Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1693 E. 2022/110 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1693
KARAR NO : 2022/110

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2021 tarihli (Ek Karar)
NUMARASI : 2019/137 D.İş Esas – 2019/137 D.İş Karar
DAVA : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 20/01/2022

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/10/2021 ek karar tarihli 2019/137 D.İş Esas ve 2019/137 D.İş karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11/04/2017 tanzim tarihli; 28/10/2019 vade tarihli 1.273.000,00-TL bedelli bono nedeniyle borçlulardan alacaklı olduğunu, borçluların mallarını kaçırması ihtimaline binaen 1.273.000,00-TL asıl alacak (faiz ve fer’ilerini talep etmek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile) üzerinden borçluların menkul ve gayrimenkullerinin ve 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi ile menkullerinin de muhafaza altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 04/11/2019 tarihli karar ile 1.273.000,00 TL tutarlı alacak için % 15 teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekili itiraz 09/08/2021 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yokluğunda verilmiş ihtiyati haciz kararı, icra dosyasınca taranmadan ve müvekkillerine tebliğ edilmeden İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2019/14670 sayılı dosyasından infaz edildiğini, ihtiyati haciz olduğu anlaşılamamış ve müvekkillerinin itiraz haklarını kullanamadıklarını, ihtiyati hacizden zarar gören üçüncü kişinin İzmir 7. ATM’nin 04/11/2019 tarih ve 2019/137 D.İş. Esas sayılı kararına karşı itiraz etmiş olduğu ve Mahkemece duruşma günü açıldığı hususlarına yeni muttali olunduğundan, hem yeni muttali olunan ihtiyati hacze itiraz edilerek hem itiraz eden üçüncü kişi yanında katılarak itiraz ettiklerini, bir borç için ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için bilindiği üzere, İİK.m.257/1 gereğince borcun muaccel olması ve borçlunun temerrüte düşmüş olması, alacağın teminatsız olmasının gerekli ve zorunlu olduğunu, şartların gerçekleşmediğini, senedin üzerindeki tarihe göre vadesinin gelmiş olmasının, temerrüt için yeterli olmadığını, borçlunun temerrüde düşürülebilmesi için, senedin, yetkili hamil tarafından usulüne uygun olarak ibraz edilmiş olmasının şart olduğunu, kambiyo senetlerinden kaynaklanan borcun tamamıyla ipotek teminatıyla teminat altında olduğunu, bu nedenle de haciz kararı verilmesinin şartlarının mevcut olmadığını, bir borç için, ipotek verilmiş ise, borç miktarı ipotek limitini aşmadığı müddetçe, haciz yoluyla takip yapılamayacağını, bu durumun kamu düzenine ilişkin ve yasanın amir hükmü gereği olduğunu, somut durumda ise kambiyo senedinden kaynaklanan borçlar da ipotek kapsamına alınarak, alacaklıya tanınmış tercih hakkından feragat edildiğini, bu durumun sonucu olarak da ipotekten ayrı bir senet / haciz takibi yapılamayacağını, bir borç için rehin (ipotek) varsa ve alacak miktarı rehin miktarını aşmıyorsa İİK.m.45/1 gereğince önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması zorunlu olduğunu, bunun istisnasının İİK.m.45/3 de düzenlendiğini, bir borç için hem rehin verilmiş hem de kambiyo senedi düzenlenmiş ise alacaklı rehne veya senede başvurmakta serbest olduğunu, ancak senet borcu için rehin verilmiş, başka bir ifadeyle senet borcu rehin kapsamına alınmış ise burada artık İİK.m.45/3 deki istisnadan söz edilemeyeceğinden İİK.m.45/1 devreye girecek (avdat edecek) ve bunun sonucu olarak sadece ve sadece senede dayalı yani takip dayanağı senet olan rehnin paraya çevrilmesi takibi yapılabileceğini, müvekkillerinin kambiyo senedine dayalı bir kredi almadıklarını, müvekkillerinin kambiyo senedine dayalı olarak bankaya bir borçlarının bulunmadığını, dava konusu senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak alınmış kambiyo senedi özelliği taşımayan, temerrüt durumu oluşmadan, senet borçları aranacak borçlardan olması sebebiyle usule uygun ibraz yapılmadan senet borcunun ipotek teminatı altına alınmış olmasına ve ipotek limitinin çok çok altında olmasına rağmen, ihtiyati haciz kararı alındığı, senet borcunun, ipotek limitini aşmadığını, İhtiyati haciz kararının yok hükmünde olduğunu, İpoteğin 1. derece 3.000.000,00 TL bedelli ipotek, senet miktarının1.273.000,00 TL, taşınmazın güncel değerinin 6.500.000,00 TL olduğunu (İzmir 2. İHM.nin 17.06.2021 tarihli, 2021/52 Esas sayılı karar) görüleceği üzere alacaklı bankanın alacağının, ipotek limitinin bir haylı altında olup,senet borcunun, ipotek limitini aşmadığını, İhtiyati haciz kararının yok hükmünde olduğunu, İpoteğin 1. derece 3.000.000,00 TL bedelli ipotek, senet miktarının 1.273.000,00 TL, taşınmazın güncel değerinin 6.500.000,00 TL olduğunu (İzmir 2. İHM.nin 17.06.2021 tarihli, 2021/52 Esas sayılı karar) görüleceği üzere alacaklı bankanın alacağının, ipotek limitinin bir hayli altında olup, İİK.m.45/1 gereğince hukuken ipotek takibi dışında başka bir takip yapma hak ve yetkisinin olmadığını, belirterek, gerek arz olunan ve gerekse res’en dikkate alınacak nedenlerle, ihtiyati haczin kaldırılması talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece 20/10/2021 tarihli ara karar ile; “…ihtiyati hacze itiraz eden borçluların itirazlarının REDDİNE…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.

İSTİNAF NEDENLERİ :
İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekili itiraz 03/11/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin birinci ön koşulu olan alacağın teminatsız olması şartının gerçekleşmediğini, ikinci ön koşulu olan borçluların temerrüte düşmüş olması şartının de gerçekleşmediğini, dava konusu senede dayalı icra takibi yapılamayacağını, İİK.m.257/1 hükmü genel bir hüküm olup, kambiyo senetlerinin bundan ayrık olmadığını, kambiyo senetleri için de ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kambiyo senedi alacağının rehinin kapsamında olmaması gerektiğini, başka bir ifadeyle kambiyo senedi için teminat verilmemiş olması gerektiğini, her üç müvekkilinin de 1.273.000,00 TL bedelli senedin keşidecileri olduğunu, somut olayda kambiyo senedi borcunun teminatı olarak açık ve net bir şekilde 3.000.000,00 TL’lik ipotek verildiğini, bu nedenle de verilmiş ihtiyati haciz kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, ipoteğin 1. derece 3.000.000,00 TL bedelli ipotek ( üst dereceler boşaldığından birinci dereceye yükselmiş), senet miktarının 1.273.000,00 TL, taşınmazın güncel değerinin 6.500.000,00 TL olduğunu senet borçlusunun temerrüde düşmesi için ibrasının ayrı şey, senedin protesto edilmemesinin ayrı şey olduğunu, senedin üzerindeki tarihe göre vadesinin gelmiş olmasının, temerrüt için yeterli olmadığını, borçlunun temerrüde düşürülebilmesi için senedin yetkili hamil tarafından usulüne uygun olarak ibraz edilmiş olması şart olduğundan temerrüdün oluşmadığını, Yerel Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararını İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2019/14670 sayılı dosyasından uygulayarak, kambiyo senedine özgü takip yapıldığını, itiraz nedenlerinden birisi olan, ipotek resmi senedinde yer alan ilerde düzenlenecek kambiyo senetlerinin ipotek kapsamında olacağı hükmü gereğince ipotek tesisi sonrası düzenlenen bir senedin İİK.m.45/3 deki istisnanın kapsamı dışında kalacağı hususu olup, Doçent unvanlarına sahip iki öğretim üyesi tarafından birlikte hazırlanmış olan bilimsel uzman görüşünde de ipotekli taşınmazın kesinleşen kıymet takdirinin bonoda yazılı olan ve teminat altına alınan tutarın çok üstünde olması sebebiyle ipoteğin alacak tutarını karşılamayacağından bahisle ayrıca haciz yoluyla takip yapılmasının da mümkün olmadığı şeklinde olup, iddialarının doğruluğunun teyit edildiğini, gerek arz edilen ve gerekse istinaf incelemesi sırasında resen tespit edilip dikkate alınacak nedenlerle; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.10.2021 tarihli, E:2019/137 D.İş ve K: 2019/137 sayılı ek kararının kaldırılarak, esastan talebimizin kabulüne ve yasal koşulları taşımayan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep; bonoya dayalı alacağa istinaden verilen ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine dair ek kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece; itiraz eden karşı taraf vekilinin 09/08/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile yapmış olduğu itirazın 20/10/2021 tarihli ek karar ile reddine karar verilmiş olup; karar itiraz eden/borçlular vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından, keşidecileri karşı taraf …, … Ve … olan, 11/04/2017 tanzim tarihli, 28/10/2019 vadeli, 1.273.000,00-TL bedelli, kambiyo senedine (bono) dayanarak ihtiyati haciz talep edildiği, mahkemece 04/11/2019 tarihli karar ile ihtiyati haciz talebinin her üç borçlu açısından da % 15 teminat karşılığında kabulüne karar verildiği; verilen ihtiyati haciz kararının İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2019/14670 sayılı dosyasında infaz edildiği, karşı taraf vekilince, dava konusu senede dayalı icra takibi yapılamayacağını, verilen ihtiyati haciz kararının İİK’nın 257/1maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin birinci ön koşulu olan alacağın teminatsız olması şartının gerçekleşmediğini, İİK.m.257/1 hükmü genel bir hüküm olup, kambiyo senetlerinin bundan ayrık olmadığını, kambiyo senetleri için de ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kambiyo senedi alacağının rehinin kapsamında olmaması gerektiğini, başka bir ifadeyle kambiyo senedi için teminat verilmemiş olması gerektiğini, her üç müvekkilinin de 1.273.000,00 TL bedelli senedin keşidecileri olduğunu, somut olayda kambiyo senedi borcunun teminatı olarak 3.000.000,00 TL’lik ipotek verildiğini, ikinci ön koşulu olan borçluların temerrüte düşmüş olması şartının gerçekleşmediğini, senedin üzerindeki tarihe göre vadesinin gelmiş olmasının, yeterli olmadığını, borçlunun temerrüde düşürülebilmesi için senedin yetkili hamil tarafından usulüne uygun olarak ibraz edilmiş olması şart olduğundan temerrüdün oluşmadığı belirtilerek ihtiyati haciz kararının ve bu kararın kaldırılması için yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması talep edilmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 265.maddesinde; ”Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
İİK’nın 45/2 ve İİK’nın 167/1. maddesine göre; “alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabilir ” hükmü nazara alındığında ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati hacze itiraz eden karşı taraflar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/10/2021 tarihli, 2019/137 D.İş esas ve 2019/137 D.İş karar sayılı ek kararına karşı istinaf eden karşı taraflar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30 TL ‘ nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL istinaf karar harcının itiraz eden karşı taraflardan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine ,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/01/2022