Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1418 E. 2021/1288 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1418
KARAR NO : 2021/1288

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2018
NUMARASI : 2015/1135 Esas, 2018/795 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/576 Esas 2014/561 Karar sayılı dosyasında müvekkili …. ve …. tarafından davalı …. aleyhine meydana gelen trafik kazası nedeniyle her iki müvekkilinin yaralanmasından dolayı maddi ve manevi tazminat istemli dava açtıklarını, yapılan yargılama sonucu müvekkili ….’in % 40 oranında malul kaldığının ve meydana gelen trafik kazasında kusur yönünden yapılan incelemeler sonucu kusur raporunun da kesinleştiğini ve dosyanın aktüer bilirkişiye gönderildiğini, müvekkilinin toplam zararının 321.511,48 TL olarak belirlendiğini ve davalarını 7.500,00 TL üzerinden açtıklarını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, bu arada sigorta şirketine yapmış oldukları müracaat sonucu 143.993,60 TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığını, bu nedenle 170.057,88 TL alacağın kaza tarihi olan 11/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraflardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …. Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ….’e 143.993,60 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin sorumluluğunun kusur ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, sürekli sakatlık raporunun ATK’dan alınması gerektiğini belirterek, sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı ….’e tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiş, herhangi bir delil de bildirmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece “…..Davanın KABULÜNE; 170.057,83 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 31.006,40 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı …. yönünden tazminatın tamamından sorumlu olmak kaydıyla 11/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından eksik inceleme yapılarak hatalı hüküm kurulduğunu, olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında yerel mahkeme tarafından yapılan müterafik kusur indirimi oranın eksik ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından davacının kask takmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmadan hüküm kurulmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, müterafik kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda tespit edilen tutarın müvekkil şirket tarafından yapılan ödemenin güncellenmeden mahsup edilmiş olması nedeni ile hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı …. Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; olay tarihi olan 11/06/2011 günü saat 01:00 sıralarında davalı sigorta şirketine ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan davalı sürücü ….’in sevk ve idaresinde bulunan …. plaka sayılı otomobil ile park halinde iken yol kontrolu yapmadan kontrolsüz bir şekilde yola dik olarak orta refüj üzerinde yolun karşı tarafına geçmek üzere ana yola giriş yaparak orta refüje yönlendiği sırada, motosikleti ile Urla istikametinden Narlıdere istikametine seyir halinde bulunan, davacının da yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü dava dışı …. olan …. plakalı motosiklete çarpışması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, bu kaza neticesinde davacının yaralandığı; davacının dava dışı motosiklet sürücüsü ile birlikte davalılardan ….’ e karşı açmış oldukları maddi ve manevi tazminat istemini içeren davanın İzmir 11. ASHM’ de yapılan yargılaması sonucunda; davacı yönünden maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verildiği; İzmir 11. ASHM’nin 2012/576 Esas 2014/561 Karar sayılı dosyasında sayılı dosyasında alınan kusur raporuna göre davalı ….’in kazada % 80 oranında kusurlu olduğu, davacının maluliyet durumunun % 40 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; ilk derece mahkemesi tarafından dosyada herhangi bir aktüer bilirkişi raporu alınmaksızın, İzmir 11. ASHM’nin 2012/576 Esas 2014/561 Karar sayılı dosyasında alınan rapora göre hüküm kurulduğu, hükme esas alınan 03/07/2014 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının kusur durumuna göre maddi tazminat alacağı 321.551,48-TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 02/07/2014 tarihinde 143.993,00-TL ödeme yapıldığı alaşılmıştır.
Mahkemece, ilk açılan dosyada alınan aktüer bilirkişi raporuna göre davacının toplam zararının 321.551,48 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 143.993,60 TL ödeme yapıldığı, mahkeme tarafından hüküm altına alınan 7.500,00 TL’lik miktar da nazara alındığında, davacının karşılanmayan halen 170.057,83 TL ‘lik maddi tazminat zararının bulunduğu ve bu bedelin davalılardan tahsili gerektiği, ancak kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketinin sigorta poliçe limitinin 175.000,00 TL olup bu bedelden yapmış olduğu 143.993,60 TL mahsup edildiğinde geri kalan 31.006,40 TL’den davalı sigorta şirketinin sorumlu olması gerektiği; davalı ….’in de geri kalan hesaplanan toplam maddi tazminattan sorumlu olduğu gerekçesiyle, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı sigorta vekilinin, müvekkilinin yapmış olduğu ödemenin güncelleme yapılmaksızın hesaplanan tazminattan mahsup edildiği yönündeki istinaf itirazı nedeniyle dosyada yapılan incelemede; mahkemece her ne kadar yeni bir aktüer bilirkişi rapor alınmaksızın, İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/576 Esas 2014/561 Karar sayılı dosyasında aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen rapor hükme esas alınmış ise de, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 02/07/2014 tarihinde 143.993,00-TL ödeme yapıldığı, aktüer bilirkişi raporunun ise 03/07/2014 tarihinde düzenlendiği, dolayısıyla ödeme ve rapor tarihleri nazara alındığında aradan geçen bir süre bulunmadığına ve yeniden faiz hesaplamayı gerektirir bir durum olmadığına göre; davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmesini gerektiren yeni bir aktüer rapor alınması gerekli olmadığından, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Davalı vekilinin, davacının kask takmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmadığı yönündeki istinaf itirazı nedeniyle dosyada yapılan incelemede; İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/576 Esas 2014/561 Karar sayılı dosyasında İstanbul Adli Tıp Kurunu Trafik İhtisas Dairesinin düzenlemiş olduğu 20/09/2013 tarihli ve 4864 sayılı heyet raporunda, kaza anında kazaya karışan motosiklette yolcu olarak bulunan davacının ve dava dışı motosiklet sürücüsünün kaza sırasında kask takmadıkları hususu da irdelenerek sırf bu nedenle kask takmamaktan dolayı her birine %10 olmak üzere toplamda %20 oranında kusur izafe edildiği, dolayısıyla davacının kask takmaması nedeniyle aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan tazminattan % 20 oranında indirim yapıldığı, dolayısıyla ikinci kez aynı nedene dayalı indirim yapılması mümkün olmadığından, davalı sigorta vekilinin müterafik kusur yönünden yaptığı istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı sigorta vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/07/2018 tarihli, 2015/1135 esas ve 2018/795 karar sayılı kararına karşı davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.118,05 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 530,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.588,05 TL istinaf karar harcının davalı …. Sigorta A.Ş’ den alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince davalı sigorta yönünden kabul edilen miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/12/2021