Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1624 E. 2022/36 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1624
KARAR NO : 2022/36

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2021
NUMARASI : 2021/23 Esas – 2021/215 Karar
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 13/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/10/2021 tarihli 2021/23 Esas ve 2021/215 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin özellikle kullanıma hazır böcek ilaçları, su bazlı konsantre pest kontrol ilaçları, rodentisit, fare zehiri, sinek ve böcek kovucu vücut spreyleri ve kullanıma hazır hamamböceği jeli olarak gruplanmış ürünlerin ithalat ve ihracatını yapan tanınmış bir şirket olduğunu, ticari faaliyetini, 2005/40765 nolu ve 03, 05, 37 ve 44 sınıfi kapsayan “…’ marka ve 2005/07276 nolu Ol, 0S ve 37 sınıfı kapsayan “…’ marka adlarıyla sürdürdüğünü, müvekkilinin markalar ile bitki koruma ürünleri, böcek ilaçları, zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeleri ve dezenfektan ürünlerinin üretimini, satışını, ithalat ve ihracalım yaparak yürüttüğünü, davalı şirketin ise daha önceki 2012/38462, 2015/77388, 2017/40681 nolu başvuruları olmak üzere birden fazla başvuru yaptığını, ancak müvekkil şirket tarafından yapılan itirazlar üzerine davalı şirketin başvurusunun reddedildiğini, bu başvuruların red edilmesi nedeniyle davalı şirket müvekkil aleyhine İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/26 E. Dosya ile Markanın Hükümsüzlüğüne ilişkin dava açtığını, ancak bu dava red edilerek, kesinleştiğini, ayrıca davalının “…/ tescil başvurularında Müvekkil Şirket tarafından yapılan itirazların TPMK tarafından kabul edilmesi üzerine Ankara 3. FSHHM’nin 2019/109 E. Sayılı dosya ile markanın hükümsüzlüğüne ilişkin dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda iltibas oluştuğu gerekçesiyle de davanın reddine karar verilerek, kesinleştiğini, davalı tarafın müvekkiline açmış olduğu her iki davayı kaybetmesine rağmen haksız ve kötü niyetli olarak 26/03/2020 tarihinde 2019/94666 nolu başvuruyu yaparak “…” adlı markayı 1 ve 5 nolu sınıflarda tescil ettirdiğini belirterek, öncelikle davalı adına kayıtlı “…” ibareli 2019/94666 nolu markanın 3. Kişilere devrinin önlenmesini, markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki yönünden davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…dosya kapsamında hükümsüzlük talep edilen davalı marka sahibinin Türkiye’de yerleşim yeri olmadığı vekillik işlemlerini … A.Ş. tarafından yapıldığı, vekilin adresinin İstanbul olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın yetki itirazının kabulüne, mahkemenin görevsizliğine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel Mahkemenin hem yetki hususunu maddenin yanlış fıkrasına hem de dayanak olarak gösterdiği fıkranın hukuka aykırı olarak yorumlanması yönünde karar verdiğini, SMK m. 156/4 hükmü dayanak gösterilerek davacının yerleşim yerinin Türkiye’de olmaması halinde vekilin yeri olan yer mahkemesinin yetkili olduğunu söylemişse de davacı müvekkilin yerleşim yeri İzmir’ de olduğundan İzmir mahkemelerinin yetkili olacağını, bu anlamda davalının yetki itirazının kabul edilmesinin hukuka aykırı ve kabul edilemez nitelikte olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı adına kayıtlı 2019/94666 nolu ve 05. sınıftaki markanın hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın İstanbul FSHHM’ ne gönderilmesine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı şirketin özellikle kullanıma hazır böcek ilaçları, su bazlı konsantre pest kontrol ilaçları, rodentisit, fare zehiri, sinek ve böcek kovucu vücut spreyleri ve kullanıma hazır hamamböceği jeli olarak gruplanmış ürünlerin ithalat ve ihracatını yapan tanınmış bir şirket olduğunu, ticari faaliyetini, 2005/40765 nolu ve 03, 05, 37 ve 44 sınıfi kapsayan “…’ marka ve 2005/07276 nolu Ol, 0S ve 37 sınıfı kapsayan “…’ marka adlarıyla sürdürdüğünü, davacının 2005/40765 nolu markasının tescil tarihinin 27/09/2005 tarihi ve 2005/07276 nolu markasının tescil tarihinin ise 2107/2006 tarihi olduğu, dava konusu davalı markası olan 2019/94666 nolu markanın tescil tarihinin ise 07/06/2019 tarihi olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; tescil ve dava tarihi itibariyle uyuşmazlığın çözümünde 6769 sayılı yasa hükümlerinin uygulanması gerekecektir.
6769 Sayılı Sınai ve Mülkiyet Kanunu’ nun 156/3 maddesine göre;(3) Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.
(4) Davacının Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde yetkili mahkeme, davanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı vekilin işyerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmişse Kurum merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir.
(5) Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Sınai mülkiyet hakkı başvurusu veya sınai mülkiyet hak sahibinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde, dördüncü fıkra hükmü uygulanır.
Davamızda, davacı tarafın talebi hükümsüzlüğün tespiti istemine ilişkin olup, davada başkaca tecavüzün meni, durdurulması vs. başkaca talebi bulunmamaktadır. O halde; yetkili mahkemenin tespiti için hükümsüzlük davalarına özgü 6769 sayılı yasanın 156/5 maddesinin olaya uygulanması gerekmektedir. Davacı tarafın hükümsüzlüğün tespiti talebi dışında başkaca talebi bulunmadığından olayda 156/3. maddenin uygulanması mümkün değildir. (Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/10/2013 tarihli 2012/18391 esas – 2013/17416 karar sayılı ilamı).
Bu durumda; davalının sicilde kayıtlı adresinin ” … …/… ” olduğu ve Türkiye’ de yerleşim yerinin bulunmadığı, davalının vekillik işlemlerinin … A.Ş. tarafından yapıldığı, vekilin adresinin İstanbul olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın yetki itirazının 6769 sayılı yasanın 156/5 maddesi uyarınca kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin, İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/10/2021 tarihli 2021/23 Esas ve 2021/215 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK 361. madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/01/2022