Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/15 E. 2023/829 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/15
KARAR NO : 2023/829

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2018 (Dava) – 11/11/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1305 Esas – 2020/441 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 17/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2020 tarih ve 2018/1305 Esas – 2020/441 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … idaresindeki … plakalı motosiklet ile … … Sokakta bulunan … sitesi içinden yukarı doğru seyrederken sol taraftaki sokaktan gelen davalı sürücü … idaresindeki davalı … San. ve Tiç.Ltd.Şti. adına kayıtlı ve diğer davalı … A.Ş.ne 55985573 sayılı Z.M.M.S. (Trafik ) poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın müvekkiline kusurlu çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği kaza sonucu, müvekkilinin İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü ve alınan ilk raporunda sol diz eklemine doğru tibia plato kırığı olduğu tespit edildiğini, söz konusu kaza nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 31.08.2018 tarih ve 2018/49772 soruşturma nolu iddianamesiyle yargılamaya başlanıldığını, İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/890E sayılı yargılamaya devam edilmekte olduğunu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 20.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda davalının tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin 6098 sayılı yasanın 54. maddesi gereği, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olmak üzere belirtilen bu zararların tazmini için iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkilinin zararlarının tazmini için davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, dava konusu kazayla ilgili müvekkilinin söz konusu kazadan dolayı şimdilik 500-TL maddi, 35.000-TL manevi zararının tazmininin talep olunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araç sürücüsü yönünden olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle ve sigorta şirketi yönünden başvuru tarihinden itibaren poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere kusur oranı dahilinde temerrüt tarihinden itibaren işletilecek Avans faiziyle birlikte şimdilik 500-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, olay tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte 35.000 TL manevi tazminatın sürücü … ve işleten … San. ve Tiç.Ltd.Şti.den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’in yaralandığı 16.02.2018 tarihli trafik kazasında, kazaya karışan … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 14.12.2017/2018 tarihleri arasında 55985573 sayılı Trafik poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacı tarafından müvekkil şirkete yapılan başvuru üzerine müvekkil sigorta şirketi tarafından tazminat bedelinin hesaplanması açısından; sürekli engelli sağlık kurulu raporu, gelir belgesi, 4a hizmet döküm belgesinin temini talep edilmesine rağmen davacı taraf bu eksiklikleri gidermemiş olup kötü niyetli olarak iş bu davayı ikame ettiğini, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf maddi zararını kanıtlaması gerektiğini, davacı tarafından talep edilen faiz türü hatalı olduğunu savunarak, öncelikle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli ikame edilmiş davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/890 Sayılı ceza dosyası, Ege Üniversitesinde alınan maluliyet raporu, Ankara ATK’dan alınan kusur raporu da dikkate alınarak, 16/02/2018 tarihinde ki trafik kazası nedeniyle davacının %5,9 oranında maluliyete uğradığı ve %25 kusurunun bulunduğu anlaşılmakla, maddi tazminat talebinin aktüerya raporu ve tüm dosya içeriğine göre kabulüne, manevi tazminat talebinin de kusur oranı davacının maluliyet raporu tarafların sosyo-ekonomik araştırması, alınan raporda ki maluliyet oranı, iyileşme süreci dikkate alınarak kaza nedeniyle çekmiş olduğu acısının bir nebze olsun da indirilmesi amacıyla, sebepsiz zenginleşmeye neden olmayarak davacının kaza nedeniyle elem ve acısını bir nebze olsun durdurabilmek…” gerekçesiyle 1-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile; 3.675,97-TL geçici işgöremezlik, 252,45-TL tedavi amaçlı yol gideri, 36.993,14-TL sürekli işgöremezlik tazminatlarının, davalı sigorta şirketi … A.Ş.’den 05/11/2018 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … San ve Tic. Ltd. Şti.’nden ise kaza tarihi olan 16/02/2018 tarihinden itibaren taraflardan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının, davalı sigorta şirketi yönünden, kaza tarihinden itibaren, tüm davalılar yönünden avans faizi yönündeki talebinin şartları oluşmadığından reddine, 2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 25.000,00-TL manevi tazminatın, tüm dosya içeriği, davalı araç sürücüsünün kusuru, davacının maluliyeti dikkate alınarak, davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti’nden kaza tarihi olan 16/02/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini kabul etmediklerini, meydana gelen kazanın, davalının trafik kural ve tedbilerini zamanında ve yerinde almamasından kaynaklandığını, … plakalı araç sürücüsü …’in, meydana gelen kazada tam kusurlu olduğunu, raporlarda da davalının kavşak ve dönemeçlere girerken hızını azaltmamak suretiyle meydana gelen yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, müvekkiline kusur izafe edilmesini kabul etmediklerini, hükmedilen manevi tazminat tutarının somut olay dahilinde oldukça az olduğunu ve yeterli olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı ve eksik inceleme ile tesis edildiğini, sağlık kurulu raporu dikkate alınarak hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, yerel mahkeme dosyasında alınan sağlık kurulu raporunun hatalı olduğunu ve yerel mahkemece davacının maluliyetinin tespiti amacı ile Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına yönelik talepleri değerlendirilmeden hüküm tesis edildiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle, birlikte meydana gelen kaza neticesinde davacıda sadece plato kırığı oluşmuş olduğu iddia edilmiş olup anılan kırığa ilişkin olarak da davacının maluliyet oranının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca %3’ün üzerinde olmayacağını, nitekim Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Kurulu Raporunda da davacıda oluşan kemik kırığının bacakta atrofi, dizde hareket kısıtlılığı, yürüyüş bozukluğu oluşturmadığının tespit edildiğini,bu nedenle davacıda meydana geldiği iddia olunan maluliyet oranının %5,9 olması mümkün olmadığından, bu oran dikkate alınarak yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davacının dizinde meydana gelen kırıkların herhangi bir hareket kısıtlaması oluşturmadığı sağlık kurulu raporu ile sabit olmasına rağmen hareket kısıtlılığı varmışçasına rapor tanzim edildiğini, davacının maluliyet oranının hatalı tespit edildiğine ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi amacı ile dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verilmesi gerekirken hatalı Sağlık Kurulu raporu dikkate alınarak hüküm tesis edilmiş olmasının yerel Mahkeme kararının eksik inceleme ile tesis edildiğini gösterdiğini, ayrıca 4 ayda tıbbi şifa bulacağı belirlenen ve fonksiyonları sağlam kalan, herhangi bir uzuv kaybı olmayan bir kimsenin %5,9 oranında sakatlık oluşturduğunun kabul edilmesinin hukuken ve tıbben mümkün olmadığını, davacının maluliyet oranının yanlış hesaplandığını bu nedenle aktüer raporunun da hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda SGK tarafından yapılan ödemeler mahsup edilmediği için yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, yerel mahkeme tarafından tedavi amaçlı yol giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı tarafından hiçbir şekilde belgelenmeyen hastaneye gidiş yol masrafına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, belgeli olmayan söz konusu masrafların da varsayıma dayalı ve fahiş olarak hesaplandığını, nitekim yol masrafı olarak hesaplanan bedelin taksi ile yapıldığı varsayıldığı için fahiş bedel tespit edildiğini, müvekkilinin söz konusu zararlardan sorumlu olmadığını, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, sigortanın zenginleşme aracı olmadığını, sadece gerçek zarardan sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminatın karşı araç zorunlu mali mesuliyet sigortacısı, malik ve sürücüden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-)Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan kusura yönelik Adli Tıp Kurumu raporu ile maluliyete yönelik Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacı için takdir edilen manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği, dosyada yer alan 31.12.2018 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı yazısına göre davacıya toplam 1.740,67 TL geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı, hükme esas alınan aktüer raporun davacının geçici iş göremezlik zararını hesap ederken bu bedelin tamamı yerine davacının kusurunu (%25) oranlayıp 1.305,50 TL’yi geçici iş göremezlik tazminatından mahsup ettiği, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmadığı, bu nedenle, SGK Başkanlığının geçici iş göremezlik ödeneği yönünden rücu hakkı devam etmekte olduğundan ödemenin tamamının değil de kusur oranınca mahsup edilmesinin doğru olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin tüm, davalı sigorta şirketi vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
2-) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Dosya kapsamına göre somut olayda davacının yaralanma şekli uyarınca motosiklete koruyucu ekipman olan dizlik kullanmaksızın bindiği sonucuna ulaşılmakla, hesaplanan tazminattan Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre TBK. 52. maddesi gereğince %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının sadece istinafa gelen davalı sigorta lehine kaldırılmasına, hakimin takdir hakkını kullanarak yapmış olduğu indirim nedeniyle mahkemece davacının istediği miktardan daha az bir miktara hükmedilmesi halinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeğinin ve istinaf edenlerin sıfatına göre vekalet ücretinin aleyhe arttırılamayacağının hükümde gözetilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından Dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı sigorta şirketi vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen KABULÜNE; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2020 tarih ve 2018/1305 Esas – 2020/441 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile;
3.675,97-TL geçici işgöremezlik, (davalı … Şirketi’nin sorumluluğu 2.940,78 TL ile sınırlı olmak üzere)
252,45-TL tedavi amaçlı yol gideri, (davalı … Şirketi’nin sorumluluğu 201,96 TL ile sınırlı olmak üzere)
36.993,14-TL sürekli işgöremezlik tazminatının,(davalı … Şirketi’nin sorumluluğu 29.594,52 TL ile sınırlı olmak üzere) davalı sigorta şirketi … A.Ş.’den 05/11/2018 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … San ve Tic. Ltd. Şti.’nden ise kaza tarihi olan 16/02/2018 tarihinden itibaren taraflardan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının, davalı sigorta şirketi yönünden kaza tarihinden itibaren, tüm davalılar yönünden avans faizi yönündeki talebinin şartları oluşmadığından reddine,
b-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
25.000,00-TL manevi tazminatın, tüm dosya içeriği, davalı araç sürücüsünün kusuru, davacının maluliyeti dikkate alınarak, davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti’nden kaza tarihi olan 16/02/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebinin reddine,
c-Maddi tazminat talebi yönünden; alınması gereken 2,795,35 TL harçtan peşin alınan 121,26 TL peşin harç ile 139,00 TL ıslah harcı toplamı 260,36 TL harcın mahsubu ile noksan 2.534,99 TL harcın (davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 2.028,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
d-Manevi tazminat talebi yönünden; alınması gerekli 1.707,75 TL harcın davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
e-Davacı tarafından yapılan 260,36 TL harç ve 1.478,55 TL yargılama gideri toplamı 1.738,91 TL yargılama giderinin (davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 1.391,13 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya gelir kaydına,
f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 6.119,80 TL vekalet ücretinin (davalı … Şirketi’nin sorumluluğunun 4.910,58 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
g-Davalıların yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
ğ-Davacı ve davalılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan avansın talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davacı istinafı yönünden; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b-Davalı istinafı yönünden; davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketine iadesine,
c-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL ve tebligat ve posta gideri 106,50 TL olmak üzere toplam 255,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
ç-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
f-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/05/2023