Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/24 E. 2023/850 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2384
KARAR NO : 2023/511

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2017 (Dava) – 10/01/2019 (Karar )
NUMARASI : 2017/627 Esas – 2019/10 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/01/2019 tarihli 2017/627 Esas ve 2019/10 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile borçlu/davalı … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca müvekkili tarafından taksitli ticari kredi kullandırıldığını, davalının iş bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşme kapsamında kullandırılan kredi borçlarının zamanında ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle alınan haciz kararı ile borçlu ve kefiller hakkında İzmir 8. İcra Dairesi’nin 2015/16987 esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlandığını, borçlunun borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini belirterek, fazlaya ilişkin her türlü dava ve takip hakları saklı kalmak kaydıyla itirazin iptaline, takibin devamına, borçlu- davalının %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesİne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı asıl borçlu …’nun kullanmış olduğu kredinin 2015 yılında kapandığını, müvekkilinin kefil sıfatı ile ödemekle yükümlü olduğu kredinin bakiye borcunun bulunmadığını, müvekkilinin kredi sözleşmesi ile kefil olduğu tutardan fazla miktardan kefillik limitinin aşan tutardan sorumlu tutulduğunu, müvekkilinin bankaya hiçbir şekilde borcu olmadığını beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”….Davanın kabulü ile davalının İzmir 8. İcra Dairesi’nin 2015/16987 Esas sayılı takip dosyasına itirazının iptali ile anılan takibin davalı yönünden 45.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak üzere devamına, hüküm altına alınan alacağın %20′ si oranında hesaplanan 9.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine….”, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl borçlu olan …’nun kullanmış olduğu söz konusu kredinin 2015 yılında kapatıldığını, müvekkilinin kefil sıfatı ile ödemekle yükümlü olduğu kredinin bakiye borcu bulunmamakla birlikte müvekkilinin kredi sözleşmesi ile kefil olduğu tutardan fazla miktardan yani kefillik limitini aşan tutardan sorumlu tutulduğunu, neticeden müvekkilinin davacı bankaya hiçbir borcu bulunmadığını, işbu sebeple yapılan takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin hiçbir borcu olmamasına rağmen karşı tarafın kötü niyetli olarak takip açmasından dolayı davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini ve yargılama giderlerinin karşı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın İİK nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Yargılama aşamasında, davacı … A.Ş.’ nin Beyoğlu 48. noterliğinin 15/12/2017 tarihli ve 124586 yevmiye numaralı “Alacak Devir Sözleşmesi” ile alacağını … A.Ş.’ ye temlik ve devredildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin süresinde sunduğu cevap dilekçesinde dava konusu borcun davalının kefil olduğu sözleşmeye ilişkin olmadığı, dava dışı asıl borçlu …’nun kullanmış olduğu kredinin 2015 yılında kapandığını, müvekkilinin kefil sıfatı ile ödemekle yükümlü olduğu kredinin bakiye borcunun bulunmadığını, müvekkilinin kredi sözleşmesi ile kefil olduğu tutardan fazla miktardan kefillik limitinin aşan tutardan sorumlu tutulduğunu beyan ederek itiraz ettiği; davalı vekili aynı gerekçeler ile bilirkişi raporuna itiraz ederek müvekkilinin kefili olduğu borcun kapatıldığını, 2015 yılında dava dışı asıl borçlu …’nun davacı banka ile eni kredi sözleşmeleri yaparak kredi kullandırdığını, dolayısı ile 2014 ve 2014 ile 2016 tarihli hesap dökümlerinin bilirkişi tarafından incelenerek kredi hesaplarına kredi tutarının yatırılarak kredinin kapatıldığının tespit edilmesi gerektiğini, bilirkişinin sözleşmeler üzerinden tahmini ve eksik inceleme yaptığını belirterek yeni bir rapor alınmasını istemiş ise de, mahkemece davalının rapora itirazlarının nazara alınmadığı, itirazı hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmeyerek savunma hakkının kısıtlandığı; dosya kapsamında alınan raporun yeterli olmadığı, raporda talep edilen tutarın hangi sözleşmeden kaynaklandığı, davalının kefil olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun kapatılıp kapatılmadığı konusunda saptama yapılmadığı, diğer taraftan dosyadaki sözleşmelerin suretlerinin okunaksız ve onaysız olduğu, davalının kefil olduğu sayfaların eksik olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken 2013 ve 2014 tarihli genel kredi sözleşmelerinin tüm ekleri ile birlikte eksiksiz ve onaylı suretlerinin dosyaya istenerek, yine icra dosyasının fiziken celbi ile, dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek, davalının kefil sıfatı ile taraf olduğu krediye ilişkin borcun kapatılıp kapatılmadığı, kapatılmış ise hangi tarihte kapatıldığı, takibe konu borcun hangi sözleşmeden kaynaklandığı, davalının takibe esas alınan borca ilişkin sözleşmede kefaletinin bulunup bulunmadığı hususlarında, bilirkişiden davalı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde, taraf ve yargı denetimine elverişli, içerik olarak yeterli yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/01/2019 tarihli 2017/627 Esas ve 2019/10 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 23/03/2023