Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/154 E. 2023/1070 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/154
KARAR NO : 2023/1070

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2020 (Dava) – 24/11/2020 (Karar)
NUMARASI : 2020/151 Esas – 2020/728 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 21/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2020 tarih ve 2020/151 Esas – 2020/728 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.08.2018 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile; … ilçesi istikametinden Menemen İlçesi istikametinde seyir halinde iken … Açık Ceza İnfaz Kurumu Kavşağında yaya …’e çarpması sonucunda çift taraflı, ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu yaya konumunda bulunan müvekkilinin eşi …’ in vefat ettiğini, eşinin ölümü nedeniyle müvekkilinin manevi açıdan mağdur olduğunu, kaza tespit tutanağına göre meydana gelen kazanın oluşumunda; yaya …’in 2918 sayılı kanunun 68/l-b-3 ‘ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde ve kavşaklarda yaklaşan araç uzaklık ve hızını göz önüne almadan veya göz önüne aldığı halde uygun zamanda geçmemek’ kuralını ihlal ettiğini, … plakalı araç sürücüsü …’ın aynı kanunun 52/1-a maddesinde yer alan ‘Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak’ kuralını ihlal ettiğinin belirtildiğini, Foça Asliye Ceza Mahkemesi 2019/268 E. Sayılı dosyasında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi 21.10.2019 tarihli raporunda; … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu, yaya …’in asli kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiğini, … plakalı aracın davalı … tarafından 61758/0 numaralı … Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, davalı … şirketine ait 61758/0 numaralı poliçede manevi tazminat taleplerinin 25.000,00-TL limit ile teminat altına alındığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve ek dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile; meydana gelen trafik kazası sonucu …’in vefatı sebebiyle; eşi müvekkili … için 25.000,00-TL manevi tazminat bedelinin; temerrüt tarihi olan 29.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte, diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 61, 2918 sayılı KTK’nın 88/1 ve Türk Borçlar Kanunun 163/1 maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın manevi tazminat istemli iş bu davayı açmış olduğunu, manevi Tazminat istemi olarak 25. 08.2018 tarihinde sigortalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile yaya …’e çarpması sonucu çift taraflı ve ölümlü kaza gerçekleştiğini, kaza neticesinde yaya …’ in vefat ettiğini, kaza Tespit Tutanagına göre; yaya …’ in asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda dahi müteveffanın asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müteveffanın ani hareketi ile kazanın meydana geldiğini, sigortalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, müteveffanın asli kusurlu olduğu değerlendirildiğinde talep edilen manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu, işbu dava da karar verilebilmesi için Foça Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/268 Esas sayılı dosyası istinaf aşamasında derdest olduğundan bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…25.08.2018 günü saat 15.00 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile … ilçesi istikametinden … İlçesi istikametinde seyir halinde iken … Açık Ceza İnfaz Kurumu Kavşağında doğru seyir halindeyken idaresindeki otomobilin sağ ön yan kısımlarıyla; seyir istikametine göre sağ tarafından kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffa yaya …’e çarpması sonucu ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, kazada davacının eşi olan …’ in vefat ettiği, … plakalı aracın davalı tarafından 61758/0 numaralı … Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğu, davacının mahkememizde manevi tazminat talepli iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan 20/08/2020 tarihli rapor ile Foça Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/268 E.sayılı dosyasında İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan 21/10/2019 tarihli kusurun tespitine ilişkin raporların birbirini doğrular nitelikte, denetime elverişli ve açık olduğu, bu nedenle mahkememizce bu raporlara itibar edildiği, kazanın oluşumunda davalı sigortanın sigortalısı dava dışı sürücü …’ın % 50 oranında, davacının eşi müteveffa yaya …’in % 50 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, davalı … sürücüsünün meydana gelen kazada %50 oranında kusurlu olması, davalı sigortanın poliçe kapsamında manevi tazminattan sorumlu olması, manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 25.08.2018 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile; … ilçesi istikametinden Menemen İlçesi istikametinde seyir halinde iken … Açık Ceza İnfaz Kurumu Kavşağında yaya …’e çarpması sonucunda çift taraflı, ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın sonucunda yaya konumunda bulunan müvekkili …’in eşi …’in vefat ettiğini, yakınının ölümü nedeniyle müvekkilinin manevi açıdan mağdur olduğunu, …’in vefatı nedeniyle müvekkilinin uğramış oldukları manevi zararın tahsili için dava açtıklarını, yerel mahkemece verilen kararı kabul etmediklerini, müvekkili …’in eşi Müteveffa …’in yaya konumundayken kendisine çarpan … plakalı araç davalı … tarafından 61758/0 numaralı … Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davalı … şirketine ait 61758/0 numaralı poliçede manevi tazminat taleplerinin 25.000,00-TL limit ile teminat altına alındığını, manevi tazminat taleplerinin 25.000,00-TL limit ile teminat altına alınmış olması sebebiyle söz konusu davanın 25.000,00-TL tahsil talebi ile açıldığını, aslında müvekkilinin manevi zararının çok daha fazla olduğunu, müvekkilinin acılarını dindirmeye 25.000,00-TL’nin yetmeyeceğini, buna rağmen mahkeme tarafından 15.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiş olmasının müvekkilin acılarını dindirmekten çok uzak olduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerektiğini, müvekkillerinin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının bulunmayışı, davacı müvekkil …’e de yansıtılabilecek bir kusurun bulunmaması ve tüm diğer faktörler dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının davacının ıstırabını dindirmekten ve huzur duygusu yaratmaktan çok uzak olduğunu ve son derece yetersiz olduğunu, hükmedilen 15.000,00-TL manevi tazminat bedeline işleyecek olan
Faizin temerrüt tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko poliçesi uyarınca manevi tazminat bedelinin sigortacıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacının eşinin vefat ettiği davaya konu edilen kazada mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacı eşine çarpan araç sürücüsü ile davacı eşinin kazadaki kusur oranlarının %50’şer oluşu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği olay tarihindeki paranın alım gücü, davalı yanın içine düşebileceği mali güçlükler ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak davacı için takdir edilen manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği anlaşılmış, bu sebeple davacının manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-) Davacının faiz başlangıç tarihi yönünden istinaf itirazının incelenmesinde ise, dosya evraklarına göre davalıya davadan önce tebliğ yapıldığının ispatlanamadığı, davacının sunduğu bir takım kargo vasıtasıyla yapılmış tebliğ fotokopi belgelerinin bu hususu ispata yetmediği, kaldı ki davalının da tebliğ hususunu doğrulamadığı anlaşılmakla faizin dava tarihinden itibaren başlatılması yerinde görülmüştür.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/151 Esas – 2020/728 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/06/2023