Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/148 E. 2023/1272 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/148
KARAR NO : 2023/1272

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2018 (Dava) – 06/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1027 Esas – 2020/568 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 13/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarih ve 2018/1027 Esas – 2020/568 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/06/2013 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken orta şerit üzerinde aracının sağ ön kısımları ile aynı istikamette seyreden ve ani fren yapan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın arka kısımlarına çarpması ile çarpıştıktan sonra durduğu esnada, aynı istikamette orta şeritte seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön ve tavan kısımları ile … plakalı çekici tırın arkasında bulunan … plakalı dorsenin arka kısımları ile çarpışması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen trafik kazası sonucunda sürücü konumunda bulunan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını ve hastanede tedavi gördüğünü ve %54 oranında engelli sağlık kurulu raporunun olduğunu, kazanın Kahramanmaraş 5. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2013/535 esas 2014/361 karar numarasıyla yargılaması yapıldığını, ceza yargılaması aşamasında alınan Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre … plakalı araç sürücüsü …’in asli kusurlu, … plakalı araç sürücüsü …’in tali kusurlu, … plakalı araç sürücüsü …’in tali kusurlu bulunduğu, … ve … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi olduğunu, davalı sigorta şirketlerine 29/06/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu, davalı … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından müvekkilin bir kısım ödeme yapılmış olsa da yapılan ödemenin müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yasaca yapılacak tüm indirimlerden sonra; Fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 100 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı ıslah dilekçesinde özetle; davacı için talep ettikleri … A.Ş. yönünden 50 TL geçici iş göremezlik tazminatını bilirkişi raporu doğrultusunda 600,98 TL, … A.Ş. yönünden 50 TL geçici iş göremezlik tazminatını ise 1.902,94 TL, Davacı için talep ettikleri … A.Ş. yönünden 50 TL sürekli iş göremezlik tazminatını bilirkişi raporu doğrultusunda 23.276,34 TL arttırmak suretiyle 23.326,34 TL, davacı için talep ettikleri … A.Ş. yönünden 50 TL sürekli iş göremezlik tazminatını ise 78.087,19 TL arttırmak suretiyle 78.137,19 TL arttırarak toplam 104.067,45 TL maddi tazminatın, 23.977,32 TL’sinin davalı … A.Ş’den başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, 80.090,13 TL’sinin davalı … A.Ş’den başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yanlara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; 08/06/2013 tarihinde müvekkili şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, meydana gelen kazaya istinaden müvekkili şirket tarafından tazminat hesaplaması yapıldığını ve bu hesaplama neticesinde 22.12.2016 tarihinde 7,330.00 TL’lik ödemenin davacı yana gerçekleştirildiğini, ödeme neticesinde davacı yan tarafından müvekkili şirketten ilgili kazaya ilişkin hak ve tazminat taleplerinin karşılandığına ilişkin ibraname, mutakabatname ve tazminat makbuzu imzalandığını, işbu sebeple davacının zararının müvekkili şirketçe karşılanmış olup haksız açılan davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, 25.02.2011 tarihinden önceki ve sonraki tüm trafik kazaları ile ilgili tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığını, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren sorumlu tutulması gerektiğini savunarak, haksız olarak açılan davanın reddine, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile 18/04/2013-18/04/2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davaya konu kazada kusur oranlarının tespiti gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını ve davacı …’e 17.07.2017 tarihinde 16.302,51-TLtutarında ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeler ile müvekkili şirketin poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirdiğini, KTK 98. Maddesi ve 6111 sayılı yasanın gerici 1. Maddesi kapsamında müvekkili şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğu bulunmadığını, ayrıca müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğinden mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olması gerektiğini savunarak, davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…tarafların iddia ve savunmaları, deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; 08/06/2013 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken orta şerit üzerinde aracının sağ ön kısımları ile aynı istikamette seyreden ve ani fren yapan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın arka kısımlarına çarpması ile çarpıştıktan sonra durduğu esnada, aynı istikamette orta şeritte seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön ve tavan kısımları ile … plakalı çekici tırın arkasında bulunan … plakalı dorsenin arka kısımları ile çarpışması sonucu gerçekleşen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda, … plakalı araç sürücüsü …’in %60 oranında kusurlu olduğu, … plakalı çekici sürücüsü …’in %20 oranında kusurlu olduğu, … Plakalı araç sürücüsü …’in %20 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in 08.06.2013 tarihli trafik kazasına bağlı olarak birden fazla arıza olması nedeniyle olay tarihinde yürürlülükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının olay tarihindeki yaşına göre %47,2 (yüzde kırk yedi virgül iki) ve bugünkü yaşına göre de %50 (yüzde elli) olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) ay olarak değerlendirildiği, mahkememizce benimsenen 02/03/2020 tarihli aktüerya bilirkişi raporuna göre; davalı … tarafından davacıya sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesi yapılan 2016 yılı itibariyle %20 haklılık oranına göre gerçek zararının 20.459,12 TL olduğu, ancak Sigorta Şirketinin kendisine 7.330,00 TL ödediği, 2020 yılı verileri ile yeniden yapılan hesaplamalar sonucunda sigorta ödemesi de güncellenerek mahsup edildikten sonra yine %20 haklılık oranına göre 650,98 TL geçici iş göremezlik, 23.326,34 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 23.977,32 TL maddi tazminat hesaplandığı, hesaplanan tazminatın davalı tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi bakiye teminat limiti içinde kaldığı; her ne kadar davalı … A.Ş. İbraname düzenlenmesi sebebi ile davanın reddi gerektiğini ileri sürmüş ise de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği, davalının ödeme yaptığı tarihteki verilere göre hesaplanan tazminat ile güncel verilere göre hesaplanan tazminat arasında fahiş bir fark olduğu, buna göre ibranamenin makbuz hükmünde değerledirilmesi kanaatine varıldığından, davalı … A.Ş’nin bu beyanları yerinde görülmemiş; davalı … tarafından davacıya sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesi yapılan 2017 yılı itibariyle %60 haklılık oranına göre gerçek zararının 65.284,97 TL olduğu, Sigorta Şirketinin ise kendisine 16.302,51 TL ödediği, 2020 yılı verileri ile yeniden yapılan hesaplamalar sonucunda sigorta ödemesi de güncellenerek mahsup edildikten sonra yine %60 haklılık oranına göre 1.952,94 TL geçici iş göremezlik, 78.137,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 80.090,13 TL maddi tazminat hesaplandığı, hesaplanan tazminatın davalı tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi bakiye teminat limiti içinde kaldığı…” gerekçesiyle davanın kabulü ile 650,98-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 23.326,34-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 23.977,32-TL nin davalı … AŞden (poliçe teminat miktarı ile sınırlı olmak üzere) 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 1.952,94-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 78.137,19-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 80.090,13-TL nin davalı … AŞden (poliçe teminat miktarı ile sınırlı olmak üzere) 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini, kusur raporunda dava konusu kazanın meydana gelişinde müvekkili sigorta şirketine sigortalı sürücüsünün % 20 oranında asli ve tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, bu raporda müvekkili sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsüne izafe edilen kusur oranının kabul etmediklerini, bilirkişi raporunda dava konusu kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların dikkate alınmadığını, eksik inceleme sonucu oluşturulan işbu bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davacı kazazedenin 08/06/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeni ile husule gelmiş bulunan yaralanmaları ile bunlara yönelik tedavilere ilişkin projeksiyonla sürekli arazı/arazları bağlamında meslekte kazanma gücünden kayıp oranının T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafınca İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazılmış olan 07.08.2019 tarihli raporda belirtildiği üzere şahsın olay tarihindeki yaşına göre %47,2 (yüzde kırk yedi virgül iki) ve bugünkü yaşına göre de %50 (yüzde elli) olarak bulunduğunu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) ay olarak esas alınmasının uygun olacağını, …’in 08.06.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen, arazlara bağlı olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’ndan alınan 07.08.2019 tarih ve 86404264-1778 sayılı sayılı Sağlık Kurul Raporu’nda belirtilen, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre işgücü kaybı olarak belirlenen % 50 oranı, olması gerekenin üzerinde olduğunu, tazminata esas alınan maluliyet oranının tespitinde meslekte kazanma gücü kaybı yönetmeliğinin değil, trafik sigortası genel şartlarında yer alan özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik hükümlerinin esas alınması gerektiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Trafik Sigortası Genel Şartları gereği özürlülük oranının dikkate alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile; “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik/Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik ” bağlamında bildirilen arazlar için esas alınması mümkün olan özür oranına göre değerlendirilme yapılması gerekirken meslekte kazanma gücüne göre değerlendirilme gerçekleştirilmesinin yerinde olmadığını, mevzuata ve 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’na göre rapor düzenlemeye tek yetkili mercinin İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu olduğunu, davacının kaza sebebiyle duçar olduğu daimi sakatlık sonucuna istinaden maddi tazminat miktarının hesaplanabilmesi için oranın Yargıtay içtihatları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet zararının aktüerya bilim dalı ile uğraşan aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, ayrıca geçici işgöremezlik tazminatı miktarından müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, her ne kadar yerel mahkeme tarafından geçici işgöremezlik zararı giderlerinden müvekkil sigorta şirketinin sorumlu olduğuna hükmolunmuşsa da geçici işgöremezlik taleplerinden müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi giderleri kapsamında olduğunu, tedavi giderleri ile tüm sorumlulukların SGK’ya ait olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı …’in trafik tespit tutanağında kaza sırasında sürücü belgesiz olduğunun belirlendiğini, bu nedenle tazminattan en az %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, yargılama giderleri yönünden diğer davalı ile müteselsilen sorumlu tutulmalarının doğru olmadığını, yargılama giderleri açısından her iki davalı yönünden kusurları oranında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapıldığını ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, davaya konu kazanın; müvekkili sigorta şirketine 0001-0210-06325869 numaralı trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta davalının sürücüsü olduğu sırada … plakalı araç ve … plakalı aracın çarpışması suretiyle gerçekleştiğini, müterafik kusur indirimi yapılmadığını, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, yerel mahkemece 07/08/2019 tarihli meslekte kazanma gücü kaybı oranının 650 olarak belirlendiğini ve 28603 sayılı yönetmeliğe aykırı tanzim edilen raporun hükme esas alındığını, maluliyet oranı hesaplamasının yapıldığı 07/08/2019 tarihli rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişinin esas alındığını, sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporunun dikkate alınması gerektiğini, tazminat ödemesinde, ilgili sağlık hizmet sunucularınca tanzim edilecek trafik kazasına ilişkin belgelerde illiyet bağı ile ilgili tespitin yer alması durumunda bu tespitin aksini ispatın sigorta şirketine ait olduğunu, talebe konu özür oranı içerir maluliyet raporu iş bu bahsi geçen yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmadığını, kabulü etmediklerini, ayrıca maluliyet tespitinin sağlık kurulları tarafından yapıldığını, ilgili yönetmelik çerçevesinde özür oranı hususunda rapor vermeye yetkili kurumlar ise sağlık bakanlığının sitesinde yayınlanmakta olup raporların iş bu yetkili kurumlardan alınması gerektiğini, şirket tarafından bağımsız medikal firmasından alınan raporda davacının maluliyet oranının %15 olabileceği, davacıda bulunan göz kapağı düşüklüğünün kazadan önce bulunduğu, konuşma bozukluğunun kaza ile bir ilgisinin bulunmadığı kanaatine varıldığını, bilirkişi hesap raporuna esas alınan maluliyet raporu çelişkili olduğunu, bu husus giderilmeden hesap raporu alınmasının gerçek zararı yansıtmadığını, davacının gerçek maluliyeti alınan biren fazla raporda her yıl netlik göstermediğini, davacının gerçek maluliyeti Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınacak bir raporla netleştirilmesi gerektiğini, hükme esas alınan raporda davacı için hesaplanan geçici iş göremezlik giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira bu konuda sorumluluğun tamamen SGK’da olduğunu, 704 sayılı kanun ile karayolları trafik kanunu’nun 92. maddesine yeni bentler eklenmiş, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler trafik sigorta poliçesi kapsamı dışında bırakıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatının zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esasa alınan bilirkişi raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, ceza dosyasında ATK’dan alınan rapor ile eldeki dava dosyasında trafik bilirkişiden alınan kusur raporlarının birbirlerini doğruladıkları, Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali ve TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan davalıların geçici işgöremezlik zararından sorumlu oldukları, alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik uyarınca doğru olarak düzenlendiği, kazanın münhasıran davacının ehliyetsizliğinden kaynaklanmadığından müterafik kusur indirimi yapılmasına gerek olmadığı (Aynı yönde Yargıtay 4. HD’nin 2021/11059 E. – 2022/3956 K. Sayılı ilamı ), davalıların sigortalılarının kazaya beraber sebebiyet verdikleri, dolayısıyla müteselsilen sorumlu oldukları, bu sebeple yargılama giderlerinden de müteselsilen sorumlu tutulmalarının yerinde olduğu anlaşılmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1027 Esas – 2020/568 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; Davalı … A.Ş. istinafı yönünden; alınması gerekli 5.470,95 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 1.367,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.103,22 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davalı … A.Ş. istinafı yönünden; alınması gerekli 1.637,89 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 82,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.555,89 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/09/2023