Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/216 E. 2023/1100 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/216
KARAR NO : 2023/1100

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2018 (Dava) – 17/09/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1244 Esas – 2020/503 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarihli 2018/1244 Esas ve 2020/503 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/08/2016 tarihinde, plakalı ve kim olduğu tespit edilemeyen aracın müvekkiline çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını, davacıya çarpan aracın faili meçhul olması nedeniyle yasal prosedür gereğince …na dava açmak gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kaymak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL işgücü kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili 24/05/2020 tarihli talep sonucunun açıklanması dilekçesi ile; harca esas olarak ve fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydıyla açtıkları 1.000-TL-‘lik davanın; fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak suretiyle; 1 TL’si geçici iş göremezlik için, 999 TL’si kalıcı iş göremezlik bedeli için talep edildiğini belirtmiştir.
Davacı vekili, 23/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden 56.861,16-TL’nin haksız fiil tarihi olan 28/08/2016 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce müvekkili kuruma gerekli belgelerle beraber yazılı başvuru koşulu arandığından ve işbu davada söz konusu şart eksiksiz olarak yerine getirilemediğinden davanın reddine, yetkisizlik nedeniyle davanın reddine, zamanaşımı sebebiyle davanın reddine ve davacı taraf, kazaya ilişkin hiçbir somut delile dayanmadığından ve kazanın meydana geldiği somut deliller ile ispatlanamadığından davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”….Davanın KABULÜ ile, 56.861,16-TL sürekli iş göremezlik tazminatının ve 1,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalıya başvuru yapılan 09/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava açmadan önce gerekli tüm belgelerle kuruma başvuru yapılmadığı, noksan olduğu tespil edilen belgelerin tamamlanması yönünde gönderilen yazı gereği yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiği, olaya ilişkin somut delil ortaya konulmadığı. kazanın iddia edildiği şekilde meydana geldiğinin ispatı ve neticeten davanın reddi gerektiği hususlarında toplandığını, dava öncesi vekil edene usulüne uygun şekilde başvuru şartı gerçekleşmediğini, müvekkili kuruma usulüne uygun şekilde başvuru koşulu getirildiğini, emsal nitelikteki kararlarda yasada belirtilen şekilde başvurunun yapılmaması eksikliğin dava tarihinden sonra giderilemeyeceği bu sebeple davanın reddi gerektiği hususunun benimsendiğini, somut olayda, davacı yanca işbu dava açılmadan evvel yapılan başvurunun noksan olduğunu, başvuru süresi içinde cevaplandırıldığını ancak gerekli tüm evraklarla bir başvuru yapılmadığından, talebin olumlu bir şekilde değerlendirilmediğini, davaya konu olaya kusuru ile sebebiyet verdiği belirtilen plakası tespit edilemeyen motorlu aracın varlığı, olayın bir trafik kazası sonucu meydana geldiği, zarara sebebiyet verdiği iddia edilen aracın cinsi, poliçe düzenlenmesi zorunlu olan motorlu araçlardan olup olmadığının ispatlanamadığını, hükme esas alınan maluliyet raporunun doğru yönetmelik hükümleri gereğince ve sağlık bakanlığı tarafından yetkili hastaneden alınmadığını, SGK tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılmadan ve müvekkilinin geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadığı halde hükmedildiğini, tahsiline karar verilen tazminat yönünden faiz başlangıcının hatalı hesaplandığını, vekil edene başvuruyu takip eden tarihten faize hükmedileceğinin kabul edilemez olduğunu ayrıca, ıslah edilen tutara ancak ve ancak ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülebileceğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı bedeni zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı vekilinin davanın başvuru dava şartı yokluğundan reddi gerektiğine yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Şöyle ki, dava tarihi itibariyle sigorta şirketine başvuru dava şartı niteliğinde olmakla birlikte, davacı tarafça davadan önce 09/08/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine epikriz raporu ve sağlık raporu da eklenerek başvurulmuş olduğu, davalının 11/08/2017 tarihli cevabi yazısı ile, rapor yeterli bulunmayarak belirtilen hususları da içerecek şekilde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca alınacak rapor ile başvurulması ve daimi arama kararının gönderilmesi halinde talebin değerlendirileceğinin belirtildiği; davacının 22/12/2017 tarihli başvuru dilekçesi ekinde yeni aldığı engelli sağlık kurulu raporunu ve savcılık daimi arama kararını sunduğu, davalı tarafça bu sefer de 20/04/2018 tarihli cevabi yazı ile raporda “kesin ve sürekli ibaresi bulunmadığından” rahatsızlıkların kesin ve sürekli olduğunu belirten rapor alınması halinde talebin değerlendirileceğini belirttiği, yargılama sırasında da gerekli tüm evraklarla başvurulmadığı savunmasında bulunulduğu anlaşılmıştır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin tamamlanabileceği açıktır. Davalının belirttiği üzere sağlık raporunun yargılama aşamasında mahkemece tamamlatılmış; mahkemece usulüne uygun olarak, davalının faiz başlangıç tarihi olarak esas alınmasını talep ettiği dava tarihi yerine, davalıya tazminat istemli olarak yapılan başvuru tarihi olan 09/08/2017 tarihinin temerrüt tarihi kabul edilerek bu tarihten itibaren faiz işletmiş olması isabetli olup, davalı vekilinin bu yönlerden yapılan istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
2-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/98761 sayılı soruşturma dosyasının içeriğindeki bilgi ve belgeler ile yapılan soruşturma sonunda düzenlenen 04/05/2017 tarihli daimi arama kararının içeriği ve davalının aksini ispat edecek bilgi ve belge sunmaması nazara alınarak; davacının yaralanması itibarı ile de davacıya belirsiz bir aracın çarparak yaralanmasına neden olduğu, kazanın davacının iddia ettiği şekilde meydana geldiği anlaşılmakla, davalının bu yöne ilişkin itirazının reddi gerekmiştir.
3-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; hükme esas alınan ve rapor düzenlemeye yetkili bulunan, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan 20/09/2019 tarihli maliliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alınarak usulüne uygun olarak düzenlendiği, anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli olduğunundan davalının bu yöndeki istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
4-Davalı … vekilinin, SGK tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılmadan ve geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadığı halde hükmedilmiş olmasına dair istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Dosyada mevcut SGK’nın 30/11/2018 tarihli cevabi yazısında davacıya geçici iş göremezlik ödeneği ve rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılmadığının bildirildiği; yine bilindiği üzere, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile aracın ZMMS poliçesi bulunması halinde bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik tazminatının davalı … aleyhine de hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/2511 E.- 2021/2452 K).
5- 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117. ( 818 sayılı BK’nun 101.) maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. Borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden ihtarname yok ise dava / takip tarihinden itibaren oluşur.Bilindiği üzere belirsiz alacak davası HMK 107. Maddesinde düzenlenmiş olup, bu yeni düzenleme ile davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilmesine olanak tanınmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesinin 2. fıkrasında ise davacıya, alacağın belirlenebilir hale geldiği anda davasının başında belirtmiş olduğu talebini iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın artırma olanağı tanınmıştır. Davacı tarafından davalı …na yapılan başvuru tarihi olan 08/09/2017 tarihinde davalı temerüte düşecek ve bu tarihten itibaren hesaplanan tazminat alacağına faiz yürütülebilecektir. Her ne kadar mahkemece gerekçeli kararda,”Her ne kadar temerrüt tarihi olarak davalı …na başvurudan itibaren 8 iş günü ödeme süresinden sonra faiz işletilmesi gerekmekte ise de sehven davalıya başvuru tarihi olan 09/08/2017 temerrüt tarihi sayılarak faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de bu hususun kanun yolu aşamasında düzeltilebileceği ” şeklinde öngörüde bulunmuş ise de, esasen mahkeme kararında başvuru tarihi olarak belirtilen faiz başlangıç tarihi isabetli olup, düzeltilmesi gereken bir husus yoktur. Kaldı ki, davalı da bu yönden istinafa gelmeyip ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği yönünde karara itiraz etmiştir. Bu nedenle, ıslah ile artırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmemesi isabetli olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarihli 2018/1244 Esas ve 2020/503 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 3.884,19-TL istinaf karar harcından peşin alınan 971,10-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.913,09-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/06/2023