Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/185 E. 2023/1172 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/185
KARAR NO : 2023/1172

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2020
NUMARASI : 2018/503 Esas – 2020/578 Karar
DAVA : Trafik Kazasında Uğranılan Bedensel Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2020 tarihli 2018/503 Esas ve 2020/578 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.11.2018 günü saat 23.50 de dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, müvekkili sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin sağ yan kısımları ile çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkilinin malul kaldığını, kazada … plaka sayılı aracın sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve sonradan arttırılmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL’lik alacağın 13.12.2018 tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Karayolları Trafik Kanunun 91. Maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ZMMS uyarınca sigortalısının kusuru ile üçüncü şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; … dava açıldıktan sonra, davacının … plakalı araç sürücüsü-işleteni ile uzlaştığı nazara alındığında işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı … şirketi yönünden de davacı tarafın davadan feragat etmiş sayılacağı…. “gerekçesi ile “…davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilin uzlaşma tutanağında yazılı 686,00-TL aldığı ödemenin; Karayolları Trafik Kanunu md. 111/1 uyarınca sigorta şirketinin sorumluluğunu kaldırmadığını, bu yapılan ödemenin Karayolları Trafik Kanunu md. 111/2 uyarınca yetersiz ve fahiş olduğundan sigorta şirketinin davacının gerçek zararını gidermesi gerektiğini, davalı … şirketinin uzlaşma olduğundan bahisle davanın reddi gerektiğine dair bir savunması ya da itirazının bulunmadığını, uzlaşma tutanağı ve eklerinin tamamı incelendiğinde müvekkilin kitap okumayı çok sevdiğinden dolayı karşı taraftan listelediği kitapları almasını istediği görülecektir. kitap listesi, tek tek kitapların fiyatları ve kitapların alınmasını istediği yayınevleri de belirtilmek suretiyle uzlaşma tutanağının ekinde görüleceğini, uzlaşma tutanağına bakıldığında; müvekkile sadece listelediği kitapların cüzi toplam parasının verildiğinin görüleceğini, uzlaşma dosyası ekinde görüleceği üzere kitap listesi; kitapların fiyatlarıyla beraber hatta yayınevleri de belirtilmek suretiyle oluşturulduğunu, müvekkil, karşı taraf ceza almasın diye, taksirle olan kasten olmayan bir eylemden dolayı ceza yargılaması ile uğraşmamak adına kitap okumayı çok sevdiği için karşı tarafa bir dizi kitap listesi sunduğunu ve bu kitapları temin etmesini talep ettiğini, uzlaşma tutanağında aynen bu şekilde yazdığını, karşı taraf kitap almayı kabul ettiğini, temin etmek istediğini ama edemeyince kitapların parasını müvekkile vermeyi teklif ettiğini ve bu şekilde bir uzlaşının sağlandığını, anlaşılacağı üzere verilen cüzi miktardaki listelenen kitapların parası, trafik kazasından kaynaklanan zarar giderimini tazmine yönelik olmadığını, müvekkil karşı taraf sürücüsü ve işleteni olan kişiden dava konusu ettiği uğradığı iş göremezliğini tazmine yönelik bir para almış olmadığını, somut olayda ise davacı uzlaşma yaptığı sırada şahsi haklarından vazgeçtiğini ayrıca açıklamadığını, ceza dosyasında müvekkilin uzlaşmasının nedeni şüphelinin ceza almamasını sağladığını, müvekkilin aldığı 686 TL’ lik ödeme ile adli tıp raporunda ortaya çıkan 9 aylık iş göremezlik durumunun bilirkişi tarafından hesaplandığında müvekkilin dava sonunda hak kazanacağı tazminat miktarı kıyaslandığında aralarında aşırı nispetsizlik hali olduğunu, müvekkilin bu dava sonucunda elde edeceği tazminat miktarı ile aldığı ödeme kıyas edilemeyecek kadar fahiştir. bu sebeple müvekkilin hukuk davasından feragat ettiğinin kabulü için; uzlaşma tutanağında bu işgöremezlik alacağından feragat ettiğine dair beyana gerek vardır. kaldı ki ktk md. 111/2 gereğince, sigorta şirketleri tarafından yetersiz ödeme yapıldığı durumlarda dahi; mahkemelerce ibranın geçersizliğine ve sigorta tazminatının ödenmesine karar verilirken; somut olayda sigorta şirketinin hiç ödeme yapmaması dikkate alındığında ktk md. 111/2 gereği evleviyetle sigorta şirketinin sigorta tazminatını ödemesi gerekmektedir. bunun içinde davaya kalındığı yerden devam olunarak müvekkilin gerçek zararının hesaplanmasının gerektiğini, dava konusu olayda adli tıp raporunda belirtildiği üzere müvekkilin 9 aya kadar uzayabilecek iş göremezliğinin ortaya çıktığını, buna karşın uzlaşmada iş gücü kaybına dair bir anlaşmanın olmadığını, karşılıklı gerçekleşen bu uzlaşmada hiç bir tazminat, iş göremezliğe dair bir anlaşmanın olmadığını, dolayısıyla uzlaşma, KTK md 111/2 kapsamında; yetersiz ve fahiş olarak yapıldığından uzlaşma geçerli olmadığını, müvekkilin uzlaşma tutanağında aldığı 686 TL lik ödeme ile eldeki davada doğan 9 aylık iş göremezliği sebebiyle bilirkişice hesaplanacak tazminat dava sonunda hak kazanacağı tazminat alacağı arasında aşırı nispetsizlik olduğunu, müvekkil her halükarda dava sonunda çok daha fazla miktarda tazminata hak kazancağını, KTK md. 111/2 uyarınca sigorta şirketlerinin kısmi ödeme yapması halinde; şayet yapılan bu kısmi ödeme, yetersiz veya fahiş ise mahkemeler yapılan ibranın geçersizliğine ve sigorta şirketinin sigorta tazminatını ödemesine karar verdiğini, somut olayda ise sigorta şirketi tarafından hiç bir ödemenin yapılmadığı dikkate alındığında davacının hesap edilecek sigorta tazminatının evleviyetle ödenmesinin gerektiğini, bunun içinde davaya kalındığı yerden devam olunarak davacının gerçek zararının hesap edilmesinin gerektiğini, ayrıca müvekkil açısından hakkın kötüye kullanılması halinin de söz konusu olmadığını, zira müvekkilin trafik kazası sebebiyle doğan cismani zararları karşılanmadığını, müvekkil karşı taraf ceza almasın saiki ile hareket ettiğini, aşırı nispetsizlik hali, ödemenin cüzi oluşu, ödemenin maddi zarara dair olmadığı duruşmalarda sözlü olarak da belirtildiğini, uzlaşma ile varılan anlaşmanın dışında, tazminat davasını gerektirecek zarar ile orantılı olmayan bir uzlaşma raporu hazırlanması halinde; tazminat davası açılması uzlaşmanın ancak bir ceza hukuku kurumu olması ve bu alanda netice doğurması bakımından özel hukuka dair doğrudan tazminat davasının açılmamasını ya da açılmış olan davadan feragatinin doğru görmediklerini, uzlaştırmanın esas amacı fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirdiğini, netice itibariyle davacı Karayolları Trafik Kanunu MD 111/2 anlamında yetersiz ve fahiş bir ödeme aldığını, uzlaşma tutanağında, kazadaki yaralanma nedeniyle yapılan bir tazminat ödemesi olmadığını, yargılama dışında uzlaşma sürecinde de müvekkilin geçici iş göremezlik alacağından feragat ettiğine dair beyanın da olmadığını, gerçekleştirilen uzlaşmanın dava özelinde hukuki sonuç doğurması için malvarlığına yönelik maddi zararı giderici bir edimin ödenmesi gerektiğini, uzlaşma tutanağının lafzına bakıldığında davacı uzlaşmış görünse de tutanağın esası ve içeriği dikkate alınması gerektiğini, sadece lafzına bakılıp da cmk md. 253/19 gereği feragat edildiği sonucunu çıkarmanın dar ve yüzeysel bir yorum olacağını, müvekkilin aldığı paranın çok cüzi olduğunu, tam kitap parası olduğunu ve bilirkişice hesaplanacak geçici iş göremezlik tazminatı ile kıyas bile edilemeyeceğini, alınan ödemenin yetersiz ve aşırı nispetsiz olduğunu, alınan bu ödeme ile müvekkilin adli tıp raporunda ortaya çıkan 9 aylık işgöremezlik hali nedeniyle bilirkişice hesap edilecek hak kazanacağı muhtemel tazminat miktarı arasında KTK md. 111 gereği aşırı nispetsizlik hali olduğunu, dolayısıyla yapılan bu yetersiz ödeme nedeniyle varılan uzlaşma ktk md. 111/2 gereği geçersiz olduğundan, sigorta şirketi müvekkilin gerçek sigorta tazminatını ödemesi gerektiğini, uzlaşma tutanağı ve eklerinde açıkça maddi tazminat miktarlarının uzlaşma konusu yapılmadığı anlaşıldığından borcun sona erdiğinden bahsedilemeyeceğini, şu halde maddi tazminat davasına ilişkin yasal prosedürler izlenerek sonuca gidilmesinin gerektiğini, hukuk hakiminin somut olayın özellikleri, tazminat hukukunun temel ilkesi olan zararın giderilmesi ilkesi, davacının uzlaşma gerçekleştirildiği tarihteki amaç ve iradesini gözeterek karar vermesinin gerektiğini, hukuk hakimi somut olayın özelliklerine göre, davacının uzlaşma sağlarken içinde bulunduğu amaca ve niyete göre, meydana gelen zararın tazmin edilip edilmediğine göre karar vermesi gerektiğini, ekte sunulu Yargıtay kararında bakiye zararı davacılar talep edebiliyorken, cüzi, aşırı nispetsiz ve de trafik kazasıyla alakası olmayan kitaplarının parasını alan müvekkilin gerçek zararını tazmin ettiğinden bahsetmek, tazminat davasından feragat ettiğini kabul etmek mantığa, tazminat hukukunun temel ilkelerine, sunulu yasa maddelerine açıkça aykırı olduğunu, eldeki maddi tazminat davasının davacının feragat ettiğinden bahisle reddi için davacının maddi haklarını kısmen de olsa işletenden elde etmiş olması gerektiğini, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında uğranılan bedensel zarar sebebiyle açılan maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; CMK nın 253/19 maddesi uyarınca uzlaşma nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın 253. maddenin 4. bendinde; “…Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanuni temsilcisine yapılır….”, aynı maddenin 17. bendinde “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.”, yine aynı maddenin 19. bendinde ise “…Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, buna göre usulüne uygun uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Somut olayda; Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2020//2821 Soruşturma sayılı dosyasında davacı ile şüpheli arasında yürütülen uzlaşma görüşmelerinin iki tarafın da edimli olarak uzlaşması sonucu uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacıya dava dışı şüphelinin bir miktar kitap bedeli ödediği, davacının uzlaşma sırasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı, ceza soruşturmasında uzlaşmanın hukuki sonuçlarının davacıya açıklandığı/ hatırlatıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının özgür iradesi ile imzaladığı ve imza inkarında bulunmadığı uzlaşma tutanağının CMK’nun 253/19. maddesi gereği ilam niteliğinde olması, araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı bulunan şirket arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisi bulunması, kendi aralarındaki iç ilişki de (rücu) şartları varsa zararın en son haksız fiil faili olan araç sürücüsü üzerinde kalması (TBK’nın 162,163.vd mad.), TBK’nın 166. maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluların da borçtan kurtulması, aynı Kanun’un 168/2 fıkrası gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekmektedir.

Bu durumda, davalı … şirketi araç işleteninin üçüncü kişilere olan hukuki sorumluluğunu sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesi nedeniyle, sürücü/ işleten ile yapılan uzlaşmanın, davalı … şirketine de sirayet ettiği, 5271 sayılı CMK’nun 253. maddesi kapsamında uzlaşma usulünün tamamlandığının anlaşıldığı, bu durumda CMK’nın 253/19. maddesindeki uzlaşmanın sağlanması nedeniyle “soruşturma konusu suçtan dolayı tazminat davası açılamaz ve açılmış olan davadan feragat etmiş sayılır” hükmü nazara alındığında, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2020 tarihli 2018/503 Esas ve 2020/578 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 59,30 TL istinaf başvuru harcının mahsubu ile bakiye 210,55 TL’ nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 13/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.