Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/190 E. 2021/236 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/190
KARAR NO : 2021/236

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2020/122 Esas

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/03/2021

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 23.12.2020 tarih 2020/122 Esas sayılı ara kararının Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının çocuk ve genç odası pazarında “…” markası ile faaliyet gösterdiğini, bu markayı Türk patent nezdinde 2019/08158 başvuru numarası ile tescillendirdiklerini, ve “www…..com.tr” alan adlı iki internet sitesi üzerinden satış yaptıklarını, davalının ise “…” markasını Türk patent nezdinde 2020/08140 başvuru numarası ile tescil ettirdiğini ve “www…..com” alan adlı web sitesi kullanımı ile davacı şirket aleyhine marka tecavüzü yarattıklarını belirterek davalı şirket adına kayıtlı internet sitesine erişimin engellenmesi hususunda ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Her ne kadar davacı “www…..com” adlı internet sitesinin erişiminin engellenmesini talep etmiş ise de, dava konusu internet sitesinin alan adı sahipleri ve sorumlulukları ile internet sitesisin markasal ve ticari etki yaratacak şekilde kullanılıp kullanılmadığı hususunda teknik inceleme yapılmasının gerekli olduğu, dosyamızın bulunduğu aşama dikkate alınarak yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmakla davacının tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirket markası ile ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik taşıyan alan adını kullanmasının özellikle internet arama motorları üzerinde yapılan aramalarda tüketici nezdinde yanılgıya yol açtığını, markalar arasındaki iltibas tehlikesi araştırmasının hukuki bir araştırma olduğunu, bu konuda bilirkişiye başvurmasının gerekli olmadığını, tüketici kitlesinin yani halkın bu iki internet sitesi alan adı arasında ister istemez bağlantı kuracağını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlığını taşıyan 159. maddesinde, bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecekleri, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde öngörülen ispat şartı tam bir ispat değildir. Delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak ön ispat tedbir kararı verilmesi için yeterlidir. Mahkeme tarafından ön ispatın tespiti, yargılama aşamasında Kanun gereği yapılması gereken bir tespit olup, ihsası rey olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Yine, ileride verilecek olan hükmün etkinliğini temin etmek üzere verilen ihtiyati tedbir kararının dava konusu ile aynı sonucu doğuracak bir ihtiyati tedbir kararı olduğunu iddia etmek de mümkün değildir.
Somut uyuşmazlık, davacı ve davalı markalarının görsel ve işitsel olarak birbirinden ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları, aynı mal ve hizmet sınıflarında tescilli olduklarından bahisle markalar arasında iltibas oluştuğu, tüketicilerin markaları karıştırma ihtimallerinin bulunduğu, bu hususun aynı zamanda haksız rekabete yol açtığı gerekçesiyle davalının benzer olan internet alan adına erişimin tedbiren engellenmesine yönelik olup, markalar arasında ortalama tüketiciler üzerinde bıraktıkları izlenimin iltibasa yol açacak düzeyde olup olmadığının tespiti yönünden teknik incelemenin gerekli olduğu, bu hususla ilgili olarak da henüz bilirkişi raporu alınmadığı ve diğer delillerin de toplanmadığı, yani dosya kapsamına göre SMK’nın 159. maddesinde aranan ispat koşulunun henüz yerine getirilmemiş olması karşısında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 23.12.2020 tarih 2020/122 Esas sayılı ara kararına karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harcın hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 162,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 25/03/2021