Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1433 E. 2021/1303 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/1433
KARAR NO : 2021/1303

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2019 (Dava) – 07/12/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/183 Esas – 2020/571 Karar
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 08/12/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ: 08/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2020 tarihli, 2019/183 Esas ve 2020/571 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/01/2019 tarihinde meydana gelen aşırı yağış sebebiyle müvekkiline ait işyeri deposunda bulunan ve Türk Ticaret Kanunu’nun 82.maddesi hükümleri gereğince saklamakla mükellef olduğu kayıt ve defterlerin kullanılamaz, hatta okunamaz hale geldiğini, durumun keşif ile tespitinin de mümkün olduğunu, müvekkiline ait olan 2012, 2013, 2014, 2016, 2017 ve 2018 Ekim ayına kadar olan satış faturaları, gider ve alış faturaları, yevmiye, kebir ve envanter defterleri, banka defterleri, sevk irsaliyeleri ve ilgili dönemi kapsayan personel bordro, kayıt ve özlük dosyalarının zayi olduğunu belirterek, TTK 82.madde gereğince mezkur yıllar gözetilerek sıralanmış defter, fatura ve sair belgelerin zayi olduğuna dair zayi belgesi düzenlenmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “…6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde; ‘Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir’ şeklinde yasal düzenleme olduğu, dosya kapsamı, dosyaya sunulu su baskınına ilişkin fotoğraflar ve davacı vekilinin beyanları ile dinlenen tanık beyanı birlikte değerlendirildiğinde, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu, davacının İzmir 15. Noterliği cevabi yazısında belirtilen ticari defterlerinin zayii olduğunu ispat ettiği anlaşıldığından, noter tasdiki yapılan ticari defterlere ilişkin talebinin kabulüne, ancak, davacı taraf her ne kadar banka defterleri, sevk irsaliyeleri ve ilgili dönemi kapsayan personel bordro kayıt ve özlük dosyalarının da zayi nedeniyle iptalini talep etmiş ise de, nitelik ve miktarları belirtilerek zayi olduğunu iddia ettiği belgeleri somutlaştıramadığı ve zayii olduklarını da ispatlayamadığından bunlara yönelik talebinin reddine karar verilmekle, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; davacı …’a ait İzmir 15. Noterliğince bildirilen 2012-2013-2015-2016-2017-2018 yıllarına ait yevmiye, envanter ve defter-i kebir defterlerinin zayii olduklarının tespitine ve ZAYİİ NEDENİYLE İPTALLERİNE, davacının banka defterleri, sevk irsaliyeleri ve ilgili dönemi kapsayan personel bordro kayıt ve özlük dosyalarının iptallerine ilişkin talebinin ayrı ayrı REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından, “…Zayiine karar verilen kayıt ve belgelere ilişkin bir itirazları olmamakla birlikte red kararı verilen kayıtlara ilişkin olarak istinaf talebinde bulunma zarureti doğduğu, itfaiye, meteoroloji kayıtları ve tanık anlatımıyla da sabit olduğu üzere sözkonusu belgelerin sular altında kaldığı, mahkemenin keşif yapacağı düşüncesiyle zayi belgesi talep edilen yerdeki kayıtlara dokunulmadığı, sular içindeki kayıtlar mahkemenin keşif için geleceği düşüncesiyle mahkemenin incelemesine hazır halde tutulduğu, 29/01/2019 tarihinde açılan işbu davanın 07/12/2020 tarihinde karara çıktığı, iki (2) yıla yakın bir zaman sürdüğü, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın geçirilen bu iki yıllık zaman sonunda davanın kısmi kabul ve kısmen red ile sonuçlanmasının haksız ve müvvekkilinin mağduriyetini arttıran bir karar olduğu, yapılacak bir keşif ve bilirkişi incelemesi ile zayiatın derecesi anlaşılabilecek iken bunun yapılmadığı, bahse konu gün son 500 yılın en büyük yağışının olduğu, mahkemenin müvekkilinin vergi veya … borcu olup olmadığını ve bundan mütevellit hileli bir eylem içinde olup olmadığını araştırmakla yetinerek temel inceleme ve araştırma konularını görmezden geldiği, mahkemenin bu haksız ön yargısı sebebiyle keşif dahi yapılmaksızın eksik inceleme ile yanlış bir karar verilmiş olup, müvekkilinin bir borcu olmadığı ve örtbas niyetinde olmadığının da kanıtlandığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 Sayılı TTK 82/7. maddesi uyarıca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı tarafça belirtilen tarihte aşırı yağış nedeniyle birtakım belgelerin zayi olduğu iddiasının mahkemece de kabul edilmiş olduğu, bu nedenle okunamaz halde olan -bizzat davacı tarafça da bu yönde beyanda bulunulan- belgelerin içeriği tespit edilemeyeceğinden mahkemece depoda keşif yapılmamasının bir eksiklik olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, davacının talebine konu tüm evraklarını somutlaştırıp hangi yıllara ait, hangi seri ve cilt nolu evraklara ilişkin talepte bulunduğunu netleştirmesi gerekirken, genel ifade ile belgelerinin zayi olduğu iddiasında bulunduğu, bu nedenle mahkeme kararındaki reddedilen belgelere dair talebin somutlaştırılamadığına dair gerekçenin de yerinde olduğu anlaşılmakla; tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/183 Esas – 2020/571 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı yeterli olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2021