Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/270 E. 2023/1187 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/270
KARAR NO : 2023/1187

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2018 (Dava) – 27/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1149 Esas – 2020/170 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarihli 2018/1149 Esas ve 2020/170 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı aracın oğlu tarafından kullanımda iken … Caddesi üzerinde park edilmiş daha sonrasında ise park halindeki aracına … plaka sayılı araç sol ön tarafından çarptığı, aracın kaza tarihi 07/05/2016 iken kaza tespit tutanağına kazanın etkisi ile kaza tarihi olarak yanlışlıkla 07/04/2016 tarihinin yazıldığı, davacının aracını kaza tarihinden sonra yetkili servis olan … San. Ve Tic. A.Ş. götürdüğü ve tamiri yaptırılarak ödemesinin yapıldığı, karşı yan sigorta şirketine 14/12/2017 tarihli Karşıyaka 5. Noterliğinin 36765 yevmiye nolu ihtarı ile başvuru yapılarak araçta oluşan zararın belirlenerek ödenmesinin istendiği, karşı yan sigorta şirketi tarafından doğan zararın belirlenemediği belirtilerek taleplerinin red edildiği, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız ve ıslah hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8.120,00 TL bedelin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesi, doğacak yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın davalı şirkete başvuruda bulunduğunu iddia etse de söz konusu başvurunun geçerli olmadığını, davanın sigortalı … Tic. Ltd. Şti ye ihbarını talep ettiklerini, davalı şirket … plakalı aracın KZMM sigortacısı olduğu, kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, KZMSS Genel şartlarına uygun olarak hasar tespitinin yapılmasını, davacı yanın faiz taleplerini kabul etmediklerini, ancak dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini ve davanın reddini talep etttiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”….Davanın KISMEN KABULÜNE; 8.050,00 TL tazminatın 28/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu talebin zamanaşımına uğramadığı zira ilk talep tarihinin 14.12.2017 olduğu iddia edilmiş ise de burada önemli olanın talep tarihi olmadığını, zira tartışılan hususun davacının ilk talep tarihini zamanaşımına uğrayıp uğramadığı değil ikame edilen davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu Md.109/1; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne amir olup davaya konu kazanın kaza tespit tutanağında belirtildiği üzere 07.04.2016 tarihinde gerçekleştiği gözönüne alındığında davaya konu talebin Karayolları Trafik Kanunu md. 109/1 hükmü gereği 07.04.2018 tarihinde zamanaşımına uğradığını, öte yandan kaza tespit tutanağında hem araç maliki hem araç sürücüsü hem de müvekkili tarafından düzenlenen poliçenin bilgilerinin yer aldığını, bu halde davacının zararı ve yükümlüsünü öğrendiği tarihin kaza tarihi olarak kabulü gerektiğini, davacının sigorta şirketine yapmış olduğu başvurunun zamanaşımını kesmeyeceğini ancak müvekkili tarafından yapılmış bir kısmi ifa olsa idi, zamanaşımının kesildiğinden bahsedilebileceğini, bu itibarla dava konusu talebin zamanaşımına uğramış olduğu sabit olup, zamanaşımı süresi
geçtikten sonra ikame olunan işbu davanın zamanaşımı sebebi ile reddi gerekmekte iken kabulü şeklinde verilen hükmün istinaf edilmesi zaruriyeti doğduğunu, Borçlar Kanunu haksız fiil hükümleri, Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve Yargıtay kararları ile sabit olduğu üzere bu tür sigortalarda asıl amaç zarar görenin uğradığı “gerçek zararın” giderilmesi olup, bilirkişi her ne kadar KDV dahil hesaplama yapmış ise de raporun sonuç kısmında başvuran tarafın değil fatura aslını dosyaya herhangi bir fatura sunmadığının açıkça belirtildiğini, bu itibarla yapılan giderin kanıtlanamadığı varsayılarak müvekkilinin KDV’den sorumlu olmadığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini; yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; kaza tarihinin 07/04/2016 tarihi olduğu, davacının ilk kez zamanaşımı süresi içerisinde sigorta şirketine 14/12/2017 tarihli Karşıyaka 5. Noterliği’nin 36765 yevmiye nolu ihtarı ile başvuru yaparak araçta oluşan zararın belirlenerek ödenmesini talep ettiği, davalı sigorta şirketinin ihtara Kadıköy 15. Noterliğinin 28/12/2017 tarih ve 20899 yevmiye numaralı ihtar ile cevap vererek, eksik belgeleri belirterek eksik belgelerin gönderilmesini istediği; davacının davalı sigortanın ihtarına istinaden Karşıyaka 5. Noterliği’nin 01311 yevmiye nolu 11/01/2018 tarihli ihtarı ekinde, mağdur araç ruhsat fotokopisi, mağdur araç onarım fotokopisi, mağdur araç sürücü ehliyet fotokopisi, sigortalı araç ruhsat fotokopisi, sigortalı araç sürücüsü ehliyet fotokopisini davalıya gönderildiği ancak eksper raporunun- … San. Ve Tic. AŞ … Şubesinde düzenlendiği, … Mah. … Sok. … …/…- adresinden istenmesi gerektiği belirtilmiş; davalının 14/02/2018 tarihli cevabi yazısı ile yazı ekinde gönderilen belgeler arasında eksper raporunun bulunmadığı, sigortanın temin etmesi gerektiğinin belirtildiği davacının her türlü bilgi ve belgeyi sigortacıya makul bir süre içerisinde vermek zorunda olduğunun belirtildiği, ancak davacının tazminat talebinin reddedilmediği anlaşılmıştır.
Davalı, davacının tazminat talebine makul sürede cevap vermiş ise de, davacının talebi üzerinde eksik belgelerin ikmalini istediği, davacının talep edilen ekspertiz raporunu sunmadan bir kısım belgeleri ekleyerek tekrar talepte bulunması üzerine, davalı davacının talebini reddetmeyerek tazminatın ödeneceği kanaati oluşturup, davacıda dava açılmadan da ödeme yapılabileceği inancını güçlendirerek talebini sürüncemede bırakmak suretiyle zamanaşımı süresinin dolmasını sağladığı anlaşılmış; bu durumda, davacının zamanaşımı süresinde davalıya başvuru yapmış olduğu, taraflar arasındaki yazışmaların tarihleri ve içerikleri nazara alınarak davalının zamanaşımı süresinin dolduğu yönündeki itirazının reddi gerekmiştir.
Makine mühendisi, trafik bilirkişisi ve sigorta uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, tazminat hesabında amacın zarar görenin uğradığı “gerçek zararın” giderilmesi olup, yerleşik uygulamaya göre tespit edilecek tazminatın KDV dahil hesaplanması gerektiği, buna göre tazminat hesabında hasar bedelinin KDV dahil olarak hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarihli 2018/1149 Esas ve 2020/170 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 549,89-TL istinaf karar harcından peşin alınan 140,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 409,89-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/07/2023