Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/245 E. 2023/1153 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/245
KARAR NO : 2023/1153

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2019 (Dava) – 27/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/64 Esas – 2020/556 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2020 tarih ve 2019/64 Esas – 2020/556 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi olduğu, ve şahıs şirketi …,’e ait … plakalı aracın 29.09.2018 tarihinde … idaresinde seyir halinde iken, … idaresindeki … plakalı aracın arka tamponundan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada takip mesafesini korumayan … plakalı araç ve sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin Almanya’ya döndükten sonra kazada oluşan hasarın zararının tespiti için “…” isimli oto tamiri konusunda yetkili servise başvurduğunu, ekspertiz yaptırdığını, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde hasarın giderimi için 1.650,00 EUR hasar tespiti yapıldığını, Türkçe tercümesinin ekte olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigortası kapsamında hasar dosyası açıldığını, taraflarına toplam 585,00 TL’nin 03.01.2019 tarihinde ödendiğini, ödeme günündeki kur karşılığı bu bedelin 93,94 EUR olduğunu ileri sürerek, yapılan kısmı ödeme düşüldüğünde kalan 1.557,02 EUR bedelinin temerrüt tarihi itibarıyla yasal faizi ile tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan faturanın Almanca olduğunu, davacı tarafın hasarının karşılandığını, davacının bir zararının bulunmadığını, şirketleri nezdinde 530682-0 nolu hasar dosyası açıldığını, sigorta eksperi atandığını, zarar miktarının anlaşmalı tam donanımlı bir serviste iskonto uygulanarak belirlendiğini, aracın arka tamponun hasarlı olduğunun tespit edilip 585 TL tazminatın 03.01.2019 tarihinde davacı vekili hesabına ödendiğini, davacının aracın tescili bulunduğu ülkede sigortadan tazminat alıp almadığının belirlenmesi gerektiğini, sorumluluklarının mevcut poliçe ile sınırlı olduğunu, sigortalının kusurunun ispatı gerektiğini, yasal faiz ile sorumlu olduklarını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…29.09.2018 tarihinde saat 17.00 sıralarında, Sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile, … Sokakta seyir halinde iken aracının Sol Ön kısmı ile, aynı istikamette seyir halinde bulunan yolda yavaşlayan sürücü …’ın idaresindeki … plakalı aracın Sol arka tampon köşe kısımlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği Davalıya Trafik Sigortalı aracın sürücüsü …’ın, idaresindeki … plakalı aracı ile, 2918 s. KTK’nun m.52/B, m.52/C, m.56/C maddesi ile asli kusurlardan m.84/D “Arkadan çarpma” maddelerini ihlali neticesinde kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davacı aracın sürücüsü …’ın idaresindeki … plakalı aracı ile kazanı oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; Davaya konu aracın onarım masrafı Almanya koşullarında orijinal parça işçilik dahil 1.387,36 EUR+kdv, kdv dahil 1.650,96 EUR olduğu, Kaza ile hasarın uyumlu olduğu, onarım bedelinin Almanya rayiçlerine uygun olduğu, Davalı sigorta şirketinin 03.01.2019 tarihinde ödenmiş olduğu 585,00 TL (03.01.2019 kur karşılığı 93,95 EUR) düşüldüğünde kalan bakiye hasar miktarının (1.650,96 €– 93,95 €) 1.557,00 EUR olduğu, Davalı ZMMS Trafik Sigortası ile sigortalı …’ a ait … plakalı aracın 31/08/2018 – 31/08/2019 tarihleri arasında geçerli ve ZMMS sigorta poliçesi ile … A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 29.09.2018 tarihinde meydana gelmiş olup 31/08/2018 – 31/08/2019 tarihleri arasındaki teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu, … plakalı aracın ZMMS ile teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu anlaşılmış, davalı … A.Ş’ nin 36.000,00-TL teminat limiti olduğu…” gerekçesiyle Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 1.557,00-Euro hasar bedeli tazminatının davalı … Yönünden kaza tarihi 29.09.2018 tarihinden itibaren, Davalı … A.Ş. Yönünden, temerrüde düştüğü 04.01.2019 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirasının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıya ait aracın hasara ilişkin tescil kaydının bulunduğu ülkede bulunan sigorta şirketinden tazminat alıp almadığının araştırılması gerektiğini, yerel mahkeme bu hususta herhangi bir araştırma yapmaksızın davacı vekilinin 27.10.2020 tarihli duruşmadaki beyanlarına istinaden davanın kabulüne karar verdiğini, sebepsiz zenginleşmeye mahal verilmemesi adına gerekli araştırma yapılmadan eksik incelem ile esas hakkında karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, yerel mahkeme tarafından hükmedilen maddi hasara ilişkin tazminat bedelinin fahiş olduğunu, bu raporun hükme esas alınamayacağını, davaya konu araçta meydana gelen hasar sonucu tespit edilen miktarın fahiş boyutta ve kabul edilebilir olmadığını, dava konusu kazaya karışan araçların kusur oranlarının Adli Tıp Kurumu tarafından tespitinin gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda varsayımlara dayalı olarak kusur tespiti yapıldığını, bu rapor kabul etmediklerini, dava konusu aracın bilirkişi raporuna uygun olarak onarılmadığını, davacı lehine açıkça fahiş tazminata hükmedildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, hükme esas alınan bilirkişi raporunda piyasa araştırması yapılmaksızın davacı beyanları doğrultusunda kabul edilen hasar bedelinin müvekkili şirket bakımından kabulünün mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davacı tarafça dava öncesi alınan ekspertiz raporunun tekrarı niteliğinde olduğunu, bu nedenle kabul etmediklerini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçta oluşan hasar bedeli ve değer kaybının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve sürücüden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı sigorta şirket vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalı aracının davacı aracına arkadan çarptığı somut olayda tam kusurlu olduğunun aşikar olduğu, bilirkişi tarafından aracın Almanya’daki parça bedelleri ve rayiç bedelinin piyasaya uygunluğu araştırılarak tespit edildiği, davadan önce davalıya sigorta şirketine başvuru yapıldığı ve hatta bir kısım ödeme de alındığı, yani başvuru şartının da yerine getirildiği anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Buna göre; davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle sorumluluğuna esas poliçe teminat limitinin 36.000,00 TL olmasına göre, davalının sorumluluğunun poliçe teminat ile sınırlı olduğunun hükümde belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının davalı sigorta şirketi lehine kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen KABULÜNE; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/64 Esas – 2020/556 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1.557,00-Euro hasar bedelinin davalı … yönünden kaza tarihi olan 29.09.2018 tarihinden itibaren, davalı … A.Ş. yönünden 04.01.2019 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirasının (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti olan 36.000,00 TL ile sınırlı tutulmasına) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
c-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca; alınması gereken 672,19-TL harçtan, peşin alınan 168,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 504,14-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydına,
d-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine
e-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 6,40-TL vekalet suret harcı, 118,00-TL davetiye ve posta gideri, 450,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 574,40-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 574,39-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 44,40-TL başvurma harcı, 168,05-TL peşin alınan harç olmak üzere toplam 786,84-TL’nin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
f-Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı sigorta şirketinin yukarıda açıklanan gerekçeler dışında kalan istinaf itirazlarının reddine,
3-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketine iadesine,
b-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
d-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/07/2023