Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1692 E. 2022/375 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1692
KARAR NO : 2022/375

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019 (Dava) – 13/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2020/179 Esas- 2020/423 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 03/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarihli 2020/179 Esas ve 2020/423 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı borçlu aleyhine davalı alacaklı tarafından İzmir 20. İcra Dairesi’nin 2019/11999 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsusu haciz yolu ile takibe geçildiğini, davacıya tebligat ulaştırılmadığından itiraz etme imkanı bulamadığını, bu takip ve takip dayanağı çeklerin keşidecisinin … Şirketi olduğunu, dava konusu çeklerin … Denizli Şubesi’ne ait 30/09/2016 tarihli 8787705 çek numaralı 25.000-TL bedelli, 31/07/2016 keşide tarihli 8054379 çek numaralı 25.000,00-TL bedelli, 31/08/2016 keşide tarihli 8787704 çek numaralı 25.000,00-TL bedelli yine 31/10/2016 keşide tarihli 8787706 çek numaralı 25.000,00-TL bedelli çekler olduğunu, bu çeklerin keşidecisi olan şirketin müvekkilinin % 5 ortağı olduğu … Şirketi olduğunu, dava konusu çeklerin müvekkile tebliğ edilen ödeme emrinden görüleceği üzere bankaya ibraz edilmediğini, ibraz edildiği tarihte taşınmazların değerleri ile birlikte 94.000,00-TL’nin üzerinde varlık varken 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile işletmeleri kapatıldığını ve şirket … ‘ye devir edilmiş olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu ve takip dayanağı çekleri keşide eden şirket olduğu bu çeklerden dolayı şirket ortaklarının tamamına karşı müşterek ve müteselsilen sorumlu olacak şekilde ilamsız takip başlatıldığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin kambiyo ilişkisinden ve sermaye şirketi olan şirketin borcundan dolayı borçlu olamayacağını, bu nedenle İzmir 20. İcra Dairesi’nin 2019/11999 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, dava konusu çekler nedeniyle keşideci … Şirketi’ne ortak olmasından dolayı davacı aleyhine yapılan ilamsız takip nedeniyle borcunun olmadığının tespiti ile takibin iptaline, takip tutarının %40’ı oranında tazminatın alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen süresi içinde cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili sunduğu beyan dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;”… görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu…” gerekçesiyle, “….davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; işbu davanın ve icra takibinin kaynağı çek olmakla birlikte, davacının sorumluluğun hukuki dayanağının Türk Ticaret Kanununda Anonim Şirket ortak ve yöneticilerinin sorumluluğunu düzenleyen maddeler olduğunu, davanın niteliği itibariyle ticari dava niteliğinde olup, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğunu bildirerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece; göreve ilişkin dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dava konusu edilen çeklerin keşidesi şirket bir anonim şirket olup, TTK’nun 329. maddesi uyarınca borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle sorumlu bulunup, ortakların sorumluluğu ise taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır. Yine her ortağın usulüne uygun tanzim ve imza edilmiş şirket mukavelesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduğu düzenlenmiştir.Anılan maddeler ile ortakların sermaye borçlarını yerine getirme zorunluluğuna ve sermaye borçlarının ortaklardan tahsili usulüne ilişkin olarak çeşitli maddelerdeki düzenlemeler göz önüne alındığında ortaklar şirkete karşı sermaye borcunu ödemekle yükümlü olup, bu yükümlülüklerine uymamaları halinde şirkete tazminat isteme hakkı da tanınmıştır.Borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu malvarlığı ile sınırlı bulunan anonim şirketlerin bu nedenle de sermayelerinin üçüncü kişiler için bir teminat ve şirketin mali gücünün ölçüsü yönünden de önemli bir gösterge niteliğinde olması nedeniyle şirket sermayesinin ödenmiş olması üçüncü kişilerin haklarını da etkileyen bir husustur. Öte yandan, bir şirketin devamını sürdürebilmesi ve ticari faaliyette bulunabilmesi için paraya ihtiyacı olduğundan ortakların şirkete karşı olan sermaye borçlarını yerine getirmemelerinin şirketi mutlak şekilde zarara uğrattığının kabulü gerekir. Bu itibarla, ortaklar yönünden şirkete karşı sermaye borcunu ödeme yükümlülüğü mevcuttur.
Somut uyuşmazlıkta, davacı 667 Sayılı KHK ile Kapatılan ve … ‘ye devredilen … Şirketi’nin %5 hissedarıdır. Davalı-alacaklı şirket vekili tarafından davacı aleyhine anılan şirketin ortağı olması sebebiyle süresinde bankaya ibraz edilemeyen dört adet çeke dayalı olarak dava konusu icra takibi başlatılmıştır. Davacı vekili eldeki dava ile davalıya icra takibine konu edilen çeklerden dolayı borçlu olmadığını ileri sürmektedir. Davaya konu takipte dayanılan husus davacının, keşideci şirketin ortağı olmasından kaynaklıdır. Dolayısıyla davanın dayanağı TTK’nun 329. Maddesinde düzenlenen A.Ş ortaklarının sorumluluğu olduğundan görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.
Uyuşmazlığın, 6102 Sayılı TTK’ da düzenlenen hususlardan olduğu, dolayısıyla eldeki davanın ticari dava niteliğinde bulunduğu gözetilerek, işin esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerden ötürü, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kamu düzenine ilişkin sebeplerden ötürü KABULÜ ile; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli 2020/179 Esas ve 2020/423 karar sayılı hükmünün, HMK’nın 355. ve 353/(1).a.3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/(1)-a maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmak ve davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın istek halinde başvuru sahibi davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai hükümde değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 ve 362/1-c maddeleri gereğince kesin olmak üzere 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.