Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1479 E. 2021/1386 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/1479
KARAR NO : 2021/1386

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2021 tarihli ara karar
NUMARASI : 2021/63 Esas (derdest dosya)
DAVANIN KONUSU : Alacak (Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU :İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 16/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/09/2021 tarihli, 2021/63 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/05/2018 tarihinde müvekkili banka ile … Şti. Arasında 750.000,00 TL limit içerisinde sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin; … Şti. adına… tarafından kredi sözleşmesi imzalanmış olup ayrıca 08/05/2018 tarihli düzenlenmiş olan kefalet sözleşmesi ile de… asaleten, … hem asaleten hem de yetkilisi olduğu … Şti. adına … Şti. sözleşmeden doğan borcun tamamına müteselsil kefil olduğunu, … şirketince sözleşme çerçevesinde 129.104,36 TL kullanılmış kredi, 375,90 TL ihtarname giderleri olmak üzere yekün 129.480,26 TL borcu bulunduğunu, taraflarınca asıl borçlu … Şirketine Beşiktaş 17. Noterliğinin 60280 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kefil davalılara ise yine Beşiktaş 17. Noterliğinin 85580 yevmiye numaralı ve 18/12/2018 tebliğ tarihli ihtarnamesi ile borcu ödeme hususunda kat ihtarı yapılmış ise de; davalılar ve dava dışı asıl borçluca herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine tarafımızca davalılar aleyhine İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4925 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itiraz ederek takibi durdurduklarını, itirazın iptali için İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/872 esas sayılı dosyası ile açmış oldukları itirazın iptali davasının arabulucuk dava şartı yokluğundan usulden red edildiğini ve kararın kesinleştiğini belirterek; ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalılara ait ve davalılara ait olmakla 3. kişilerin yedindeki tüm taşınır taşınmaz mallarına teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…..Dosyaya sunulu bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile; 68.316,48-TL’lik kısmı açısından %10 teminatla kabulüne, gayri nakdi alacak talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı-karşı taraflar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kredi sözleşmesinde borçlunun … Şti. olduğunu, dosyada mübrez kredi sözleşmesi incelendiğinde, kredi sözleşmesinde borçlu … Şti. olup … Şti.’ nin Borçlar Kanunu’nun amir hükmü olan 583. maddesi ve devamında belirtilen kefalet şartları olan kefalet miktarının ve kefil olduğu tarihin el yazısı ile belirtildiği bir müteselsil kefalet bölümü olmadığını, keza davacı tarafından da 08/05/2018 tarihinde banka ile … Şti. arasında 750.000,00 TL limit içerisinde sözleşme akdedildiğini kabul ettiğini, davacı taraf her ne kadar dava dilekçelerinde … Şt. adına… tarafından kredi sözleşmesi imzalanmış olup ayrıca 08/05/2018 tarihli düzenlenmiş olan kefalet sözleşmesi ile de… asaleten, … hem asaleten hem de yetkilisi olduğu … Şti. adına … Şti. sözleşmeden doğan borcun tamamına müteselsil kefil olmuştur. ” demiş olsa da dosyada böyle bir kefalet sözleşmesi söz konusu olmadığını, ihtiyati haciz şartları oluşmadığını, asıl borçluya kat ihtarının yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, hesap kat ihtarına itiraz edildiğini beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; davacı banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan ticari kredi sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Talep ise; ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş olup, hüküm davalı-borçlular vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin kredi sözleşmesine dayandığı; davacı banka tarafından kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edildiği, kat ihtarlarının asıl borçlu ve kefillerin kredi sözleşmesinde yazılı adreslerine gönderildiği, dolayısıyla, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ayrıca, karşı taraf borçluların ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı, imza itirazı ile diğer itirazlarının ancak açılacak bir menfi tespit davasının konusunu oluşturabileceği anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalılar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/09/2021 tarihli ve 2021/63 esas sayılı ara kararına karşı davalı-borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/12/2021