Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1677 E. 2022/101 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1677
KARAR NO : 2022/101

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2019 (Dava) – 06/09/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/491 Esas- 2021/479 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ: 20/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/09/2021 tarihli 2019/491 Esas ve 2021/479 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’nin öncü firmalarından olup yurtiçi ve yurt dışı satış birikimi ve tecrübesiyle ülkeye katma değer oluşturan bir şirket olduğunu, davalının da işe giriş tarihinde yeni mezun olması herhangi bir iş tecrübesi bulunmamasına rağmen işe kabulü ile gerekli bilgi ve tecrübeler aktarılacağından bu bilgilerin korunmasını isteyen müvekkili şirkete Gizli Bilgiyi Koruma ve Haksız Rekabet Etmeme Taahhütnamesini imza ettiğini, bu hususun TBK ve TTK’ da düzenlendiğini, davalının kendisi Kuru Tip Transformatör bölümünde Elektriksel Hesap ve Tasarım Mühendisi olarak … A.Ş ‘ de geçen hizmet süresi içinde transformatör üretimi ile ilgili vakıf olduğu sırları kendisinin bu süreçte öğrendiği bilgi ve tecrübeyi iş akdinin feshinden sonra iki yıllık bir süreçte aynı iş kolunda faaliyet gösteren başka şirketler için kullanmayacağı bölgesellik esasına göre taahhütnamede gösterilen bölgelerde yer alan şirketlerde çalışmayacağına aksi halin tespitinde son brüt maaşının 24 katı tutarı oranında cezai tazminatı davacıya ödeyeceğine dair taahhütname imzaladığını, ancak davalının 12/04/2019 tarihinde müvekkili şirketteki işinden ayrıldıktan sonra böyle bir taahhütnamesi yokmuşçasına yine Transformatör alanında faaliyet gösteren ve rakip firma olarak değerlendirilecek olan … A.Ş (…) de Kuru Tip Transformatör Elektrik Dizayn Mühendisi olarak işe başladığını, davalının bu tutum ve davranışının haksız rekabete yol açtığını ve gizli bilginin korunmadığı yönünde fiili bir durum yarattığını, davalının işten ayrılmadan bir önceki tam ay brüt maaşı yani 2019/Mart bordrosunun 4.336,21 TL olduğunu, 24×4.336,21TL=104.069,04 TL cezai tazminat borçlusu olduğunu, belirterek 104.069,04 TL cezai tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont avans faizi tatbiki suretiyle davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına, fazlaya ilişkin talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının adresi … olup davanın her iki tarafının da tüzel kişi-tacir olmadığı durumda yetki sözleşmesi geçersiz olacağından yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetkili Ticaret Mahkemesi sıfatı ile Balıkesir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini istediklerini, ikame edilen davanın haksız ve yersiz olduğunu, halen davalının çalıştığı dava dışı … A.Ş.nin sektöründe lider konumda 1000 den fazla çalışanı ile 50 yıldan fazladır faaliyet gösteren Sermaye Piyasası Kurulu Kaydında bağımsız denetime tabi halka açık bir Anonim Şirket olduğunu, sektöründe şimdiye kadar üretilebilen en büyük transformatörleri üretebilmiş ve dünyanın dört bir tarafına ihraç etmiş kendi bünyesindeki başka bir şirket marifeti ile dünyanın çeşitli yerlerinde de şantiye ve ofisleri ile holding çatısı altında üç fabrika,… ve …’daki ofisleri ile faaliyet göstermekte olduğunu, aynı zamanda yalnız Türkiye’nin değil Avrupa’nın en büyük mekanik üretim tesislerine sahip olduğunu, ilaveten yaklaşık 40 mühendisin çalıştığı … ile işbirliği içerisinde bir Ar-Ge Merkezine sahip olup teknoloji konusunda da öncü olduğunu ve bu yönü ile pek çok Ulusal-Uluslararası patente sahip olduğunu, davalı müvekkilinin henüz 1994 doğumlu olup çok genç bir mühendis olduğunu, gerek iş deneyimi gerek meslek içi eğitim ve bilgisinin dava dilekçesinde ileri sürülen konularda davacının ileri sürdüğü eylemleri yerine getirebilecek bir donanımda dahi olmadığını, davacının dava dilekçesinde TBK nın 444. maddesini tam metin olarak yer vermesine rağmen TBK nın 445. maddesinden hiç söz etmediğini, davalının genç bir mühendis olup, daha önce çalıştığı işyerindeki kendisine gelecek kaygısı ile imzalatılan ve hakkaniyete aykırı uygun olmayan sınırlamalar içeren taahhütnamenin açıkça TBK nın 445. maddesine aykırı olduğu için kendiliğinden süre sınırlaması dahil yok hükmünde olduğunu, ayrıca davacının davalıya imzalattığı taahhütname ve ikame ettiği davanın Anayasanın çalışma özgürlüğü ilkesine aykırı olduğunu, davacının talep ettiği tazminat tutarının aşırı nitelikte olup yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davacının reeskont avans faizi tatbiki istemesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, haksız ve yersiz davanın reddine, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… 03/06/2021 tarihli celsede “Davacı vekili adına çıkartılan bilirkişi raporu ekli davetiyenin ve bilahare yeni duruşma gününü bildirir davetiyenin adresteki binanın depremde yıkılması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği, her iki tebliğ işleminden sonraki duruşma günlerinden ve dosya içeriğinden davacı vekilinin haberdar olduğu, nitekim son iki duruşma ile ilgili mazeret dilekçelerinin davacı vekili tarafından uyap ortamından gönderildiği, buna rağmen kendisine tebliğ yapılabilecek adresi dosyaya bildirmediği anlaşıldığından, dosyanın geldiği aşama da dikkate alınarak davacı vekilinin mazeret talebinin kabulüne yer olmadığına…” karar verilmiş olup, dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve 3 ay içinde yenilenmediği anlaşıldığından, HMK’nun 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına…” şeklinde karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; kendilerine bilirkişi raporunun tebliğ edilememesinden dolayı verilen yerel kararının ciddi hak kayıplarına yol açacağını, dosyaya sundukları mazeretlerin reddinin kabulünün mümkün olmadığını, İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihine 6,6 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonucunda 110 kişinin hayatını kaybettiğini, 1027 kişinin yaralandığını, bu deprem sırasında … …’da bulunan ofisinin de yıkıldığını, işbu nedenlerle toparlanma sürecinde olmsası ve bir yandan da Covid-19 pandemi sürecinde olması sebebiyle ofis açma imkanları olmadığını, kendilerine hiçbir uyarı da bulunulmadan, bilirkişi raporunun tebliğ edilemediği gerekçe gösterilerek Davanın Açılmamış Sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira tazminat alacaklısı olup davacı konumunda yer aldıkları dosyada işbu tebligatı kasıtlı şekilde yaptırmadıkları düşüncesinin hiçbir mantığı olmadığını, tüm bu sebepler değerlendirilerek haklı mazeretlerinin kabulü gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek verilen kararın kaldırılarak, dosyanın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; dosyada vekaletleri ve vekalet ücret talepleri de bulunmasına rağmen kararda vekalet ücretine hükmedilmemesinden dolayı lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Gizli Bilgiyi Koruma ve Haksız Rekabet Etmeme Taahhütnamesinden kaynaklanan haksız rekabet iddiasıyla TBK’ nın 444. maddesi uyarınca cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
HMK’nın “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlıklı 150. Maddesinin birinci, dördüncü ile beşinci fıkralarında; (1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir….(4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi,duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır…” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlıklı 7. Maddesinin birinci fıkrasında” Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez…” şeklinde düzenleme bulunmaktadır,
Dosyanın incelenmesinde, davacı vekilinin UYAP vatandaş portaldan 03/06/2021 tarihli mazeret dilekçesinde ” Sayın mahkemenizde görülmekte olan davanın bugünkü celsesine aynı saate denk düşen başka duruşmalarımın olması nedeniyle katılamayacağım, mesleki özrümün kabulü ile duruşmanın başka bir güne ertelenmesine karar verilmesine arz ve talep ederim” şeklinde mazeret dilekçesi sunularak mazeretinin kabulünün talep edildiği; mahkemece 03/06/2021 tarihli duruşmada”… Dosyanın geldiği aşama da dikkate alınarak davacı vekilinin mazeret talebinin kabulüne yer olmadığına…” gerekçesiyle mazeretin reddine ve davanın takip edilmediğinden dosyanın HMK 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği; dosya kapsamına göre davacı vekilinin dava yenileme dilekçesi sunmadığı ve mahkemece yasanın öngördüğü sürenin geçmesiyle 06/09/2021 tarihli kararı ile HMK’nın 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği; davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde davalı lehine vekalet ücretine takdir edilmediği anlaşılmıştır.
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede; davacı vekilinin 03/06/2021 tarihli duruşmaya katılmaması nedeniyle HMK’nın 150/1.maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yasal 3 aylık süre boyunca da dava yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, HMK’nın 150. maddesi hükmü uyarınca verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında davanın açılmamış sayılması halinde vekalet ücretine hükmedileceği, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda vekalet ücretinin tamamına hükmolunacağı ve davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücretinin, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemeyeceği hususu öngörülmüş olup; eldeki davada, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve davalı davada kendisini vekili ile temsil ettirdiği halde davalı lehine tarifeye uygun vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşıldığından; anılan yasanın 7. Maddesinde öngörüldüğü şekilde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yasal düzenlemeye aykırı olarak karar verilmiş olması nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek davalı lehine tarifede öngörülen vekalet ücretinin tamamına hükmedilmiştir
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE;
B-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/09/2021 tarih 2019/491 Esas- 2021/479 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-HMK’nun 150/5 maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar harcın peşin alınan 1.777,24-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 1.696,54-TL fazla harcın kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettiriğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve tayin olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Sarf edilmemiş gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
C- İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-İstinaf aşamasında davalıdan alınan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 35,50-TL tebligat ücretinden oluşan toplam 197,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında istinaf eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20/01/2022