Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1664 E. 2022/10 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1664
KARAR NO : 2022/10

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.10.2021 tarihli ara karar
NUMARASI : 2021/113 Esas (derdest dosya)
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 11/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 11/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06/10/2021 tarihli 2021/113 Esas sayılı ara karar dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İzmir … ilçesinde bulunan … isimli işyerini işletmekte olduğunu, buna ilişkin vergi levhasının olduğunu, davalı tarafından da aynı marka ile marka başvurusunda bulunulduğu ve yine davaya konu markanın tescil edildiği tespit edilmiş olup, müvekkilinin gerek SMK uyarınca marka sahibi olması gerekse de TIK uyarınca işletme devri sebebiyle gerçek hak sahibi olduğunu, davalı tarafa ait 02.04.2013 tarihli “işyeri açma ve çalışma ruhsatı“nda yer alan döner salonu adresi de “… Mah … Cad, No:…/… … …” olup, müvekkilinin halen aynı adreste ve devraldığı ismi ile faaliyetlerine devam etmekte olduğunu, müvekkilinin işletmeyi tüm hakları ile bir kül olarak devralmış olduğunu, işletmenin tabelası, markası, masa, sandalyesi ve sair teçhizatıyla birlikte hiçbir şeyi değiştirmeden aynı adreste faaliyetlerine devam ettiğini, bu bağlamda da davalı tarafın “fikri mülkiyet haklarını” ve “işletme değerini” de müvekkiline devretmiş olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin … ve çevresindeki bilinirliğinden faydalanmaya çalışmakta olduğunu, bu bağlamda da markanın tescilinde yer alan … ibaresinin sebebi hikmeti de müvekkil kullanımı ve geçmişi olduğunu, davalının amacının ortalama tüketici nezdinde … markası nedeniyle oluşan algıyı yanlış yönlendirerek haksız çıkar elde etmek olduğunu belirterek, 2020/22014 tescil numaralı “… “…” markası hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek satışının, devredilmesinin, rehnedilmesinin veya lisansa konu olmasının önlenmesine, bu kararın Türk Patent ve Marka Kurumuna bildirilmesini, tensip ile birlikte dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek SMK madde 155 uyarınca davalının marka tescilini müvekkil tarafından açılan haksız rekabet davasında ileri sürememesi sebebiyle davalının markayı kullanmasırın haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespitine yönelik rapor alınmasını, tensiple yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde iltibasın varlığının kabulü halinde davalının müvekkile ait markayı kullanmaya devam etmesi halinde ortaya çıkabilecek telafisi güç ve hatta imkarısız zararlar dikkate alınarak HMK 290/2 ve 556 sayılı KHK madde 77 uyarınca teminatlı veya teminatsız olarak “İşbu davanın davalıya bildirilmesinden önce ihtiyati tedbir kararı verilerek davalının reklam ve tanıtımlarında, internette yahut sair mecralarda, her türlü tanıtım malzemesi ve basılı evrakta faturalar ve benzeri ticari dökümanında, tabelasında ve sair bilumum iş evraklarında müvekkil markası ile iltibas yaratan markasını kullanılmasının önlenmesini, internet sitesinin durdurulmasını, sosyal paylaşım sitelerindeki davalıya ait sayfaların durdurulmasını, ürünlere el konulmasını, e-ticaret sitelerinde ürün satışlarının durdurulmasını, ihtiyati tedbir kararının dava sonunda verilecek hüküm kesinleşene kadar devamına karar verilmesini, davalıya ait 2020/22014 tescil numaralı “…“…” markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini, davalının eylemlerinin, müvekkilin markasına haksız rekabet yarattığının tespitini, tespit edilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasını, önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Mahkemece 21/09/2021 tarihli tensip ara kararı gereğince davalı adına kayıtlı 2020/22014 nolu marka kaydının üzerine, 3.kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmiş ve birleşen 2021/9 Esas sayılı dosyasında davalı vekili bu karara sözlü olarak itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “… Davacının gerçek hak sahipliğine ilişkin delilerin teknik olarak incelenmesi gerektiği, teknik incelemenin henüz tamamlanmadığı, dava süresince başvurunun davalı tarafından 3. kişilere devri ihtimalinin yargılamayı güçleştireceği …” gerekçesiyle davalının tedbire itirazın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İtiraz eden – davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kendilerine yöneltilen iki ayrı davanın sözde vakıaları ayrı ayrı incelendiği takdirde … tarafından ileri sürülen iddiaların çok daha mesnetsiz olduğunun görüleceğini, davacı …’in kendilerine yönelttiği davasında müvekkili adına tescilli “…” markasıyla kendisine ait “…” markasının aynı marka olduğunu iddia etmekte; bu iddiasına … İlçesinin önceki isminin … olduğunu ve müvekkilinin markasında geçen “…” ifadesinin iltibasa yol açtığını gerekçe gösterdiğini, davacı …’in 2021/9 E. Sayılı davanın davacısı …’ya karşı açtığı markanın hükümsüzlüğü davasının taraflar arasında resmi bir devir sözleşmesi olmasına rağmen sözleşmede markanın devri açıkça ifade edilmediği için ilk derece ve istinaf mahkemelerince esastan reddedildiğini, müvekkiline yönelik açılan her iki davada da davacıların iyiniyetli olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, eklerde sundukları belgeler dikkate alındığında müvekkilin işyerini devir aldıktan hemen sonra tüm hukuki süreçleri yasaya uygun olarak gerçekleştirdiğinin görüleceğini, davacı … tarafından açılan davayı takiben kolluk görevlilerinin habersizce iş yerine gelip, inceleme yaptığını, davayla ileri sürülen iddiaların yersiz olduğunu tespit ederek EK-D’deki tutanağı tuttuğunu, işbu tutanağın davacının subjektif iddialarının dışında davadaki tek resmi delili olduğunu ve müvekkilinin iyiniyetiyle haklılığını ispatladığını, davacı …’in haksız talepleri sonucu markalarına konulan haksız tedbir kararının itirazen kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı markasının hükümsüzlüğünün tespiti ve sicilden terkini, davalının eylemlerinin, davacının markasına haksız rekabet yarattığının tespiti, tespit edilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkindir.
Mahkemece; davalının tedbire itirazının reddine karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davacı …, davalı …’e karşı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2021/113 Esas nolu dava dosyasında açtığı davasında, davalıya ait 2020/22014 no ile tescil edilen “… ” markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep etmiş olup mahkemece 21.09.2021 tarihli tensiple birlikte bu markanın 3. Kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir şerhi koyulmasına karar vermiştir. Yargılama sürerken 2021/113 Esas sayılı dava dosyasının aynı mahkemenin 2021/9 esas nolu dava dosyasında birleştirilmesine karar verilmiş, tedbir kararına karşı davalı vekili 2021/9 esas nolu dava dosyasının 06.10.2021 tarihli 3 nolu celsesinde sözlü itirazlarını sunmuş, aynı celse itirazın reddine karar verilerek gerekçeli ara karar oluşturulmuş, işbu ara karara karşı davalı süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Yerel mahkemece davacının gerçek hak sahipliğine ilişkin delilerin teknik olarak incelenmesi gerektiği, teknik incelemenin henüz tamamlanmadığı, dava süresince başvurunun davalı tarafından 3. kişilere devri ihtimalinin yargılamayı güçleştireceği gerekçesiyle tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması karşısında ihtiyati tedbir talebine itirazın reddine dair verilen kararın yerinde olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden-davalı vekilinin İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06/10/2021 tarihli ve 2021/113 esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/01/2022