Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1723 E. 2022/109 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1723
KARAR NO : 2022/109

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2021 (Dava) – 08/11/2021 (Karar)
NUMARASI : 2021/394 D.İş Esas – 2021/397 D.İş Karar
DAVA : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/11/2021 tarihli 2021/394 D.İş Esas ve 2021/397 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Dikili Şubesi ile … arasında 30/06/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, diğer tarafların bu borca müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attıkları, borçluların ödeme taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle karşı taraflar aleyhine Ankara 18. Noterliği’nin 10/03/2021 tarihli – yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği ancak borcun ödenmediği, 05/11/2021 tarihi itibariyle 137.671,70 TL tutarında bankanın alacaklı olduğu, her ne kadar borçlular aleyhine icra takibine başlanacaksa da borçluların işyerleri ve ikametgahlarını terk etmek üzere bulundukları, mallarının bir kısmını kaçırdıkları, bir kısmını da kaçırmak üzere oldukları, aleyhlerine icra takiplerine başlanıldığı öğrenildiğinden banka alacağının imkansız kılınmasını önlemek amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… karşı taraflardan … ile talep eden banka arasında Genel Kredi Sözleşmesinin kapsamlı ticari bir ilişki olduğundan adı geçen bankaca borcun ödenmemesine dayalı ihtarnamenin İİK 68/b uyarınca noter aracılığıyla gönderilmesi gerekirken adı geçen bankaca bu ihtarnamenin noter aracılığı ile gönderilmediği dolayısıyla bunun sonuçlarından yararlanmasının mümkün olmadığı, aynı şekilde bu durumun diğer karşı tarafları da etkileyeceği, şu aşamada kat ihtarı usulüne uygun gönderilmediğinden talep eden tarafın alacağının varlığı yönünde kanaatin oluşabilmesi için talebin yargılamayı gerektirdiği ve bu kapsamda yaklaşık ispat şartının talep eden tarafça yerine getirilemediği kanaatine varılmakla açılı ihtiyati haciz talebinin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece aleyhine ihtiyati haciz talep edilen taraflara ihtarnamenin noterden olmadığından bahisle ihtiyati haciz taleplerinin reddedildiğini, halbuki hesap kat işlemi ile muaccel hale getirilen banka alacağı için yapılacak ihtarın veya ihbarın, kredi müşterisinin tacir olması halinde, TTK’nun 18/3 maddesinin emredici hükmü doğrultusunda, anılan maddede belirtilen yöntemlerden biriyle; noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla, ya da telgrafla yapılmasının zorunlu olduğunu, kredi lehdarının tacir olmaması halinde ( tüketici kredisi gibi) ihtarın herhangi bir şekil şartına bağlı kılınmadığını, dosyada mübrez tebligat akıbetlerinden görüleceği üzere ihtarname aps kurye taahhütlü şeklinde olup alıcıların adresine yapıldığını, uygulamada aps kurye alıcıların TC kimlik numaralarının da alınarak ve PTT kaydı tutularak alma haber kağıdı ile yapıldığını, bu sebeple diğer bankaların müvekkili banka şubesince bu şekil ile hesap kat ihtarnamesi gönderilmesinin taahhütlü kapsamında olduğundan kanuna uygun olduğunu belirterek İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/394 D.İş sayılı dosyasından verilen 08/11/2021 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin kabul edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, hüküm talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; ihtiyati haciz talep eden banka ile … arasında 30/06/2015 tarihli, 60.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, diğer tarafların bu borca 70.000,00 TL miktar ile sınırlı müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attıkları, borçlunun ödeme taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle karşı taraflar aleyhine Ankara 18. Noterliği’nin 10/03/2021 tarihli – yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği ve PTT Haberleşme/APS Kurye ile tebliğ edildiği görülmüştür.
İİK.’nun 257-(1) maddesi hükmü uyarınca, kural olarak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan koşullardan birinin varlığı halinde henüz vadesi gelmemiş bir para alacağı içinde ihtiyati haciz talebinde bulunmak mümkündür. Bu koşullar ise şu şekilde düzenlenmiştir;
“ 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa.”
Anılan Yasa’nın 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK.’nın 257-(2) hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406),geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir.
İİK 257/1 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nunda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
Her ne kadar talep eden vekili talep dilekçesinde teminatsız olarak ihtiyatı haciz kararı verilmesini talep etmiş ise de; yürürlükte bulunan 6741 sayılı … Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesi uyarınca …, … AŞ. ve bu şirket tarafından kurulacak şirketler ve alt fonlar, elektrik ve havagazı tüketim vergisi ve yangın sigortası vergisi hariç olmak üzere 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden, sahip olduğu taşınmazlar dolayısıyla emlak vergisinden, satın alınan ve satılan taşınmazlar ile ilgili olarak tapu ve kadastro döner sermaye bedellerinden ve her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaftır. Davalı … Bankası, … A.Ş. tarafından kurulan şirketlerden olmadığı gibi uyuşmazlık konusu madde hükmünde ifade edilen taşınmazlardan da kaynaklanmamaktadır. (Yargıtay 11.HD. 06/02/2019, 2018/3173-2019/912)
Tüm bu açıklamalara göre; somut olayda, ihtiyati haciz isteyen tarafından ileri sürülen iddialara, beyanlara, dosyaya sunulan belgelere, bankaca hesabın kat edilmiş olmasına göre, ihtiyati haciz isteyenin talebini haklı kılacak şekilde yaklaşık ispat kuralını da yerine getirdiği anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan ihtiyati haciz isteyen banka vekilinin istinaf talebinin esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı, anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce talebin esası hakkında HMK.’nun 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin kararına karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin ESASTAN KABULÜNE, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/11/2021 tarihli 2021/394 D.İş Esas ve 2021/397 D.İş Karar sayılı kararının HMK.’nun 353-(b)-2) maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)İhtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; … yönünden 137.671,70 TL , … ile … yönünden 70.000,00 TL alacağı karşılayacak şekilde karşı tarafların menkul, gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
b)2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen hacizde haksız çıktığı taktirde borçluların ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 137.671,70 TL’nin %15’i olan 20.650,76 TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine,
c)6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d)İhtiyati hacze ilişkin işlemlerin İlk Derece Mahkemesince YAPILMASINA,
e)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
f)İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 97,70 TL maktu harç, 8,50 TL vekalet harcı ve 83,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 249,00 TL yargılama giderinin karşı taraf borçlulardan müştereken ve müteselsilen alınarak ihtiyati haciz isteyen alacaklıya verilmesine,
g)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.140,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı taraf borçlulardan müştereken ve müteselsilen alınarak ihtiyati haciz isteyen alacaklıya verilmesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları ;
a)İstinaf eden tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz talep edene İADESİNE,
b)İhtiyati haciz isteyenin yatırdığı 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının karşı taraf borçlulardan müştereken ve müteselsilen alınarak ihtiyati haciz isteyene verilmesine,
c)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
e)İhtiyati hacze ilişkin işlemlerin İlk Derece Mahkemesince YAPILMASINA,
f)Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 20/01/2022