Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/269 E. 2023/1223 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/269
KARAR NO : 2023/1223

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2020
NUMARASI : 2019/237 Esas – 2020/587 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 06/02/2019
BAM KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2020 tarihli 2019/237 Esas ve 2020/587 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin 115.000.000 TL itibari değerli, 115.000 hissesinden 25.300.000 TL itibari değerli, 25.300 adet hissesine sahip ortağı olduğunu, 08.11.2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 nolu karar ile şirket müdürlerinin müdürlük sürelerinin süresiz olarak belirlenmesine, 3 nolu karar ile mevcut müdürlerden …’un süresiz olarak tek başına temsile yetkili olarak müdür atanmasına müvekkilinin olumsuz oylarına rağmen 89.700 oyla karar verildiğini, gündemin 2. Maddesinde alınan, şirket müdürlerinin görev süresinin süresiz olarak belirlenmesine ilişkin kararın TTK hükümlerine ve Medeni Kanunda bulunan iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, 07.12.2017 tarihinde yapılmış genel kurulda alınmış kararların taraflarınca İzmir 4. ATM’nin 2018/285 Esas sayılı dosyası ile dava konusu olduğunu, daha sonra İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine kendilerinin de müdahil olduğu ve şu an İzmir 4 ATM’de görülen 2018/285 Esas sayılı dosyası ile birleşen 2018/414 Esas sayı ile geçici tescilin kaldırılması davasının şirket tarafından açıldığını, süresiz olarak müdür seçiminin mümkün olmadığını ve belirli süreyle müdür seçildiği taktirde sürenin sona ermesi ile birlikte müdürlerin görevlerinin kendiliğinden sona ereceğini, genel kurulun toplanamaması veya görev sürelerinin bitmesi halinde şirketin organsız kalması durumunda ne yapılması gerektiğinin Türk Ticaret Kanunun 617/3. Maddesinde öngörüldüğünü, TTK 410 uyarınca şirket yönetim kurulunun, dolayısıyla limited şirketler yönünden müdürlerin süresi olduğu taktirde sadece genel kurulu toplantıya çağırma yönünden yetkilerinin devam etmekte olduğunu, kilitlenmeyi önlemek için görevleri belirli bir süre tespit edilerek seçilen müdürlerin süresi sona ermesine rağmen, sadece genel kurulu toplantıya çağırmak amacıyla değil tüm yetkileri içerecek biçimde görevlerine devam edeceklerine ilişkin hükmün TTK’ya tamamen aykırı olduğunu, esasen TTK’da görev sürelerinin sona ermesine rağmen müdürlerin görevlerini yenileri seçilinceye kadar devam edebileceğinin şirket sözleşmesinde öngörülebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, tersine TTK 617 atfı ile TTK 410 hükmü uygulanması gerektiğinden iş bu kararın TTK 579’a aykırı olup geçersiz olduğunu, yeni müdürler eğer atanamazsa bu taktirde eski müdürlerin kurulunun yegane yetkisinin genel kurulu göreve çağırmak olduğunu, …’un süresiz olarak müdür atanmasının hukuka aykırı olduğunu bildirerek 08.11.2018 tarihli Genel Kurul’un 2. ve 3. Maddesinde alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 08.11.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağıyla da sabit olduğu üzere davacı tarafın iptalini talep ettiği 2 ve 3 nolu kararların toplantıya katılan pay sahipleri 89.700 adet olumlu oylarına karşın 25.300 adet olumsuz oyla genel kurulun yapıldığı tarihte geçerli olan şirket ana sözleşmesine uygun olarak alındığını, müvekkili … Limited Şirketinin 07.12.2017 günlü olağanüstü genel kurul toplantısında ana sözleşmesinin 8. maddesinin değişmesinin karara bağlandığını, davacının bu değişikliğe karşı olarak İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/285 Esas sayılı dosyasında iptal davası açarak değişikliğin Türk Ticaret Kanuna aykırı olduğunu iddia ettiğini, müvekkili şirketin değişikliklerin tescil ve ilanı için İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurusunun reddedildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin geçici tescil talebinde bulunduğunu, taleplerinin kabul edilmediğini ve denetim makamı olan Ticaret Bakanlığı’na şikayet edildiğini ve bakanlığın emri ile kararın tescil olunup kesinleştiğini, iptali talep edilen 2 nolu karar yönünden genel kurulda alınan karar ile şirket ana sözleşmesinin 8/1. Maddesi şirket iş ve işlemleri, genel kurul tarafından seçilecek bir veya birkaç müdür tarafından yürütüleceği, şirket müdürlerinin görev süresinin genel kurul tarafından süresiz belirlenebilir veya belirli bir süreyle sınırlanabilir halini aldığını, 6102 Sayılı TTK ile müdür sıfatının artık seçimle kazanılması uygulamasının başlatıldığını müdür seçimine yetkili organının ise şirketin kuruluşu sırasında kurucular, şirketin faaliyeti döneminde ise genel kurul olduğunu, dolayısıyla genel kurulca alınan kararda TTK hükümlerine aykırı bir yön bulunmadığını, yine TTK 623/1 Maddesinde “En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir” düzenlemesi olduğunu, 08.11.2018 tarihli OGK’da alınan 3 nolu karar ile şirket ortağı …’un şirket ortağı sıfatı ile müdürlük görevine seçilmesinde yasal düzenlemelere aykırı bir yönün bulunmadığını, 6102 Sayılı TTK’nun müdürlerin üst sayısı ve atanma süreleri ile ilgili bir hüküm içermediğini, bu nedenle şirket ortaklarının şirket sözleşmesinde ihtiyaca göre şirketin kaç kişilik müdür/müdürler kurulu tarafından yönetileceğini serbestçe düzenleme haklarının olduğunu, aynı durumun müdürlerin görev süresinin belirlenmesinde de söz konusu olduğunu, genel kurul tarafından birden fazla müdür atanmış olması halinde müdürlüklerden birinin herhangi bir sebeple boşlaması durumun da diğer müdür veya müdürlerin görev sürelerinin sonuna kadar görevde kalmaya devam edeceğini, genel kurulun her zaman yeni müdür atayabileceğini ve görevdeki müdürü görevden alabileceğini, görev süreleri uzayan müdürlerin seçimi yapılan bir sonraki genel kurula kadar görev yapmaya devam edeceğini, şirket ana sözleşmesinin 8/2 . Maddesinde yapılan düzenlemenin şirketin idare ve idamesinin sağlanması ve şirket menfaatinin korunması amacına yönelik bir düzenleme olduğunu, yasal mevzuata aykırı bir durumun söz konusu olmadığını, 8/3. Maddede yapılan düzenlemenin de 8/2. Madde düzenlemesinin devamı ve tamamlayıcısı olma niteliğinde olduğunu, bu düzenlemenin getiriliş amacının şirket genel kurulunun müdür seçimi konusunda herhangi bir sebeple karar alamaması durumunda şirketin organsız kalmasını engellemek için olduğunu, şirket ana sözleşmesine eklenen 8/4 maddesi ve devamı yönünden toplantı tutanağında bir muhalefet şerhi yer almadığını, davacı tarafın 12.07.2016 tarihinde yapılan yine şirket ortaklarının ekseriyeti ile 7800 olumlu oya karşılık 2200 olumsuz oy ile karar verilen şirket ana sözleşme değişikliğinin yokluk ve/veya butlanla batıl olduğunun tespiti ve iptali talepli olarak açtığı davanın İzmir 2 ATM’nin 2016/1286 Esas ve 2018/640 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini, aynı zamanda 19.04.2018 tarihinde yapılan ve toplantı tarihinde geçerli şirket ana sözleşmesine uygun olarak şirket ortaklarının ekseriyeti ile 58000 adet olumlu oya karşılık 16.500 adet olumsuz oy ile karar verilen pay devrinin iptali talebinin 2 ATM’nin 2018/856 Esas ve 2018/1609 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini, 07.12.2017 tarihli olağanüstü genel kurulun iptali için açtığı davanın da İzmir 4 ATM’nin 2018/285 Esas sayılı doyası ile derdest durumda olduğunu bildirerek haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “Davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme bilirkişi deliline dayanmamasına rağmen dosyayı bilirkişiye tevdi etmediğini, bir hukuk bilirkişisi atanması olmadığını, bu nedenle bilirkişi tayinini talep ettiklerini, oysaki mahkemenin bu konuyu eksik bir inceleme yapmış olması nedeniyle göz ardı ederek, benzer bir nedenle daha önce açılmış olan davanın bilirkişi raporuna dayanır bir şekilde karar verdiğini, dava konusu genel kurulda alınan karara karşı olan muhalefet şerhlerinde aynen, “1.Ana Sözleşme’nin 8. maddesinin tadiline ilişkin metinin ilk kısmında, herhangi bir nedenle yeni bir müdür seçilememesi halinde şirketin organsız kalmasını engellemek için süresi biten müdürün/müdürlerin görev ve yetkilerinin uzayacağı hükmü getirilmek istenmişse de bu hüküm TTK ve ilgili mevzuata tamamen aykırıdır. Daha önce 07.12.2017 tarihindeki genel kurulda mevcut müdürler kurulu tarafından hayata geçirilmeye çalışılan ancak tarafımdan İzmir 4. ATM’de 2018/285 E ile dava edilen ve İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilmesi red edilen, aynı metnin tekrar önüme çıkarılması manasına gelen ilk kısmına, daha önceden de beyan ettiğim, “aşağıda saydığım” sebeplerden dolayı muhalifim. Daha önceden sözleşmeye ilave ettirmeyi İzmir Ticaret Sicili ve bizim gayretlerimizle başaramadıkları bu değişikliğin, tekrar önümüze çıkartılmasının MK/2’de zikredilen iyiniyet kuralına aykırı olduğu da son derece açıktır.” dediklerini, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne genel kurul kararını kabul etmediği için İzmir 3. ATM’de açmak zorunda kaldıkları davanın dosya No’su 2018/414 E olduğunu, kendilerinin bu hususu dava etmeleri ve Ticaret Sicilin’de onaylamayı red etmesine rağmen, bir yıldan daha kısa bir sürede dava konusu kararın alındığı genel kurulun yapıldığını ve aynı madde tekrar ana sözleşmeye eklenmeye çalışıldığını, buna rağmen mahkemenin burada bir kötü niyet görmediğini, TTK’da, görev süreleri sona ermesine rağmen müdürlerin görevlerine yenileri seçilinceye kadar devam edebileceğinin şirket sözleşmesinde öngörülebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, tersine TTK 617 atfı ile TTK 410 hükmü uygulanması gerektiğinden, işbu karar TTK 579’a aykırı olup; geçersiz olduğunu, gündemin 3. maddesinde alınan kararla … ’un süresiz olarak müdür atanmasının saydıkları nedenlerden dolayı hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemenin verdiği aleyhe hükmün bozularak 08.11.2018 Tarihli Genel Kurul’un 2. ve 3. maddesinde alınan kararların iptaline karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 08/11/2018 tarihli genel kuru toplantısında alınan iki ve üç numaralı kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından
istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Eldeki davada davacı, davalı şirketin % 22 hissedarı olup, dava konusu 08/11/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2 ve 3 nolu kararların iptali isteminde bulunmuş, anılan genel kurul toplantısında alınan iki numaralı karar ile şirket ana sözleşmesinin şirketin idaresi başlıklı 8. maddesi değiştirilerek şirket genel kurulunun müdür seçimi konusunda herhangi bir sebeple karar alamaması durumunda şirketin organsız kalmasını engellemek için söz konusu kilitlenme durumu oluşması esnasında görev yapmakta olan müdürlerin görev sürelerinin müdür seçimi yapılan bir sonraki genel kurula kadar uzamış sayılacağı, bu şekilde görev süreleri uzayan müdürlerin müdür seçimi yapılan bir sonraki genel kurula kadar görev yapmaya devam edeceğinin kararlaştırıldığı, üç numaralı karar ile de şirket müdürü olarak dava dışı … süresiz olarak şirket müdürlüğüne münferiden yetkili olarak seçildiği, davacının her iki maddeye karşı muhalefet şerhini tutanağa yazdırdığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’da anonim şirketlerin aksine limited şirket müdürlerinin görev süreleriyle ilgili alt veya üst bir düzenlemeye yer verilmemiştir. TTK’nın 616/1. b maddesi uyarınca müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları genel kurulun devredilemez yetkilerinden olup, kanunda müdür seçimi için nitelikli oy aranmayıp, genel kurul toplantı çağrısında müdür atanması yönünde gündem maddesi bulunmasa dahi müdürlük görevinin sona ermesini doğuracak nedenlerin varlığı halinde genel kurulun yeniden müdür seçimi yapabileceği gözetildiğinde süresiz müdür seçimine ilişkin kararın kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, iptalini gerektirir şartların somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, hakimin bilgisine göre çözülmesi gereken hususlarda bilirkişi raporu alınması gerekmemesine göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2020 tarihli 2019/237 Esas ve 2020/587 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
A)Davacıdan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 210,55-TL’nin anılan davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)Davacı yanca istinaf kanun yolu başvurusu sırasında yatırılan 162,10-TL harcın hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 19/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.