Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/253 E. 2021/199 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/253
KARAR NO : 2021/199
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2020
NUMARASI : 2019/162 Esas ve 2020/387 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2021
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/11/2020 tarihli, 2019/162 esas ve 2020/387 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/10/2018 tarihinde tarafına ait ve kullanımında olan …. plakalı araca davalı …’nun kullanımında ….’ye ait … tarafından ZMSS ile sigortalanan …. plakalı aracın Harmandalı-Çiğli Askeri Lojmanları karşısındaki ışıklarda kırmızı ışıkta durduğu sırada hızını ayarlayamaması sebebiyle arkadan çarpmak suretiyle aracında hasar meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, sigorta şirketince yaptırılan incelemede davalı …’nun kaza sebebiyle %100 tam kusurlu bulunduğunu, aracına …. tarafından tamir ve servis hizmeti verildiğini ve aracının 1 ay boyunca serviste kaldığını, araçtaki hasar nedeniyle 20.792,05-TL ve 760,94-TL tutarında iki ayrı fatura düzenlendiğini, aracın 2012 model … marka ve kaza anında 52.414 km olduğunu, aracının ciddi hasar gördüğünü, kaza sebebiyle aracında değer kaybı meydana geldiğini, davalı … şirketine değer kaybı sebebiyle müracaat yapıldığını, davalı … tarafından araçtaki değer kaybının 6.411,77-TL olarak hesaplanarak ödeme yapıldığını, bu miktarın çok düşük olduğunu, ayrıca aracın serviste kaldığı 75 günlük süre nazara alınarak başka aracı olmaması sebebiyle yapılacak maddi zarar hesaplamasında ikame araç bedeline ilişkin tazminatın da nazara alınması gerektiğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları ve ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik tüm davalılar yönünden 1.000,00-TL araç değer kaybı ve davalı sürücü ile davalı araç maliki şirket yönünden 300,00-TL ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminatın davalılar sürücü ve araç maliki yönünden 13/10/2018 tarihi olan kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden ise temerrüdün gerçekleştiği müracaat tarihi olan 22/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davalılardan müvekkili şirkete ait … tescil plakalı aracın … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile güvence altına alındığını, dava dilekçesinde de … tarafından 6.411.77.-TL olarak ödeme yapıldığının beyan edildiğini, davacının iddia ettiği gibi bakiye bir alacağının olması halinde dahi bu miktarın poliçe teminat ve limitleri kapsamında olup bunu sigorta şirketinden talep etmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi aracında abartılı bir hasar meydana gelmediğini, nihayetinde aracın arka tamponuna çarpıldığını ve bu hasarlı parçaların yenisi ile değiştirildiğini, davacının aracının kaza tarihi itibarı ile 2012 model olup 7 yaşında olduğunu, yani araçta yaşı itibarı ile metal yorgunluğu ve korozyon başladığını, özellikle İzmir gibi deniz kenarında ve nem oranının yüksek olduğu bölgelerde bu etkileşimin daha erken ve hızlı olduğunu, bu sebeple davacının aracının kaza nedeniyle değişen parçalarından dolayı değer kaybı değil tam aksine parçaların yenilenmiş olması sebebi ile değer artışı söz konusu olduğunu, davacı kaza nedeniyle aracın değer kaybından bahsetmekte ise de aracın daha önce herhangi bir kazaya karışıp karışmadığının da belli olmadığını, davacının aracın onarımı süresince başka aracı olmadığından ikame araç bedeli talep ettiğini, davacı tarafça bu süre zarfında herhangi bir şekilde araç kiralandığı ya da kullanıldığına dair bir iddia ve beyanda bulunmadığını, buna ilişkin bildirdiği deliller arasında fatura da bulunmadığını, davacının kazayı fırsata çevirmeye ve haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davacının ikame araç bedeli talebinin tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu, açıklanan sebeplerle; davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da belirlendiği üzere; davacının davaya konu olan kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, … plaka sayılı aracın sürücüsü davalı …’nun %100 kusurunun bulunduğu, davaya konu edilen araçta meydana gelen değer kaybı zararı ile araç mahrumiyet bedelinin bilirkişi raporuyla belirlendiği, bilirkişi raporu doğrultusunda davacıya ait araçta 588,23 TL. değer kaybı oluştuğu ve davacının araç mahrumiyet zararının 2.880,00 TL. olduğu… Şeklinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … istinaf dilekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme kararında davacı … lehine kendini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen, vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı …. Tarafından 6.411.77.-TL olarak ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Yargılama sonucunda tespit olunacak bakiye bir alacak olması halinde mahkemece bu miktarın poliçe teminat ve limitleri dahilinde olup olmadığını araştırmak ve buna göre bir karar vermesinin gerektiğini, ek rapor alınması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının tazminin gerektirecek bir zararının bulunup bulunmadığının değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı …’ın katılma yolu ile verdiği istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın kesin nitelikte olduğu nazara alınarak tüm istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, trafik kazasından kaynaklı oluşan değer kaybı ve ikame araç bedeli alacağının tazminine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2020 tarihinden itibaren ise, bu sınır 5.390,00 Türk lirasıdır. Bir kısım davalılar ve davacı tarafın istinafa konu ettiği, miktarın 3.468,23 TL olması nedeniyle 27/11/2020 tarihli gerekçeli karar kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doığrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece miktar yönünden kesin nitelikte olan davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. Dolayısıyla kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/3016 esas ve 2017/5123 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının hem davacıya hem de istinaf eden davalılara iadesi cihetine gidilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İlk derece mahkemesi kararı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca kesin olması sebebiyle davacı …’ın, davalı …’nun ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
2-Davacının …’ın yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davalı …’nun yatırmış olduğu 148,60 TL istinaf başvuru harcı ve 54,40 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 203,00 TL harcın bu davalıya iadesine,
4-Davalı … vekilinin yatırmış olduğu 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL harcın bu davalıya tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/03/2021