan tutarın davalı şirket tarafından kendi hesaplarına bile isteye gönderildiğini, bu tutarın kendilerine ait olduğunu, hata ile gönderilmediğini ve derhal anılan tutarın kendi hesaplarına yatırılması gerektiğini şifahen ve ihtarla bankaya bildirmiş olduğunu, banka kusurundan kaynaklanmayan sebepler ile bankanın 24.775-TL hem davalı şirkete hemde hesap sahibi dava dışı şirkete ödemek zorunda kaldığını, müvekkili bankanın iyi niyetle yaptığı bu ödemeler sebebiyle kendi kusuru olmaksızın sebepsiz olarak aktifinin azaldığını ve bu işlemler silsilesi ile davalı şirketin sebepsiz olarak zenginleştiğini, müvekkili bankanın aleyhine sebepsiz zenginleşen davalı hakkında bu zararın ortadan kaldırılması maksadıyla İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2019/13257 E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini beyanla davalının itirazlarının şimdilik 24.775-TL kısmının iptaline ve takibin devamına, % 20 kötü niyet tazminatına, tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava müvekkili şirkete karşı açılmış ise de dava konusu olayın meydana gelmesinde şirketin herhangi bir kusuru, ihmali hareketinin bulunmadığını, husumet yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davacının mükerrer EFT yapılmasında müvekkili şirketin kusurundan kaynaklandığını ileri sürmüş ise de bunu somutlaştıracak bir delil ortaya koymamış olduğunu, müvekkili şirketin … A.Ş aracılığı ile 24.775-TL yi … Ltd. Şti.nin … A.Ş’ de bulunan hesabına göndermek istediğini, EFT tutarının 2 defa gittiğini, müvekkili şirketin mağdur olduğunu, bir EFT tutarının iadesinin … A.Ş’den talep edildiğini, EFT tutarının davacı şirketçe müvekkili şirkete ödendiğini, EFT nin 2 defa alınmasının sistemsel bir hata olduğunu, dava konusu EFT’ lerin yapıldığı tarih itibariyle müvekkili şirketin … A.Ş hesabı aracılığı ile yaptığı EFT’lerde aynı sorunu yaşadığını, olayın meydana gelmesinde kusur atfedilecek tarafın müvekkili şirket olmadığını, … A.Ş’ ne davanın ihbar olunması gerektiğini, davacı bankanın aleyhine sebepsiz zenginleştiği iddiasını müvekkili şirkete değil … A.Ş’ne yöneltmesi gerekmekte olduğunu, beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
İhbar olunan vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda müvekkili bankaya yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, müvekkili bankanın mevzuata ve müşterisinin talebine uygun olarak işlemleri gerçekleştirmiş olduğunu, davalı yanın banka nezdindeki hesabından 19.12.2018 tarihinde … San ve Tic. l.td. Şti.nin … A.Ş hesabına 24.775-TL tutarlı EFT nin saat 12.07.07 de kalan cari bedel açıklaması ile mobil bankacılık üzerinden gönderilmiş olduğunu, aynı tutar aynı açıklama ile şirket hesabına 19.12.2018 tarihinde saat 12:07:14’te yine mobil bankacılık üzerinden gönderildiğini, akabinde davalı müşterinin 20.12.2018 tarihli başvuru yazısı ile “hesabından 24.775-TL nin sehven iki kez gönderilen tutarın iadesinin talep edildiğini, davalı şirketin paranın 2. defa sehven gönderildiğini açıkça kabul ettiğini, davalının bankaya yapmış olduğu başvuru üzerine zaman kaybetmeksizin EFT nin yapılmış olduğu davacı bankaya mesaj ile davalı müşteri tarafından sehven 2. Kere gönderilen 24.775-TL nin iade edilmesinin istenildiğini, davacı banka tarafından talebin değerlendirildiğini ve iade işleminin sağlandığını, davalı müşteriye yazı ile bildirilmiş olduğunu, somut olayda müvekkili bankaya husumet yönetilemeyeceğini, dava konusu olayda müvekkilinin aracı banka konumunda olduğunu, söz konusu işlemlerin davacı ile davalı yan arasında gerçekleşmiş olup müvekkili bankanın bu davada bir husumetinin bulunmadığını, müvekkili banka lehine sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığını beyanla müvekkilinin davanın tarafı olunmaması dikkate alınarak hakkında hüküm kurulmamasına karar verilmesi talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davanın kabulü ile; davalı borçlunun İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2019/13257 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 24.775,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, 24.775,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. arasında gerçekleşen ticari ilişki kapsamında, müvekkili şirketin …’ta bulunan banka hesabı üzerinden … Ltd. Şti.’nin …’nda bulunan banka hesabına EFT yapmak suretiyle 24.775,00-TL elektronik bankacılık işlemleri ile gönderilmek istendiğini fakat anılı bedelin …’ın sisteminden kaynaklı hata ile iki defa gönderildiğini, iki EFT gönderiminde bulunan açıklama kısımları hata dolayısı ile aynı kalmakla beraber iki işlem arasında 7 saniyenin bulunduğunu, kişilerin gerekli tüm bilgileri girerek internet bankacılığı üzerinden 7 saniye arayla EFT yapabilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu işlemin … A.Ş.’nin internet bankacılığı hizmetinde gerçekleşen sistemsel aksaklıktan kaynaklandığını, dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı şirket arasındaki uyuşmazlık müvekkili şirket açısından bağlayıcı olmadığını, aynı şekilde birbiri ile ticari ilişkisi olan dava dışı … ile müvekkili şirketin arasındaki alacak ve borç ilişkisinin de bu yargılamanın konusu olmadığını, müvekkili şirket ile dava dışı şirket arasında ortaya çıkan hukuki problemler ile ilgili İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/238 E. sayılı dosyası kapsamında yargılamaya devam olunduğunu, 24/12/2020 tarihli gerekçeli kararda “gerek davalı şirketin gerekse dava dışı şirketin ticari defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre aralarında ticari ilişki bulunduğunu, her iki şirket arasındaki alacak borç durumunun başka bir yargılamanın konusu olacağı” ifadelerine yer verildiğini, bu ifadelerden de, yargılama aşamasında yer alan araştırma faaliyetlerinin müvekkili şirket ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında bulunan ticari ilişkinin tespitine yönelik yoğunlaştığını, asıl mesele olan …’ın sorumluluğunun araştırmaya konu edilmediğini bu sebeple usul ve yasaya aykırı karar verildiğinin anlaşıldığını, müvekkili şirket sehven yaptığı işlemin iptalini istemediğini, müvekkili şirketin kendisinden kaynaklanmayan sebeplerle, iradesi dışında hesabından çıkan paranın … A.Ş.’den kendisine iadesini talep ettiğini, dolayısıyla davacının sebepsiz zenginleşmesine müvekkili şirket sebep olmadığından, işbu durumdan müvekkilini sorumlu tutmanın hukuki olmadığını, müvekkilinin davacıdan kendi adına ödeme yapılması talebinin olmadığını, yapılan ödemenin dava dışı şirket ile aralarındaki cari hesaba mahsup edilmesi talebinin de olmadığını, müvekkilinin havaleden caymadan sorumlu tutulmasının da kabul edilemeyeceğini, işbu durumun dikkate alınmadan verilen kararın kaldırılarak, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67. Maddesi uyarınca bankacılık işleminden kaynaklanan sebepsiz zenginleşmeye dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 555 vd.maddelerinde düzenlenmiş olan havalenin, hukuksal niteliği itibariyle bir ödeme vasıtası olduğu, başka bir anlatımla, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu, bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin (muhil), bu iddiasını miktara göre yazılı delil ile kanıtlamakla yükümlü olduğu (Yargıtay HGK nun 2017/2137 Esas-2018/1860 Karar sayılı 6.12.2018 tarihli ilamı), icra takibi dayanağı havalenin davacı banka tarafından havale göndericisine iade edilmesinin yerinde olmadığı, ancak davacı bankanın bu yanlışından dönerek havale miktarını havale alıcısına iade ettiği, iade edilen tutarın davacı alacaklı banka tarafından davaya konu icra takibine konu edildiği, iş bu davada davalı tarafından havalenin mükerrer olduğu hususu ileri sürülmüş ise de bu konuda yazılı bir belge ve delil sunulmadığı gibi kaldı ki bu hususun davalı ile havale alıcısı arasında görülmekte olan/görülecek olan başka bir davanın konusu olabileceği, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, 6100 sayılı HMK m. 355 hükmü uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmamasına nazaran davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarihli 2019/512 Esas ve 2020/841 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- a)İstinaf kanun yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 1.692,38-TL istinaf karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 423,00-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.269,38-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydına,
b)İstinaf başvuru harcı olarak davalıdan alınan 162,10-TL nin hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı tarafça istinaf yargılaması sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.