Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1586 E. 2022/33 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1586
KARAR NO : 2022/33

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2021
NUMARASI : 2021/25 Esas – 2021/53 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 13/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 13/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarihli 2021/25 Esas ve 2021/53 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın maliki olduğu ve müvekkili şirkete 5461712 nolu trafik poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın 27/12/2015 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde iken … isimli kişinin sakat kalmasına neden olduğunu, meydana gelen olay nedeni ile müvekkil şirketin …’ya 108.500,00 TL tazminat ödemek zorunda kaldığını, Karayolları Trafik Kanununun 95. maddesi ve trafik Sigorta poliçesinin genel şartlarının B.4/b maddesi gereğince sürücünün ehliyetsiz olması nedeni ile ödemek zorunda kaldıkları iş bu meblağın araç malikinden rücuen talep etme haklarının doğduğunu, bu nedenle borçlu aleyhine Manisa 1. İcra Müdürlüğünün 2017/4577 Esaş sayılı takip dosyası ile söz konusu alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış ise de, borçlunun (davalı) takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, öncelikle alacaklarının teminat altına alınmamış olması ve davanın neticesiz kalmaması bakımından davalı tarafa ait … plaka sayılı araç ile varsa başka araç ve gayrimenkullerin kaydına İ.İ.K. 257 ve devamı maddeleri gereği ihtiyati haciz konulmasına, aksi durumda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının Manisa 1. İcra Müdürlüğünün 2017/4577 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20 İnkar tazminatına, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle iddia edilen trafik kazasının Menemen’de meydana geldiğini, davaya konu takipte yetkili Mahkeme ve İcra Müdürlüğünün, Menemen İcra Müdürlüğü ve Menemen Mahkemeleri olduğunu, Manisa İcra Müdürlüğünün ve Manisa Mahkemelerinin yetkisini kabul etmediklerini, 27.12.2015 söz konusu kaza nedeni ile müvekkilin toplamda 112.905,40- TL borcu olduğuna dair yazı gönderildiğini, bu borç iddiasını kabul etmediklerini, öncelikle dosya kapsamında bahsi geçen alacak ile ilgili yargılama neticesinde mahkeme kararı gerektiğini,yokluklarında yapılan işlemler nedeniyle tespiti yapılan alacak miktarını kabul etmediklerini, davaya konu icra takibi başlatılmadan önce Mahkeme’ye başvurularak varsa iddia edilen alacağın hüküm altına alınması gerektiğini , taraflarınca anlaşılamayan şekilde tespiti yapılan alacak hakkında icra takibi başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin bahse konu kaza ve oluşan zarar bakımından herhangi bir kusurunun olmadığını, kusur bakımından illiyet bağının kesilmiş olduğunu, yokluklarında yapılan işlemlere itiraz ettiklerini, tazminat miktarı ve kaza sonrası meydana geldiği iddia edilen zarar miktarına karşı itiraz ettiklerini, kusur oranı ve tazminat miktarının fahiş hesaplandığını, hatta raporun gerçeğe aykırı sahteciliğe konu olacak şekilde düzenlenmiş olduğunu, mesnetsiz tazminat miktarını kabul etmediklerini belirterek, davanın esastan incelenerek reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…dava, sigorta hukukundan kaynaklanmadığı gibi,davacı tarafından ödeme yapılan üçüncü kişinin tacir olmadığı ve davaya konu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görülmesi gerektiğinden, mahkemenin görevsizliğine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olması gerektiğini, yerel mahkemece görevsizlik kararı verilerek usulden reddedilen davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olmayıp asliye ticaret mahkemeleri olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın ticari dava niteliğinde bulunduğundan görevsizlik kararının hatalı olduğunu, ayrıca yerel mahkemenin görevsizlik kararı vermiş olduğu işbu istinafa konu kararda lehe karşı vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin herhangi bir karar vermemiş olduğunu, işbu kararın haksız ve eksik nitelikte olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı ZMM sigortacısının zara gören 3. kişiye ödediği maluliyet tazminatının davalı sigortalısından ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı olarak rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece; davanın haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görülmesi gerektiğinden, mahkemenin görevsizliğine, karar verilmiş olup, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Uyuşmazlık; eldeki davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi mi, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi’ mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
1-Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1483/I.maddesinde sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı yasanın 4/I-a maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacının sigortacı, davalının ise sigortalı olduğu, aralarında sigorta sözleşmesi bulunduğu, davanın halefiyet ilkesi uyarınca açılmadığı, sigortalı … plakalı aracın kamyonet olduğu, tarafların her ikisinin de tacir oldukları anlaşılmakla, bu durumda davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin görevli olduğu gözetilerek, esasa girilip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2-Kabule göre ise; dosyanın Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 01/09/2021 tarihli 2017/303 esas – 2021/227 karar sayılı devir kararı ile, Hakimler Savcılar Kurulunun 08/07/2021 tarih ve 568 sayılı kararı ile Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 01/09/2021 tarihinde faaliyete geçtiği gerekçesiyle gönderildiği anlaşılmaktadır.
Ancak; davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi bakmaya görevli olduğuna göre, dava tarihi 07/09/2017 tarihi olup, davanın 01/09/2021 tarihinden önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’ nce davanın görülmesi olanaklı değildir. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas – 2019/401 karar sayılı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/05/2011 tarihli 2009/13600 esas – 2011/6019 karar sayılı ilamları).
Bu durumda, ilk derece mahkemesince, işin esasına girilerek yargılamanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-3) maddesi uyarınca ESASTAN KABULÜNE,
2-Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarihli 2021/25 Esas ve 2021/53 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 ve 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/01/2022