Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/215 E. 2023/1183 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/215
KARAR NO : 2023/1183

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/08/2019 (Dava) – 01/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/405 Esas – 2020/604 Karar
DAVA :Rekabet Yasağı Sözleşmesinden Kaynaklanan Cezai Şart Alacağı
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2020 tarihli 2019/405 Esas ve 2020/604 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkil şirkette 05/08/2014 tarihinde “CNC TORNA TEZGAH OPERATÖRÜ” olarak çalışmaya başladığını, 10/09/2018 tarihinde “3600 gün SGK gün yazısı ile Noter Ayrılma Bildirimini” şirkete tebliğ ederek iş akdini sonlandırana kadar kesintisiz olarak çalıştığını, iş hayatında işverenin menfaatinin korunabilmesi, müvekkili şirketin, davalı işçi ile arasında 01/01/2018 tarihinde akdedilen belirsiz süreli iş sözleşmesinin 11. Maddesi ile davalı işçi ile aralarındaki rekabet yasağını düzenlediklerini, işçinin rekabet yasağı, iş sözleşmesinin bitimiyle birlikte başladığını, davalı işçi ile müvekkil şirketi arasında imzalanan 01/01/2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin 11. Maddesi gereğince, davalı işçi ile müvekkil şirket arasında geçerli bir rekabet yasağı ilişkisi kurulduğunu, taraflar arasında imzalanan işbu iş sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin 11. Maddesine aykırı davranması halinde işverene 100.000,00-TL tutarında cezai şart ödeyeceğinin öngörüldüğü, davalı işçinin işten ayrıldığı tarihten sonra, aynı alanda faaliyet gösteren başka rakip bir şirkette ve müvekkil şirket bünyesinde görev ile aynı pozisyonda çalıştığını ve rekabet yasağını ihlal ettiğini, müvekkili işverenin, ticari çevresinden aldığı bilgi ile davalı işçinin iş sözleşmesinin feshinin üzerinden kısa bir süre sonra müvekkili ile aynı mesleki faaliyet içerisinde rakip firma konumunda bulunan …-… ticaret sicil numaralı … Mahallesi … Cad.No:… PK:… … … adresine mukim … ŞTİ.’de “CNC TORNA TEZGAH OPERATÖRÜ” olarak çalışmaya başladığını ve halen de çalışmaya devam etmekte olduğunu öğrendiğini, davalının samimiyetten uzak ve sadakat yükümlülüğüne aykırı bir şekilde davrandığını, bu nedenlerle taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin 11.maddesi gereğince sona ermesinden itibaren işçinin İzmir Ege Bölgesinde müvekkili şirket ile aynı işle iştigal eden bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde işçinin işverene 100.000,00 TL cezai şart ödeneceğinin öngörülmesi nedeniyle müvekkili işverenin davalıdan 100.000,00 TL nin tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkiline imzalatmış olduğu iş sözleşmesinde rekabet yasağına uyulmaması halinde 100.000,00-TL cezai şart ödeneceğine dair hüküm yer almakta olduğu gibi TCK’nın “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” başlıklı 239. Maddesine göre işlem yaptırılacağının da belirtildiğini,davacı tarafından, müvekkilinin ilgili suçu işlediğinden bahisle aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu ancak İzmir CBS 2019/4045 soruşturma numarası ile yürütülen soruşturma neticesinde 10/07/2019 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, müvekkilinin davacı şirkette 05/08/2014-10/09/2018 tarihleri arasında CNC torna operatörü olarak mavi yakalı pozisyonunda çalıştığını, müvekkilinin tekstil bölümü okuduğunu, CNC operatörlüğü eğitimi almadığını, bilgisayar kullanmayı dahi bilmediğini, konuya dair teknik bilgi ve donanıma sahip olmadığını, dolayısıyla bilmediği bir şeyi ifşa etmesinin ve bu durumda rekabet yasağına aykırı hareket etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin imzalamış olduğu sözleşmede her ne kadar 2 yıl süre ile İzmir, Manisa, Bursa, İstanbul, Ankara, Konya ve Ege Bölgesi’nde çalışamayacağı belirtilmişse de Ege Bölgesi’nde aynı sektörde faaliyet gösteren yalnızca 6 adet firma bulunduğunu,müvekkilinin başka sektörde çalışacağı bir yetkinliği ya da tecrübesi olmadığını, çalışabileceği başkaca bir iş alternatifi bulunmadığını, bir şekilde hayatını idame ettirmek zorunda olduğunu, sözleşme imzalatılırken müvekkiline sözleşmeyi imzalamaması halinde işini kaybedeceğinin söylendiğini, maddi sıkıntı içerisinde bulunan müvekkilinin de işbu matbu sözleşmeyi imzalamaktan başka çaresi olmadığını, zaten müvekkilinin teknik resim çizemediğini, önüne gelen teknik resme göre işini yaptığını, herhangi bir bilgi kullanarak rekabet yasağına aykırı hareket etmesi ve davacının zararına neden olması durumunun söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacı işveren şirketin yanında çalıştığı dönemde de 1.800,00-TL maaş+yol+yemek ücreti ile çalıştığını, bu nedenle davanın reddine karar verilerek, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davanın REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; işçinin rekabet yasağının iş sözleşmesinin bitimiyle birlikte başladığını, nitekim hizmet ilişkisi içerisindeki sadakat borcu ve işverene bağlılık yükümlülüğünün, hizmet ilişkisinin bitimi ile birlikte rekabet yasağına dönüşeceğini ve işçinin işverene karşı bu yükümlülüğünün “Rekabet Yasağı” şeklinde adlandırılacağını, rekabet yasağının ise yine Türk Borçlar Kanunu’nun 444. Maddesi ve devamında düzenlendiğini, 6098 Sayılı TBK’nın VII.Rekabet Yasağı Koşulları başlıklı 444. Maddesi gereğince “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” şeklinde belirtilmiş olup bu bakımdan, davalı işçi ile Müvekkili Şirket arasında imzalanan 01/01/2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin 11. Maddesi gereğince, davalı işçi ile müvekkili şirket arasında geçerli bir rekabet yasağı ilişkisi kurulduğunu, taraflar arasında imzalanan işbu iş sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin 11. maddesi gereğince “davacı işçinin,CNC TORNA TEZGAH OPERATÖRÜ olarak görev yaptığı belirtilmiş ve davacı işçinin, herhangi bir nedenle iş akdi sonlandıktan sonra (Müvekkil işverence geçerli veya haklı nedenle fesih ve istifa halleri ,evlilik, askerlik, 3600 gün ve 15 yılı doldurarak ayrılma halleri dahil) özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı” taahhüt etmiş olması ve “Personelin İZMİR, MANİSA, BURSA, İSTANBUL, ANKARA, KONYA ve EGE BÖLGESİ’NDE a- İki yıl süre ile kendi namına İŞVEREN’le rekabet edecek herhangi bir iş yaparsa, b- İşverenin meslek sırlarından yararlanarak danışmanlık yaparsa, c- aynı işle iştigal eden bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde veya herhangi bir şekilde İŞVEREN’in marka, patent, khow-how, tasarım, dizayn, teknik sır, çizim, proje, anlaşma, müşteri portföyü ve otobüs kamyon grubunda ana ürünlerini …, …, …, …, …, …, … markalarının ve dorse ekipmanlarının yedek parça üretimi, tanıtımı, dağıtımı ile ilgili ve benzeri işyeri açarak veya bu işyerlerinde çalışarak, danışmanlık yaparak gerek Türkiye gerekse dünya çapında rekabet ortamında zarara sokabilecek bir davranışta bulunursa İŞVERENe 100.000,00.-TL. tutarında cezai şart ödeyeceği” öngörüldüğünü, söz konusu iş sözleşmesinin ilgili maddesi ile rekabet yasağı klozunun kapsamını ve ihlali halinde işçinin ödemekle yükümlü olduğu cezai şartı düzenlediğini, bu sözleşmenin yazılı olarak yapıldığını ve davalı işçi tarafından imzalandığını, davalı ile Müvekkili Şirket arasında imzalanan iş sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin maddesi ile işlerin türü ve işverenin faaliyette bulunduğu bölge ve iş alanı bakımından, çalışanın yürüttüğü iş konusu ile sınırlı olarak yapılmış olup, çalışanın rakip bir işletmede faaliyette bulunmaması ve rekabet yasağı ile işverenin zarar görmesinin engellenmesinin amaçlandığını, davalı işçinin Müvekkili Şirket ile imzaladığı 01/01/2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin 11. maddesi ile işten ayrıldığı tarihten itibaren müvekkili şirket ile rekabet etmemeyi taahhüt etmesine karşın; iş akdinin sona ermesinden sonra, aynı alanda faaliyet gösteren başka rakip bir şirkette ve müvekkili şirket bünyesinde çalışmış olduğu görev ile aynı pozisyonda çalıştığını ve rekabet yasağını ihlal ettiğini, davalının bu yapmama borcunu ihlal etmesiyle, sözleşmedeki cezai şarta ilişkin “Personelin İZMİR, EGE BÖLGESİ’NDE müvekkil şirket ile aynı işle iştigal eden bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde İŞVERENe 100.000,00.-TL tutarında cezai şart ödemeyi herhangi bir ihtar ve ihbara lüzum kalmaksızın İŞVEREN’in ilk isteminde derhal ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” kısmının gündeme geldiğini, Kaldı ki davacı işçi ile müvekkil şirket arasında 01/01/2018 tarihinde akdedilen belirsiz süreli iş sözleşmesinin 11. maddesi ile, taraflar arasında rekabet yasağına ilişkin hüküm tesis edildiğini belirterek; hatalı ve hukuka aykırı ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haksız rekabetten doğan cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olaya uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 444. maddesinde; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”, devam eden 445. maddesinde ise; “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Anılan düzenlemeler ile işçinin, işverenle ilişkide olan müşterileri tanıdığı hallerde, iş sözleşmesinin sona ermesi ardından işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapabileceği düzenlenmiş olup, rekabet yasağı kaydının geçerlilik ve sınırlandırılmasına ilişkin koşullar da ayrıca belirtilmiştir.
Öğretide rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş ilişkisi içinde işverenin müşterilerine nüfuz etmesi yahut iş sırlarına vakıf olması nedeniyle hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında belirli bir coğrafi bölgede ve belirli bir zaman dilimi içerisinde işçinin işverenle rekabet teşkil eden davranış içerisine girmesini yasaklayan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Rekabet etmeme taahhüdünü içeren bu sözleşmeyle işçi işverene karşı hizmet sözleşmesinin bitiminden sonrasına yönelik olarak menfi bir yükümlülük, bir yapmama borcu altına girmektedir. Başka bir deyişle rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin ekonomik faaliyet özgürlüğüne ve ekonomik geleceğine kısmen dahi olsa sınırlama getirilmektedir (Sabah Altay, Türk Borçlar Kanunun Hükümlerine Göre İşçi ile İşveren Arasında Yapılan Rekabet Yasağı Sözleşmesi, MÜHF-HAD, C.14, sy.3, s.179 vd.).
Rekabet yasağı kaydının geçerli olabilmesi için işçinin, hizmet ilişkisi içinde olduğu işverenin müşteri çevresi ve üretim sırları gibi ticari sırları bilebilecek bir pozisyonda çalışması ve bu bilgileri önceki işverenle rakip durumunda olan yeni işveren ile paylaşabilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Bu anlamda, ayrılan işcinin yeni işyerinde aynı pozisyonda çalışması da şart değildir. Keza rekabet yasağının varlığı için ayrılan işçinin, önceki işverene fiilen bir zarar vermesi şart olmayıp, zarar verebilme risk ve ihtimalinin varlığı yeterlidir. Rakip firmalarla paylaşması ve nüfuz etme imkanının bulunup bulunmaması önem arz etmektedir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davalının, davacı şirkette İzmir ilindeki işyerinde, 05/08/2014 tarihli iş akdine dayalı olarak, 05/08/2014-10/09/2018 tarihleri arasında belirsiz süreli hizmet akdiyle çalıştığı , CNC torna tezgahı operatörü olarak çalıştığı, davalının 3600 gün prim şartını yerine getirmesi nedeniyle kendi isteğiyle işyerinden ayrıldığı,daha sonra davalının benzer alanda faaliyet gösteren dava dışı … Şirketinin … ilindeki işyerinde, 09/10/2018 tarihinden itibaren NC/CNC tezgah işcisi olarak çalışmaya başladığı buradan da 13/09/2019 tarihinde ayrıldığı, taraflar arasında 01/01/2018 tarihinde akdedilen rekabet yasağı sözleşmesinin 11. Maddesinde rekabet yasağının yer aldığı, anılan maddeye göre, davalı işçinin işten ayrılmasından sonra 2 yıl süre ile İzmir, Manisa, Bursa, İstanbul, Ankara, Konya, ve Ege Bölgesinde kendi namına işveren ile rekabet edecek herhangi bir iş yaparsa, işverenin meslek sırlarından yararlanarak danışmanlık yaparsa, aynı iş ile iştigal eden bir iş yerinde çalışmaya başlarsa veya herhangi bir şekilde işverenin marka, patent, how-know, tasarım, dizayn, teknik sır, çizim, proje, anlaşma, müşteri portföyü, ve otobüs kamyon ana ürünlerini … , …, …, …, …, …, markalarının ve dorse ekipmanlarının yedek parça üretimi, tanıtımı, dağıtımı ile ilgili ve benzeri iş yeri açarak veya bu işyerlerinde çalışarak danışmanlık yaparak gerek Türkiye gerek dünya çapında rekabet ortamında zarara sokabilecek bir davranışta bulunursa işverene 100.000 TL cezai şart ödemeyi herhangi bir ihtar ve ihbara lüzum kalmaksızın işverenin isteminde derhal ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Rekabet yasağına aykırı davranan işçi yukarıdaki cezai şarttan ayrı ve bağımsız olarak bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olacağının belirlendiği, eldeki davanın ise 08/08/2019 tarihinde, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin bitiminden sonra açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalı, davacıya ait işyerinde CNC torna tezgahı operatörü olarak çalıştığı, bu bakımdan davacı ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren başka bir işyerinde çalışarak davalı işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığını ileri sürmüştür.
Davalının CNC torna tezgahı operatörü olarak davacıya ait ticari sırlara, üretim teknolojisi yada özel üretim biçimi gibi üretim sırlarına ya da müşteri çevresine erişebilme imkanı ve ihtimalinin bulunup bulunmadığı, davacı işverene zarar verebilme ihtimal ve riskinin mevcut olup olmadığının belirlenmesi teknik bilgiyi gerektirdiğinden, aralarında sektör bilirkişinin de olduğu heyetten bilirkişi raporu alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/3705 Esas, 20199/1860 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2020 tarihli 2019/405 Esas ve 2020/604 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 13/07/2023