Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1540 E. 2021/1393 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/1540
KARAR NO : 2021/1393

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2021
NUMARASI : 2021/190 Esas ve 2021/813 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 16/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/10/2021 tarihli 2021/190 Esas ve 2021/813 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile davalı arasındaki ilişkinin davalının kullandığı kredi kartı ve ticari krediden kaynaklandığını, davalı tarafın kullandığı kredi kartı ve ticari kredi nedeni ile bankaya borçlu olduğunu, bu borcun ödenmesi için müvekkil banka tarafından temerrüt ve muacceliyet ihbarları ve ihtarname gönderildiğini, davalının alacaklı bulunduğu meblağı ödememesi üzerine, müvekkil bankanın alacağının tahsilini teminen İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2019/360 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafça takibe, borca, işlemiş faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerden dolayı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile icra takibinin devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafların cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…..Somut uyuşmazlığa konu dava 12/03/2021 tarihinde açılmıştır. İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/328 Esas 2020/229 Karar sayılı davasının 13/07/2019 tarihinde açıldığı ve bu davanında açılmamış sayılmasına karar verilerek tüm sonuçları ile birlikte ortadan kalktığı sabittir. Buna göre İİK md. 67 ‘de belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin en geç Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptaline ilişkin davanın açılış tarihi olan 13/07/2019 tarihinde başlayacağı ve bir yıllık hak düşürücü sürenin de 13/07/2020 tarihinde sona ereceği anlaşılmıştır. Mahkememiz nezdinde ki dava 12/03/2021 tarihinde hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından itirazın iptali davasındaki hak düşürücü süre geçtiğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir…..” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28/02/2019 tarih 2018/13-602 E. 2019/218 Karar sayılı ilamına istinaden, davalı hakkında daha önceden itirazın iptali davası açılmasının kanunun aradığı tebliğ şartını sağladığına dair gerekçe ile davanın süresinde açılmadığından dolayı usulden reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, normlar hiyerarşisine göre Hukuk Genel Kurulu kararı bağlayıcı olmayıp, kanunun aradığı tebliğ şartı gerçekleşmediğinden davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiğini, ayrıca yerel mahkemenin dava şartı eksikliğinden dolayı usulden red kararı üzerine maktu vekalet ücretine hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı lehine usulden red kararı üzerine maktu vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava değeri üzerinden nispi tutar hesaplanması gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; davalının davacı bankadan kullandığı ticari kredi ve kredi kartları nedeniyle bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; itirazın iptali davasındaki 1 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davanın usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; dava itirazın iptali davası olup, davacı vekili davalının İzmir 14. İcra Müdürlüğü’nün 2019/360 esas sayılı dosyası ile 14/01/2019 tarihinde başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali için Tüketici Mahkemesinde itirazın iptali davası açmış olmakla Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/328 esas – 2020/229 karar sayılı ilamı ile Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verildiği, yasal süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığından bahisle İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarihli ek kararı ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediğinden davacının davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, söz konusu ek kararın istinaf edildiği, Dairemizin 05/02/2021 tarihli 2021/90 esas – 2021/94 karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece ilk açılan İzmir 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/328 Esas 2020/229 Karar sayılı davasının 13/07/2019 tarihinde açıldığı ve bu davanında açılmamış sayılmasına karar verilerek kararın kesinleştiği, buna göre; İİK md. 67 ‘de belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin en geç Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptaline ilişkin davanın açılış tarihi olan 13/07/2019 tarihinde başlayacağı ve bir yıllık hak düşürücü sürenin de 13/07/2020 tarihinde sona ereceği, bu dava 12/03/2021 tarihinde hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından bahisle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
Oysa ki; davacı tarafça yasal süresi içerisinde 13/07/2019 tarihinde itirazın iptali için ilk dava açılmış ve itirazın iptali talep edilmiş bulunmaktadır. Bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, kesinleşme tarihi dairemizce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği tarih olan 05/02/2021 tarihidir. İlk açılan davada verilen açılmamış sayılma kararı kesinleşmediğinden ve sonucu belli olmadığından, bir yıllık süre ilk davada verilen kararın kesinleşme tarihi olan 05/02/2021 tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Zira açılmamış sayılma kararı kesinleşmeden davacı taraftan ikinci kez itirazın iptali davası açması beklenilemez. Bu durumda, dava 12/03/2021 tarihinde açılmış olmakla, bir yıllık yasal süresinde açıldığından esasa girilerek taraf delilleri toplanıp, hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28/02/2019 tarih 2018/13-602 esas – 2019/218 karar sayılı ilamına dayanılmış ise de; Hukuk Genel Kurulu kararına konu olayda önceden açılmış bir itirazın iptali davasının bulunmadığı, İcra Hukuk Mahkemesine itirazın kaldırılması için yapılmış bir başvurunun söz konusu olduğu, ancak somut olayımızda, davacı tarafça itirazın iptali için süresinde açılmış ilk davanın bulunduğu anlaşılmakla, somut olaya uygun düşmediğinden iştirak edilmemiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/10/2021 tarihli, 2021/190 Esas ve 2021/813 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 16/12/2021