Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/194 E. 2021/168 K. 01.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/194
KARAR NO : 2021/168
KARAR TARİHİ : 01/03/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2020
NUMARASI : 2020/387 Esas
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2021
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/10/2020 tarihli, 2020/387 esas sayılı ara karar dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu şirket …, taahhüt edilen sermayesi her biri 50 TL değerinde 1000 adet paya bölünmüş 50.000,-TL olan, ana iştigal konusu ve kurulma amacı Alkollü İçki Bayiliği ve Restoran işletmeciliği olarak belirlenen ve bu iki konu üzerinde yakın zamana kadar faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, şirket sermaye yapısında müvekkili davacının 334 adet pay, davalı … ‘ ın 333 adet, …’in 333 adet pay sahibi olduklarını, davalı …’ın Ticaret Sicil Müdürlüğüne 10.03.2015 tarihinde tescil, 26.06.2015 tarihinde ilan edilen 05.02.2015 tarihli genel kurul kararı ile tek kişi olarak ve münferiden temsile yetkili olarak davalı şirket müdürü olarak atandığını, 31.01.2020 tarihli toplantıda, bu yetkisinin kaldırılmasının gündeme gelmesine rağmen 24. maddede mevcut durumun devamına dair ortaklardan … ve … oylarıyla karar alındığını, davacı adına bu davaya konu şirket …. hakkında TTK.m.636/3 uyarınca fesih ve TTK.m.643 uyarınca tasfiyesine, TTK.m.636/4 uyarınca mahkemece gerekli tedbirlerin alınması konularına dair talepleri içerir İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/387 E. nosuna kayıtlı olarak 12.08.2020 tarihinde dava ikame edildiğini, davalı şirket müdürü … ‘ ın, şirketin faaliyetlerini engelleyerek bilinçli şekilde zarar verdiğini, davalı … ‘ ın, müdür olarak temsil ve ilzama dair yetkilerinin olduğu dava konusu şirketi, gayri faal ve çalışamaz hale getirmek suretiyle TTK.m.613 hükmünde ifade edilen “Bağlılık Yükümlülüğüne” aykırı hareket ettiğini, bu hükümde yer alan ve ortakların “şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar” ve “şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar” açık önermelerine karşı hareket ederek davalı şirketin amaçsız ve gayri faal halde tutulmasının davalı müdürün şirkete karşı hukuki sorumluluğunu doğurmakta olduğunu, davalı şirketin ana iştigal konusundan ve kuruluş amaçlarına dahil bulunan ve davalı şirketin büyük kar elde edebileceği …. bayiliğinin, müdür ortak davalı … tarafınca özellikle davacının haberi ve izni olmaksızın iptal edildiğini, bu durumun davalı şirketin zarara uğramasına neden olan önemli bir etken olduğunu, keyfi şekilde ve davacıya haber verilmeden bayilik, şirket bakımından önemli iş fırsatları ve büyük gelir elde edilebilecek bir fırsat iken müdür … tarafından iptal edildiğini, çalışanların işten çıkarılarak bu iş yerinin kapatıldığını, demirbaşlarının dahi satıldığını, hiçbir geçerli bir gerekçesi olamayacağı açık olmakla müdür davalı …’ın bu eylemi ile TTK.m.626 uyarınca üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğinin açık olduğunu, bu şekilde davalı müdür … ‘ ın sorumluluğunda gereksiz yere iptal edilen bu bayilik üzerinden kaybedilen kazanç miktarının, bu bayilik faaliyeti sürdürülürken elde edilen önceki yıllardaki kazanç miktarları esas alınarak davalı müdür …’dan tazmin edilmesinin gerektiğini, davalı şirket ….’nin … isimli işletmesinin 5 Aydır kapalı olmasının, şirketi zarara uğrattığını, İçişleri Bakanlığının hiçbir genelgesinde faaliyetlerinin yasaklanmadığını, pandemi öncesi son üç ayda (2019 Aralık-2020 Ocak-2020 Şubat) 564.737,00- TL ciro yapılmış olup, bu cironun 321.425,00-TL’lik kısmının belgeli, 243.725,00 TL’lik kısmının ise belgesiz olduğunu, davalı … ‘ ın, davaya konu şirketin tek imza yetkilisi müdürü olarak üstlendiği görevleri suistimal ettiğini, şirketi ve dolayısıyla ortakları, bu arada davacıyı zarara uğrattığını, bu iş ve eylemleri ile şirket müdürü davalının özen ve bağlılık yükümü ile kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal ettiğini, şirketi iyi yönetmediğini, bu konuda gerekli yeteneğini kaybettiğinin açık olduğunu, bu itibarla, TTK.m.630/2 ve 3 uyarınca şirket müdürü davalının şirketi yönetme ve temsil etme yetkilerinin, şirketin malvarlığını korumak amacıyla tedbiren askıya alınması veya sınırlandırılması ve yargılamanın sonunda da kaldırılmasının gerektiğini, yine dilekçede anlatıldığı üzere, davalı şirket müdürünün suistimal, kasıt, şirketi malvarlığını kendi ve diğer ortak … lehine kendilerinin menfaatine olacak şekilde kaçırdıklarını, bu şekilde şirketin malvarlığını kendi lehlerine azalttıklarını, bu durumun da hukuka aykırı olup şirket lehine (TTK.m.553,555 uyarınca) tazminat yükümlülüğünü doğurduğunun açıkça ortada olduğunu, davalı şirket müdürü …’ın şirketteki görev ve yetkilerini suistimal etmek suretiyle yapmış olduğu hukuka aykırı işlemlerin de konu edildiği TTK.m.636/3 uyarınca haklı sebeplerle şirketin feshi ve tasfiyesine dair İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/387 esasına kayıtlı dava açıldığını, bu defa açılan bu tazminat davası ile şirketin malvarlığının eksiltilmesi ile ilgili olarak tek imza yetkilisi davalı …’ın şirkete bu hukuka aykırı fiilleri ile verdiği zararların tazmini ile bu tazminat miktarının şirkete ödenmesinin talep edildiğini, bu zararların şirket adına tazmin edilmesi ile şirketin malvarlığının artacak ve şirketin tasfiyesinde bu tazminat miktarları da göz önüne alınarak, olası tasfiye karı hesaplamalarına dahil edileceğini belirtmiş, bu itibarla aralarında hukuki ve fiili bağlantı olması nedeniyle HMK.m.166/1 uyarınca bu dava ile İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/387 E. sayılı dosyalarının birleştirilmesine, çeşitli suiistimallere karışmasıyla şirketi temsil ve ilzam konusunda güvenilirliğini yitiren müdür ortak …’ın TTK.m.630/2 çerçevesinde, şirketin malvarlığını korumak amacıyla bu yetkisinin kaldırılarak yerine kayyum atanmasına, bu seçenek kabul görmezse 3 ortağın müşterek imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına, bu seçenek de kabul görmezse bu konuda sayın mahkemenin takdir edeceği başka bir şekilde davalı …’ın şirketi yönetme ve temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına, bu amaçla aciliyetine binaen yargılama öncesinde ihtiyati tedbir vazına, müdür ortak …’ın temsil ve ilzam yetkilerini suistimal ve/veya ihmal etmesi ile bağlantılı olarak davaya konu şirket nezdinde oluşan zararların TESPİTİ ile bu zararların TTK.m.555 uyarınca ticari yasal faizi ile birlikte tazmin edilmesine, tazminatın TTK.m.555/1 uyarınca şirkete ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkememizin 2020/387 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; davacının …, davalıların …, … ve …, davanın ….’nin TTK 636/3 maddesi uyarınca fesih ve TTK 643 uyarınca tasfiyesine , TTK 636/4 uyarınca mahkemece gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik dava olduğu, davacı tarafça dava dilekçesinde müdür ortak …’ın bu yetkisinin kaldırılarak yerine kayyım atanmasına, bu seçenek kabul görmez ise 3 ortağın müşterek imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına, bu seçenekte kabul görmez ise mahkemenin takdir edeceği başka bir şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edildiği, mahkememizin 01/09/2020 tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile davalı şirket adına kayıtlı olduğu tespit edilen …. İli …. İlçesi …. Mahallesi …. Ada …. Nolu taşınmaz ile …. …. …. sayılı araç üzerine taşınmaz ve aracın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine yönelik olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davacının diğer tedbir taleplerinin bu aşamada reddine, kabul edilen bölüm yönünden itiraz yolu reddedilen bölüm yönünden İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildiği belirlenmiştir. Her ne kadar davacı tarafça davalı …’ın müdürlük yetkisinin kaldırılarak yerine kayyım atanmasına, bunun kabul edilmemesi halinde üç ortağın müşterek imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de; davacı talebi ile ilgili mahkememizin 2020/387 Esas sayılı dosyasının 01/09/2020 tarihli ara kararı ile değerlendirme yapılıp davacının söz konusu taleplerinin İstinaf yolu açık olmak üzere reddedildiği, bu aşamada önceki kararın değiştirilmesini veya kaldırılmasını gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı, bunun yanında mahkememizin 2020/508 Esas sayılı dosyasında davacı taleplerinden birinin davalı …’ın şirketi yönetme ve temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına yönelik olduğu, davanın esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davacının yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. … Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın tek başına şirketi temsil ve ilzam yetkisinin sınırlandırılması hakkında ihtiyati tedbir uygulanmasını gerektiğini, davalının fatura işlemleri ile menfaat sağladığını, Belgesiz (faturasız) işlemler yapılarak davalı müdür ve diğer ortağın kendilerine menfaat sağladığını, davalı müdür …’ın tek yetkili olduğu dönemde davalı şirket …. İle davalı ortak …’in sahibi olduğu dava dışı …. arasında, her iki şirketin kayıtlarına yansımayan para alma-verme işlemleri yapmadığını, şirket ortakları davalı müdür … ile …’in, şirketin işyeri konumundaki ….’da kendilerinin ve/veya misafirlerinin yemeklerinin hiçbir şekilde ücretini ödememesi, hatta …’in sahibi olduğu dava dışı ….’nin şirket yemekleri dahi bu şekilde bedelleri ödenmeden şirket mal varlığından karşılanmadığını, başkasına ait pos cihazından işlem yapılarak paranın davalı şirket dışına çıkarılması ve bu şekilde davalı ortakların kişisel menfaat sağlandığını, davalı şirketin ana iştigal konusundan olan, kuruluş amaçlarına dahil bulunan ve davalı şirketin büyük kar elde edebileceği …. Bayiliğinin müdür ortak davalı … tarafınca sorumsuzca iptal edilmesi ve bu durumdan davalı şirketin zarara uğradığını, davalı şirket işletmesi ….’ın restoran olarak çalışıyor olması, pandemi sürecinde dahi faaliyeti yasaklanmayan bir işletme olmasına rağmen dava tarihi itibariyle 8 aydır (hala daha) kapalı olması, davacı tarafından defalarca sözlü olarak, whatsapp mesajlarıyla ve keşide edilen diğer ihtarnamelerle bu işletmenin açılmasını talep edilmesine rağmen müdür …’ın keyfi tutumlarda bulunduğunu, davalı müdür …’ın yetkisini kötüye kullanmak suretiyle sigortasız işçi çalıştırma, prime esas kazanç miktarlarını düşük gösterme ve çalışmadığı halde yakınlarını davalı şirkette çalışıyor olarak gösterdiğini açıklayarak davalı müdür …’ın müdür yetkisinin tedbiren kaldırılmasını, dava süresince kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; asıl dava davalı şirketin feshi istemine, birleşen dava tazminat istemine ilişkindir.
Talep; davalı şirket müdürü … hakkında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Mahkemece davacı tarafın ihtiyati tedbir istemi 01/09/2020 tarihinde değerlendirildiği ve tedbir talebinin taşınmaz yönünden kabulüne, diğer talepler yönünden reddine karar verildiği ve istinaf edilmediği görülmüştür.
Aynı taleple ilgili bu kerre mahkemenin 12/10/2020 tarihli ara kararı ile davacının söz konusu talebine karşı 01/09/2020 tarihli ara karar ile değerlendirme yapıldığını ve dosyanın istinaf yolu açık olmak üzere reddedildiği gerekçesi reddine karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda; mahkeme evvelce davacının talebi ile ilgili değerlendirme yapmış ve 01/09/2020 tarihli ara kararın istinaf edilmediği görülmüştür. Öte yandan birleşen İzmir 1. ATM 2020/508 esas sayılı dosyası ile talep edilen davalı …’ın şirketi yönetme ve temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılmasına yönelik tedbir talebin reddine yönelik kararın yapılan incelemesinde, talep gibi şirket yönetimine kayyım atanabilmesi için, davacı tarafından ileri sürülen suçların şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunmasının şart olduğu, buna göre, şirket yönetimine kayyım atanacak ise, söz konusu suçtan veya suçlardan dolayı failin muhakeme sonunda mahkum olmasının kuvvetle muhtemel olması gerekmektedir. Ayrıca bu tedbirin uygulanması hususunda daha hassas olunması ve suç işlendiği yolundaki şüphenin yoğunluğunun en üst dereceye gelmiş olması gerekmektedir. Kaldı ki; mahkemece taşınmaz üzerine de tedbir konulmuştur. Neticeten; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/10/2020 tarihli, 2020/387 esas sayılı ara kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 148,60 TL istinaf başvuru harcı ve 89,60 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 238,20 TL harcın üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362-1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/03/2021