Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1662 E. 2022/106 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1662
KARAR NO : 2022/106

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/05/2021 tarihli ara karar
NUMARASI : 2021/310 Esas (derdest dosya)
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/05/2021 tarihli ve 2021/310 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, Kredili Ticari Mevduat Hesabı Sözleşmesi, Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi ve Ticari/Mesleki/Zirai Amaçlı Destek Kredisi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeler kapsamında 1283-7815861/1283-7820061/1283-7821934 nolu Ticari Amaçlı Destek Kredisi, 5400372103309017 nolu Ticari Kredi Kartı ve 1283-6689365 nolu Kredili Mevduat Hesabı (Tek Hesap) ürünlerinin kullandırıldığını, kredi taksitlerinin zamanında ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek 28/09/2020 tarihinde 5301725271856 barkod nolu ihbarname/ihtarname gönderildiğini ve 01/10/2020 tarihinde teslim edildiğini, sözleşme hükümleri uyarınca borçlunun temerrüde düştüğünü, müvekkilinin alacağının muaccel hale geldiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak toplam 61.311,55-TL bakiye borcun tahsili amacıyla 02/12/2020 tarihinde İzmir 4. İcra Dairesi 2020/9983 Esas sayılı dosyası üzerinden yasal takibe başlandığını, borçlu tarafından tüm borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının itirazının yersiz olduğunu, müvekkili bankanın alacağının tahsilinin temini için davalının yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacaklarının ile diğer haklarının öncelikle teminatsız olarak ihtiyaten haczine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili banka teminat mektubunun kabul edilerek teminatlı olarak ihtiyaten haczine, mahkeme aksi kanaatte ise teminatlı olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemesince; “…borcun tahsili amacıyla 02/12/2020 tarihinde İzmir 4. İcra Dairesi 2020/9983 E. sayılı dosya üzerinden yasal takibe başlandığı, borçlu tarafından 21/12/2020 tarihinde borca itiraz edilip takibin durduğu, icra takibi açıldıktan sonra ihtiyati haciz talep edildiği, dosya içeriğine göre İİK’nın 257.maddesinde öngörülen şartlar gerçekleşmediğinden, koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir…..” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkeme kararının gerekçe içermediğini, Yüksek Mahkemenin konuya ilişkin içtihatlarında istikrarlı bir şekilde kararların gerekçeli olması gerektiğinin açıkça ifade edildiğini, ilk derece mahkemesinin kararının alenen Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini, ihtiyati haciz isteminin koşullarının oluştuğunu ve müvekkili banka alacağının varlığına kanaat oluşturacak belgelerin ibraz edildiğini, sunmuş oldukları hesap özeti, ihtarname, ihbarname, hesap hareketleri, ekstreler ve destek kredisi tahsilatlarına dair belgeler incelendiğinde; müvekkilinin alacaklı sıfatını taşıdığı, medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olduğu, borçlu hakkında cebri icra talebinde bulunma yetkisine de sahip olduğu, hakkında ihtiyati haciz istenen alacak (borç) para alacağı (borcu) olduğu, alacağın rehinle temin edilmemiş (güvence altına alınmamış) olduğu ve alacağın vadesinin gelmiş «muaccel» olduğunun sabit olduğunu, Yüksek Mahkemenin konuya ilişkin içtihatlarında istikrarlı bir şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın yeterli olduğunun açıkça ifade edildiğini belirterek, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/310 Esas sayılı dosyasında usul ve yasaya aykırı olarak verilen 19/05/2021 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik kararının kaldırılmasına, istinaf incelemesi neticesinde alacağının tahsilinin temini için davalının yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları, alacakları ile diğer haklarının öncelikle teminatsız olarak ihtiyaten haczine, aksi kanaate varılır ise müvekkili banka teminat mektubunun kabuI edilerek teminatlı olarak ihtiyaten haczine, aksi kanaate varılır ise teminatlı olarak ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticari amaçlı destek kredisi sözleşmesi alacağına istinaden İİK’nın 67. maddesi hükümlerine göre açılmış itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece; İİK’nın 257. maddesi koşullarının oluşmadığından bahisle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, Kredili Ticari Mevduat Hesabı Sözleşmesi, Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi ve Ticari/Mesleki/Zirai Amaçlı Destek Kredisi Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeler kapsamında Ticari Amaçlı Destek Kredisi, Ticari Kredi Kartı ve Kredili Mevduat Hesabı (Tek Hesap) ürünlerinin kullandırıldığı, kredi taksitlerinin zamanında ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihbarname/ihtarname gönderildiği davalının borcun ödenmemesi üzerine davacının davalı aleyhine İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/9983 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği ve davacının itirazın iptali ve ihtiyati haciz talebiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İİK.’nun 257-(1) maddesi hükmü uyarınca, kural olarak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan koşullardan birinin varlığı halinde henüz vadesi gelmemiş bir para alacağı içinde ihtiyati haciz talebinde bulunmak mümkündür. Bu koşullar ise şu şekilde düzenlenmiştir;
“ 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa.”
Anılan Yasa’nın 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK.’nın 257-(2) hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
Her ne kadar mahkemece 19/05/2021 tarihli karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, İİK’nın 258.maddesi kapsamında alacaklının alacağının varlığına yönelik olarak dosya kapsamında sunmuş olduğu kredi sözleşmeleri, icra takip dosyası, hesap kat ihtarları ve diğer belgelere göre yaklaşık ispat koşulları oluştuğundan ve muacceliyet şartı da gerçekleştiğinden mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla, davacı tarafın istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
Bu nedenlerle; davacı/ihtiyati haciz isteyenin istinaf talebinin esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı, anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce talebin esası hakkında HMK.’nun 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına, karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/05/2021 tarihli ve 2021/310 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davalı-borçlu Erkan Ayar’ın 61.311,55 TL’ lik borçlarına yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
b)2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen davacı hacizde haksız çıktığı taktirde borçluların ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 61.311,55 TL’nin % 15′ i olan 9.196,73 TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene davacıya verilmesine,
c)6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d)İhtiyati hacze ilişkin teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
e)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
f)Talep derdest dosya içerisinde yapıldığından davacı lehine ayrıca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
g)Kararın, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2020/9983 sayılı dosyasından yerine getirilmesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları ;
a)İstinaf eden tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz talep edene İADESİNE,
b)İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
c)6100 Sayılı HMK.’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edene İADESİNE,
d)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nun 362-(1)-f) maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/01/2022