Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/207 E. 2023/1147 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/207
KARAR NO : 2023/1147

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/08/2018 (Dava) – 06/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/971 Esas – 2020/464 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 12/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarih ve 2018/971 Esas – 2020/464 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı 2007 model … marka aracın davalı sürücü …’ün … plakalı araç ile çarpması sonucu hasarlandığını, davalının … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …, … … sokaktan … Caddesine doğru çıkmak isterken direksiyon hakimiyetini kaybederek müvekkiline ait … plakalı aracın sağ yan kısımlarına doğru çarptığını ve kazanın şiddeti ile müvekkilinin aracının savrularak orta refüjde bulunan yön levhalarına çarpmak zorunda kaldığını ve aracın bu şekilde maddi hasara uğradığını, 26.09.2017 tarihli kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere kazanın oluşumunda … plakalı aracın sürücüsünün davalı …’ün KTK’ 53/B maddesine aykırı olarak dönüş yapması sebebiyle asli kusurlu olduğunu, müvekkili olan davacıya ait aracın ise kusursuz olduğu tespitlerinin yapıldığını, müvekkilinin aracında oluşan hasar üzerine sigorta şirketi olan … A.Ş. tarafından yapılan ekspertiz üzerine araçta 15.250,00 TL miktarında hasarın meydana geldiğinin tespit edildiğini, sigorta şirketinin önce hasar miktarını ödeyeceğini beyan ettiğini daha sonra ise aracı inceleyeceklerini beyan ederek aracı bilirkişi incelemesine gönderdiğini, 1,5 aylık inceleme sonucunda onay verilmesine rağmen müvekkiline ödeme yapılmadığını, sigorta şirketi tarafından düzenlenen ekspertiz raporunun hatalı düzenlendiğini, aracın şanzımanının kaza sonrasında kullanılamaz hale geldiği halde yapılan ekspertiz incelemesinde düzenlenen raporda şanzıman bedelinin diğer parça bedelleri ve işçilik bedellerinin çok düşük gösterildiğini, ayrıca iskonto oranı olarak beyan edilen değerin çok yüksek belirlendiğini, sigorta şirketine bu hususun bildirilmesine rağmen müvekkilinin talebinin kabul görmediğini ve kanaatlerince tespit edilen bedelin eksik ve hatalı olduğunu, piyasa değerlerinin oldukça altında olduğunu, ancak müvekkiline bu miktarı ödeyeceğini belirten sigorta şirketinin bu tarihe kadar herhangi bir ödeme gerçekleştirmediğini, müvekkili davacının kendi imkanları ile aracını tamir ettirdiğini, tamir giderlerini tam olarak karşılayamadığından dolayı mecburen aracı sattığını ve satış bedelinin bir kısmı ile aracın tamirat bedelini ödediğini, davalılardan …’ün meydana gelen kazada araç sürücüsü olduğu ve …’ in araç maliki olduğu için sigorta şirketinin de kanunen sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait … plakalı araca verilen 15.000 TL‘lik zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını kabul etmemekle birlikte söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirket nezdinde 45155759 no’ lu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile teminat verilen … plakalı aracın 26/09/2017 tarihinde meydana gelen kazası neticesi davacının başvurusu ile açılmış olan hasar dosyasının incelemesinin sonuçlandırılmadığını, bu poliçeden dolayı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına maddi azami kaza tarihi itibariyle 33.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğuna dair herhangi bir delil sunamadığını, kusur oranının hesaplanması gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve …’e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, herhangi bir cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince;”…Davalı …’e ait olup, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … … sokaktan … Caddesine doğru çıkmak isterken direksiyon hakimiyetini kaybederek, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki, davacıya ait … plaka sayılı aracın sağ yan kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, söz konusu kazada bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davalı sigortalıya ait aracı kullanan davalı sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacı aracında yedek parça, işçilik ve KDV dahil 15.250,00 -TL lik hasar meydana geldiği, davacı tarafça kaza nedeniyle aracının şanzımanını da zarar gördüğü, şanzıman da revizyon yapıldığına dair 02.01.2018 tarihli adi yazılı belge sunulmuş ise de; söz konusu belgenin her zaman düzenlenebilir nitelikte olduğu, kaza sonrası araç üzerinde bir tespit yapılmadığı, şanzıman ile ilgili olarak hasar dosyasında mevcut eksper raporunda, “aracın ayrıntılı inceletilmediği, aracın yürütülmediği, lifte kaldırılmadığı ve şanzımanın kontrol edilemediğinin” belirtildiği, davacı tarafından kaza sonrası araçta şanzıman tamiratı veya değişikliği yapıldığına dair, iş emri, fatura, servis raporu, fotoğraf gibi belge sunulmadığı, 02.01.2018 tarihli adi yazılı belgeyi düzenleyen gerçek kişi oto tamircisi ve kazaya karışan davacı aracını kullanan sürücünün tanık olarak dinlenilmesi talep edilmiş ise de; tanık beyanın takdiri delil olduğu, teknik bir konu olan hasarın ispatı açısından iş emri, fatura, servis raporu, fotoğraf gibi delillerle desteklenmediği sürece tek başına davacı aracında dava konusu kaza nedeniyle şanzıman zararı oluşturduğunu ispata elverişli ve yeterli olmadığı kanaatine varılarak davacı tanıklarının dinlenmesi esas ve ispat açısından etkili olmadığından tanıkların dinlenilmesi talebi reddedilerek davacının aracın şanzımanında hasar meydana geldiğini ispatlamayamadığı kanaatine varıldığı, davalı sürücü …’ün haksız fiil hükümlerine göre, davalı …’in KTK.nun 85.maddesi uyarınca işleten-malik sıfatıyla ve davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi ve KTK.nun 91.maddesi gereğince oluşan hasardan sorumlu oldukları, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, 2908 sayılı KTK 99.madde hükmüne göre trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğü süresinin, hasar ihbarından itibaren 8 iş günü olduğu, bu süre geçtikten sonra sigortacının temerrüde düştüğü, davacı tarafından davalı sigorta şirketine temerrüd ihtarının 29.09.2017 tarihinde yapıldığı, bu tarihten 8 iş günü sonra yani 12.10.2017 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinden temerrüd faizi talep edilebileceği, haksız eylem faili olan davalı sürücü … ve davalı malik …’in, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayıldıklarından, bu davalılar için haksız fiilil işlendiği 26.09.2017 tarihi temerrüt tarihi kabul edilerek bu tarihten itibaren temerrüt faizi talep edilebileceği…” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile, 15.000,00 TL hasar bedeli, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 12.10.2017, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 26.09.2017 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hakka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının başvurusu üzerine müekkili sigorta şirketince açılan hasar dosyası kapsamında “davacıya ait mağdur aracın kazadan yaklaşık 6 gün önce satın aldığı tespit edilmiş ve hasarlı olarak satış olabileceği düşünülmüştür. Satış sözleşmesi de temin edilerek raporumuza ilave edilmiştir. Satış sözleşmesinde aracın piyasa bedelinin yaklaşık 85.000 TL-95.000 TL civarında olmasına rağmen 67.000 TL üzerinde satış yapıldığı tespit edilmiştir.” şeklinde beyanların yer aldığını, bu bakımdan olayın ve unsurlarının dikkatlice araştırılmasının çok önemli olduğunu, sadece araçtaki hasarın hesaplanması ile hüküm altına alınan kararı kabul etmediklerini, söz konusu kazanın meydana geliş şekli ile mevcut hasar arasındaki uyumsuzluğun bu kadar açık olduğu bir dosyada yalnızca hasar tespiti yapılıp davanın kabul edilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazlarını sunduklarını, davacı tarafın aracının daha önceki kayıtlarıda 2011 yılında bir hasar kaydı ile 2015 yılında pert kaydı bulunduğunun belirlendiğini, bu koşullar altında aracın bir çok defa kazaya karıştığını hatta pert derecesinde hasar aldığını, bu koşulların davacı tarafından dikkatsizce ve özensiz bir sürücü olduğunu, ayrıca kusur oranı belirlenirken sigortalı aracın ve davacının hız ve yol koşulları tam olarak belirlenemediğini bu nedenle, kazanın oluşumundaki davacının hız ve yol koşullarının tam olarak belirlenemediğini, bu nedenlerle kazanın oluşumundaki kusuru kabul etmediklerini, tüm sorumluluğun müvekkili şirkete yüklenmesinin hakka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, zaten söz konusu araçta hasar ve pert kaydı mevcut olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyele araçtaki hasar bedelinin karşı araç sürücü, malik ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi asıl ve ek raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalı sürücünün kavşakta geçiş önceliğine uymayıp direksiyon hakimiyetini kaybetmesi şeklinde gerçekleşen kazada tam kusurlu olduğunun açık olduğu, kaza ve hasarın uyumsuzluğunu ispat yükü üzerinde olan davalının bu hususu ispat edemediği, kaldı ki alınan ek raporda söz konusu kazada bu hasarın oluşabileceğinin belirtilmesi karşısında, davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/971 Esas – 2020/464 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 1.024,65 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 257,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 767,65 TL harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/07/2023