Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1666 E. 2022/8 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1666
KARAR NO : 2022/8

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2019 (Dava) – 10/11/2021 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/506 Esas (derdest dosya)
TALEP : İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 11/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 11/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarihli 2019/506 Esas 10/11/2021 tarihli ara karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
İtiraz eden-davalılar vekili 08/10/2021 uyap tanzim tarihli itiraz dilekçesi ile; ihtiyati haciz kararının müvekkillerinin ifadesi alınmadan verildiğini ve kendilerine tebliğ edilmediğini, müvekkili …’in banka hesaplarına bloke konması sonucunda bu karardan haricen haberdar olunduğunu, somut olayda ödenmesi istenen maddi tazminata henüz mahkeme tarafından hükmedilmediğini, dolayısıyla vadesi gelmiş bir senet yahut ödeme günü gelmiş bir sözleşme gibi bir alacak söz konusu olmadığından muaccel hale gelmiş bir borcun söz konusu olmadığını, bu nedenle ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin yerleşim yerinin sabit ve yıllardır aynı olduğunu, herhangi bir mal kaçırma hazırlığı ya da davacıları hak ihlaline uğratma niyetlerinin bulunmadığını, davacının mal kaçırma saikine ilişkin hiçbir ispat vesikası bulunmadığını, yargılamanın devam ettiğini, zarar miktarı ve kusur oranları belirsiz olup ancak yargılama sonucunda tespit edilebileceğini, mahkemece bu durum göz önünde bulundurularak 33.100,00 TL’lik tutar üzerinden ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne ve borca yeter miktarda mal varlığının ihtiyati haczine karar verildiğini, ancak davacı tarafça Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğü’nün 2021/6303 E.sayılı dosyasıyla, kararda belirlenen tutar gözetilmeden müvekkili …’in tüm mal varlığına haciz şerhi işlenerek, banka hesaplarına ve emekli maaşına bloke konulduğunu, müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararına itiraz ederek itiraz ve davalar sonuçlanıncaya kadar teminatın tedbiren alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davacılar vekili beyanlarında özetle; itirazın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Talep İİK’nun 265.madde hükmüne göre açılmış ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.
Anılan madde hükmüne göre, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Tabiatıyla ihtiyati haciz talebine konu alacağın varlığı ya da yokluğu da itiraz konusu olabilir. Mahkeme gösterilen sebeplere hasren inceleme yaparak itirazı kabul veya red eder.
Tüm dosya içeriği, delil ve belgelerin, celbedilen Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2021/6303 E.sayılı dosya örneğinin değerlendirilmesi sonucunda;
İtirazın 7 günlük süre içerisinde ileri sürüldüğü tespit edilmiştir.
Davacıların, muteriz-davalılar … ve …’ten, harçlandırılan değer de dikkate alınarak 33.100,00 TL muaccel hale gelmiş maddi tazminat alacağının yaklaşık ispat seviyesinde ispatlandığı, eldeki dosyada muteriz davalıların yerleşim yerlerinin belirli olması ya da mal kaçırma eylemlerine girişmemesi gibi durumların ihtiyati hacze engel olacağı yönündeki iddianın yersiz olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla, mahkememizce tesis edilen 23/09/2021 gün 2019/506 E.sayılı ihtiyati haciz kararının usule ve kanuna uygun olduğu…” gerekçesiyle ihtiyati hacze vaki itirazın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacılar tarafından ileri sürülen “aldığımız duyuma göre davalılar mal kaçırma gayesindedir” şeklindeki soyut ve mesnetsiz iddiaya dayanarak ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, somut olayda Yüksek Mahkeme içtihatlarına göre ihtiyati tedbir kararı için aranan “yaklaşık ispat” kuralının sağlanmadığını, soyut iddialar ileri sürmenin yaklaşık ispat olarak değerlendirilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararının müvekkillerin ifadesi alınmadan verildiğini ve kendilerine tebliğ edilmediğini, bu şekilde usule aykırı verilen karar neticesinde davacı tarafça Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/6303 e. sayılı dosyasıyla, kararda belirlenen tutar gözetilmeden (taşkın hacze sebebiyet verecek şekilde) müvekkili …’in tüm mal varlığına haciz şerhi işlenip, banka hesaplarına ve emekli maaşına bloke konulduğunu, bu nedenle, müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkilinin şu anda emekli maaşı hesabından elde ettiği aylığına erişemeyip yaşam giderlerini karşılayamadığını, İcra ve İflâs Kanunu’nun 85. maddesi gereğince alacaklının alacağından fazla mal ve hakkın haczinin caiz olmadığını, hukuk devleti ilkesiyle çelişen bu uygulamanın haksız ve ölçüsüz şekilde bir uygulamaya dönüşüp, müvekkilinin Anayasa’dan doğan mülkiyet hakkının ihlal edilmesine yol açtığını, mülkiyet hakkının, mutlak korumaya sahip anayasal ilkelerden biri olduğunu (Ana. m. 35) ve sadece kamu yararı amacıyla sınırlanabileceğini, yerel mahkeme’nin gerekçesinde sabit ikametgah ve mal kaçırma niyetini gösterir herhangi bir tasarrufun olmayışı şeklindeki savunmalarını (bu iddialarının tam olarak kanunun araştırdığı şartlara aittir.) “yersiz” olduğunun belirtilmesinin hukuki bir nitelendirme olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş olup; karara karşı davalılar vekili tarafından itiraz edilmiş, itiraz üzerine 10/11/2021 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiş, işbu karar davalılar vekilince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İİK.’nun 257-(1) maddesi hükmü uyarınca, kural olarak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan koşullardan birinin varlığı halinde henüz vadesi gelmemiş bir para alacağı içinde ihtiyati haciz talebinde bulunmak mümkündür. Bu koşullar ise şu şekilde düzenlenmiştir;
“ 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa.”
Anılan Yasa’nın 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK.’nın 257-(2) hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; davalı …’in kullandığı araç ile yolda yaya haldeki davacıların desteği …’a çarparak vefatına sebebiyet verdiği, davacıların destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talepli dava açtıkları, yargılama sürerken toplanan delillere göre, davalı sürücünün olay anında 1,40 promil alkollü olduğu, trafik kazası tespit tutanağı ve Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada alınan Adli Tıp Kurulu raporunda davalı sürücünün tam ve asli kusurlu, müteveffanın ise kusursuz olduğunun tespit edildiği, yargılama neticesinde davalı sürücü …’in 7 yıl 6 ay hapis cezası aldığı, ceza mahkemesi kararının henüz kesinleşmediği, bunun yanı sıra işbu dava dosyamızda da mahkemenin makine mühendisi bilirkişiden kusura yönelik aldığı raporda da müteveffanın kusursuz, davalı …’in asli ve tam (%100 ) kusurlu olduğunun tespit edildiği, devam eden yargılamada aktüer bilirkişiden alınan rapora göre de davacıların toplam maddi tazminat alacaklarının 3.492.469,30 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, yaklaşık ispatın yukarıda bahsi geçen açıklamalar ve bilirkişi raporları uyarınca sağlanmış olmasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak itiraz eden-davalılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/506 Esas sayılı ve 10/11/2021 tarihli Ara Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL’nin istinaf kanun yoluna başvuran taraflardan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/01/2022