Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1492 E. 2021/1416 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1492
KARAR NO : 2021/1416

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2021 tarihli ara karar
NUMARASI : 2021/221 Esas
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 23/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/221 esas sayılı ve 04/06/2021 ara karar tarihli dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllar Milli Eğitim Bakanlığında Maarif müfettişi olarak çalıştığını, Manisa ilinde de …. isimli bir şahısla tanışarak aralarında samimi arkadaşlık ve ailece görüşmelerin olduğunu, ….’in ekonomik sıkıntılarının olması nedeni ile, davacının da adına kayıtlı …. ili, …. ilçesi, …. Mahallesi …. mevkii …. ada …. parselde 17398 m2 büyüklüğündeki kirazlık vasfındaki taşınmazı teminat göstererek para bulabileceği teklifini müvekkiline ilettiğini, müvekkilinin de kendisi ile samimiyetine binaen yardımcı olmak amacıyla kabul ettiğini, bunu üzerine …. vasıtasıyla davalı … ve …. isimli şahıslarla tanıştığını, … tarafından ….’e 150.000,00 TL parayı 3 ay vadeli % 8 faiz işlemesi karşılığında, …. ili, …. ilçesi, ….Mahallesi …. mevkii …. ada …. parselde 17398 m2 büyüklüğündeki kirazlık vasfındaki taşınmazı teminat gösterilerek verdiğini, bunun üzerine taşınmaz üzerine … lehine ipotek konulduğunu, bunun üzerine … tarafından davacının ….bank’da bulunan hesabına 19/03/2018 tarihinde 86.000,00 TL, 22/03/2018 tarihinde 46.000,00 TL olmak üzere toplam 132.000,00 TL (borç veriyorum ipotek için) açıklaması ile paraların havale yapıldığını, müvekkilinin de paraları çekerek …. isimli şahsa verdiğini, aynı gün …. tarafından müvekkilinin …. adındaki işyerine çağrılarak, hesabına gönderilen 132.000,00 TL bedel karşılığında tehdit ve korku yoluyla 300.000,00 TL bedelli senet imzalattırıldığını, aynı şekilde yine davalı … tarafından ….’e verilmek üzere müvekkilinin hesabına 80.000,00 TL gönderildiğini ve yine aynı şekilde tehdit edilerek bu bedele karşılık 160.000,00 TL lik senet imzalattırıldığını, üç ayın sonunda paraların ödenmemesi üzerine müvekkilinin ….’le görüşüp ödeme yapmasını istediğini, ….’in de ödeme gücünün olmaması nedeni ile ödemeyi yapamayacağını beyan etmesi üzerine, davalı … tarafından ödenmeyen senet bedelleri toplamı olan 460.000,00 TL lik senedin icraya koyacağının bildirildiğini, hatta … ve ….ın “baba bizden talimat bekliyor, bu paraları istiyor” şeklinde talimat verdiğini, hatta …’i baba olarak tabir edilen kişinin arayarak sinkaflı küfürler ettiğini, müvekkilinin bu parayı ödememesi halinde sonunun kötü olacağını, bir an evvel paranın ödenmesi, aksi hale dükkanlara el koyacaklarını söyleyip korkutmaları üzerine müvekkilinin korkuyla …. ili …. ilçesi …. Mahallesi …. ada …. parsel 46-47-48-49 nolu toplam 4 adet dükkan vasfındaki taşınmazı … tarafından görevlendirilen …. isimli şahsa müvekkilinin hatırladığı kadarıyla 21/06/2018 tarihinde bedelsiz bir şekilde tapuda devir ettiğini, bu taşınmazların tahmini değerinin ise 1.500.000,00 TL olduğunu, bu devir tarihinde …’in yeğeni olan …. ve balıkçı olduğunu söyleyen …. isimli bir şahıs ile birlikte yine …’in talimatı ile müvekkilinin Üçyol …. Bankasına götürüldüğünü, burada müvekkilinin hesabına 200.000,00 TL yatırıldığını, bu bedel yatırıldıktan sonra yarım saat sonra aynı banka şubesinden müvekkiline nakit paranın çektirildiğini ve paranın müvekkilinin yanında gelen …. isimli kişiye verdiğini, parayı alan …. ve …. isimli kişilerin müvekkiline hitaben “seninle işimiz kalmadı artık, gidebilirsin” diyerek müvekkilini gönderdiklerini, tüm bunlardan yaklaşık 2-3 gün sonra … isimli şahsın müvekkilini arayarak senetleri vereceğini söylediğini, müvekkilinin de senetleri almak üzere gittiğinde 300.000,00 TL bedelli senet ile 160.000,00 TL bedelli senet üzerinde iptal yazılarının yazdığını ancak müvekkiline bu senetlerin iade edilmediğini, müvekkiline dükkanların borcu karşılamaması nedeni ile yeni bir boş senet imzalattıklarını ve bu senet üzerine de 350.000,00 TL bedel yazılarak korku ve tehditle imzalattırıldığını, müvekkilinin daha sonra bu dükkanları, dükkanlarda kiracı olarak bulunan ….’ın eşi olan ….’ın satın aldığını, yine … tarafından ipotek altına alınan …. ili, …. ilçesi, ….Mahallesi …. mevkii …. ada …. parselde 17398 m2 büyüklüğündeki kirazlık vasfındaki taşınmazın, müvekkilinin ….’e vermiş olduğu vekaletname ile …. tarafından 03/06/2018 tarihinde “hocam seni icraya vermesin diye kirazlığı …’e verdim” söylemi ile taşınmazı …’e devretmesine rağmen yine de müvekkilinin aleyhine 350.000,00 TL bedeli kambiyo senedinden dolayı icra takibi yapıldığını, tüm bunlara rağmen … tarafından 22/10/2018 tarihinde aldığı 350.000,00 TL bedelli senetten sanki halen 200.000,00 TL alacaklıymış gibi icra takibi yapıldığı ve İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2018/14450 esas sayılı dosyasından toplam icra takip dosyasından tespit edildiği kadarıyla 218.044,23 TL tahsilat yapıldığını, bu tahsilatların tamamının cebri icra yolu ile yapıldığını, müvekkilinin emekli ikramiyesinin tamamının haczedildiğini, müvekkilinin bu icra takiplerinden önce İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/113711 ve 2018/113689 soruşturma nolu dosyaları ile davalı …, …. hakkında tefecilik, tehdit vb suçlardan suç duyurusunda bulunduğunu, bu soruşturmanın ise halen devam ettiğini, şikayetin icra takibinden önce yapılmış olması, şikayette bu senetten bahsedilmiş olması, icra takibine bu senetten dolayı takibe geçilmiş olması, senedin varlığının gerçek oluşu müvekkilinin iddialarının haklı olduğunu ortaya koyduğunu, icra takibi sonrası müvekkilinin İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/647 esas 2018/947 karar sayılı dosyası ile takibin iptali davası açmış ise de davalının müvekkiline takipten vazgeçeceğini, bu nedenle müvekkilinin de davadan vazgeçmesini istemesi üzerine müvekkilinin bu davadan feragat ettiğini ancak davalının takibe devam ederek müvekkilinden haksız yere para tahsil ettiğini, müvekkilinin esasen davalıya hiçbir borcu olmadığını, müvekkilinin davalı ve arkadaşları tarafından korku ve tehdit edildiğini, müvekkilinin tamamen iyi niyetli olarak arkadaşına yardımcı olmak için hareket ederken tüm malvarlığını kaybettiğini, üstüne üstlük icra takibi ile muhatap olarak emekli ikramiyesine dahi haciz konulduğunu, tüm bu durumların müvekkilinin ailesinin bilmemesi nedeni ile bu süreçte manevi acı ile ızdırap yaşadığını, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını, müvekkilinin bugüne kadar davalı ile hiçbir ticari alışverişin olmadığını, müvekkilinin davalıdan aldığı paraları arkadaşı ….’ya verdiğini bunun üzerine de tüm malvarlığını kaybettiğini, davalının tamamen kötüniyetli olarak dolandırmak ve tefecilik kastı ile müvekkilini mağdur ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları ile diğer hakları saklı kalmak üzere öncelikle davalı … adına kayıtlı taşınmaz ve araç tespitinin Mahkemece yapılarak tespit edilecek taşınmaz ve araç kaydına dava değeri ile sınırlı olmak üzere tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, müvekkilinin İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2018/14450 esas sayılı dosyasından ve bu dosyaya konu edilen senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, tahsil edilmiş olan ve icra dosyasından tespit edilen 218.044,23 TL nin davalıdan istirdatı ile ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlilkte müvekkiline iadesine, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince 04/06/2021 tarihli ara karar ile; “…İcra ve İflas Kanunu’nun 257/1. Maddesinde; Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi halinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 257/2. Maddesinde ise; Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa. hükmü bulunmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1.maddesi “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan hükümlere göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiği veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nın 257/2.maddesi hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Sadece alacağın varlığı, ihtiyati haciz karan verilmesi için yeterli veya tek şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması gerektiği, somut olayda davacı vekilinin talebinin yerindeliğinin ve hükmedilecekse miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz şartlarının olmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, İcra ve İflas Kanunu 257. Maddesinin; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde ve ya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muaceliyet kesbeder.” şeklinde olduğunu, sundukları tüm delilleri de göz önüne alındığında esasen müvekkilinin davasında haklı olduğunu, müvekkilinin büyük mağduriyetler yaşadığını ve müvekkilinin malvarlığının haksız bir şekilde elinden alındığının açıkça anlaşıldığını, bu yönü ile alacağın varlığı yada muaccel olduğunun sunulan belgelerden anlaşıldığını, davalının hileli işlemler ile müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, mallarını gizlemeye çalışması kaçırmasI, kendinin de kaçması hususlarının müvekkili tarafından ispat edilmesinin beklenmesinin hakkaniyetsiz bir karar olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; derdest davada ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İhtiyati haciz müessesesi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi şu şekildedir;
İhtiyati haciz şartları:
Madde 257 – “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 -Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK 258. maddeye göre ise alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller sunmaya mecburdur. Burada ihtiyati haciz talep edenin iddiasını, usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat etmesi beklenmemeli, yaklaşık ispat yeterli görülmelidir.
Somut olayda; davacı, aleyhine başlatılan icra takibine esas bononun korku ve tehdite dayalı olarak alındığını ileri sürerek takibe konu bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve şimdiye kadar kendisinden tahsil edilen 218.044,23 TL’ nin davalıdan istirdatına karar verilmesi istemine ilişkin davada davalıya ait araçlara ve taşınmazlara dava değeri kadar ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş, ihtiyati tedbir talebi yargılamayı gerektirir nitelikte görüldüğünden talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından dava konusu talep hakkında dava dosyasına sunulan tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde; yargılama henüz başlangıç aşamasında ( dilekçelerin teatisi) olup delillerin henüz toplanmamış olduğu hususları birlikte gözetildiğinde ve yaklaşık ispat hususunun sağlanamadığı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin talebin reddine yönelik gerekçesi yerinde görülmüş, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı-ihtiyati haciz isteyen vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/221 esas sayılı ve 04/06/2021 tarihli ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken harç yeterli olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021