Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1403 E. 2023/579 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1403
KARAR NO : 2023/579

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018 (Dava) – 15/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/312 Esas – 2020/529 Karar

DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)

BAM KARAR TARİHİ : 05/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 05/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2020 tarihli 2018/312 Esas ve 2020/529 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/07/2015 tarihinde, davadışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken, yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkili küçük …’a çarpması sonucunda tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazasında yaya konumunda olan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, davanın safahatında rapor alındığında maluliyet oranının (kalıcı iş göremezlik) açığa kavuşacağını, kazaya ilişkin olarak Malatya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/37 Esas-2017/271 Karar sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre, …’ın tali kusurlu bulunduğunu, kusur durumunun mahkemece yargılama safahatında alınacak bilirkişi raporu ile netlik kazanacağını, … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi olduğunu, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı sigorta şirketinden tazmini gerektiğini, davalıya 22/12/2017 tarihinde yazılı başvuru yaptıklarını, ancak bir takım eksik evrak bildiriminde bulunulduğunu ve bu evrakların içerisinde sağlık kurulu raporuna da yer verildiğini, sağlık kurulu raporunun eksik evrak olarak değerlendirilip kendilerinden talep edilmesinin müvekkilinin hakkını sürüncemede bırakacağını, bu nedenle verilen bu cevabın taleplerinin karşılanmamış olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin, Esentepe/Şişli/İstanbul olduğunu, bu itibarla İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisi bulunmadığından davanın öncelikle yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, sigorta şirketine yapılan başvuruya, tazminatı değerlendirmeye yeterli belgelerin de eklenmesi gerektiğini, davacı tarafın sigorta şirketine yapmış olduğu başvuruda maluliyet raporunu ibraz etmediğini, bu nedenlerle Karayolları Trafik Kanunu’nun madde 97 anlamında yapılmış bir başvurudan bahsedilemeyeceğini, dava şartının yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 08.08.2014-08.08.2015 vadeli zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri, poliçe vadesi, sigortalı sürücünün kusur oranı ve maddi zararlarla sınırlı olduğunu, cismani zararın bahse konu bu kaza nedeniyle olup olmadığının tespitinin zorunlu olduğunu, bu nedenlerle mahkemeden kusura ve maluliyete ilişkin olarak rapor alınmasını talep ettiklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde davalının merkezi itibariyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu yönünde yetki itirazında bulunmuş ise de, davalı sigorta şirketinin İzmir Bölge Müdürlüğü’nün mahkemenin yargı alanı içerisinde bulunması nedeniyle davalının yetki itirazının yerinde olmadığının anlaşıldığı, yapılan yargılama sırasında kusur oranının tespiti açısından alınan raporda davaya konu 14.07.2015 tarihli kazanın oluşumunda yaya …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün %25 oranında tali kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği, işbu raporun dosyaya celp edilen Malatya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/37 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan raporla da uyumlu olduğu, bu nedenle aynen benimsenerek yargılamaya devam olunduğu, davacının maluliyetinin tespiti açısından İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesi’nden alınan raporda, davacı …’ın 14.07.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği, bu raporun mahkemece aynen benimsenip hükme esas alındığı, bu kapsamda davacının kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin isteminin yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, yine alınan raporda davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayacağı bildirilmiş ise de, davacının 14.05.2012 doğumlu olması nedeniyle kaza tarihinde 3 yaş civarında olup, tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancının bulunduğunun iddia ve ispat edilemediği, bu nedenle davacı tarafın geçici iş göremezliğe ilişkin talebinin de yerinde olmadığı (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/952 Esas-2020/2508 Karar) anlaşılmakla, sonuç olarak; davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle talep etmiş olduğu daimi ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin talebinin yerinde görülmediğinden DAVANIN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Mahkemenin, davacının maluliyet oranının tespitine ilişkin olarak İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesi’nce düzenlenen, eksik ve hatalı incelemeye dayalı, 06/12/2018 tarihli raporunu aynen benimseyerek hükme esas aldığını, raporun müvekkilinin gerçek durumunu yansıtmadığını, müvekkilinin trafik kazasında yaralanması nedeniyle tüm şikayetleri devam etmekteyken araz bırakmadan iyileşmiş olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin küçük müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatı talebini reddetmesinin de yerinde olmadığını, şöyle ki; zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlarının sağlık giderleri teminatı (A 5 sağlık giderleri teminatı) kısmında; ‘…trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır….’ denildiğini, efor kaybının da çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasının içinde olup, maluliyetin bir unsuru olduğunu, genel şartlarda efor kaybı gibi bir ibare kullanılmadığı gibi bunun teminat kapsamında olmadığına dair de bir hüküm bulunmadığını, nitekim Yargıtay 17.HD’nin 28.3.2019 tarih ve 2016/8879 E.-2019/3815 K. sayılı kararında; ‘… çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir…’ şeklinde hüküm verildiğini, buna göre yerel mahkemenin davacı küçüğün efor kaybı nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı talebini reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca 08/07/2019 tarihli kusur bilirkişisi raporuna karşı sundukları itirazları doğrultusunda dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek yeniden kusur değerlendirilmesi yapılması gerekirken yapılmadığını, eksik ve yetersiz olan 08/07/2019 tarihli kusur bilirkişisi raporuna dayanarak hüküm verilmesinin hatalı olduğunu…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Dava tarihi itibariyle sigorta şirketine başvuru, dava şartı niteliğinde olup, re’sen yapılan incelemede dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre dava açılmadan önce sözkonusu dava şartının yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
2-Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; mahkemece kazadaki kusur durumunun tespiti için alınan bilirkişi raporunda davacı küçüğün %75, davalı sigortalı araç sürücüsünün ise %25 kusurlu bulunduğu, bu tespitin ceza davası dosyasından alınmış olan iki kusur raporu ile de uyumlu olduğu, kaza tespit tutanağında tüm kusurun davacı küçüğe verilmiş bulunduğu anlaşılmakla, bu hususta istinafa gelen davacı taraf bakımından yapılan değerlendirmeye göre, kusura ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3-Bilindiği üzere, maluliyete ilişkin olarak alınacak raporların; kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, kaza tarihi 14.07.2015 olup, maluliyet raporunda uygulanması gereken mevzuat; Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleridir. Mahkemece, ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan raporun ise “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne göre düzenlendiği anlaşılmakla, sözkonusu rapora göre hüküm tesis edilmesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken iş; kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacı küçük … ‘ın kazaya bağlı geçici/kalıcı işgöremezlik durumunun olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile kararın eksik incelemeden dolayı kaldırılması gerekmiştir.
4-Ayrıca geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; her ne kadar davacı küçük kaza anında 3 yaşında olup çalışmayan küçük bakımından mahkemece geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemişse de, yukarıda açıklanan doğru yönetmelik hükümlerine göre bir maluliyeti olup olmadığının belirlenmesi, kalıcı maluliyetinin tespit edilmesi halinde bu durumun küçük bakımından efor kaybı oluşturacağı gözetilerek, geçici işgöremezlik tazminatının da mahkemece değerlendirilmesi gerekecektir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/27196 E.- 2022/9433 K).
5-Kabule göre de, karar başlığında davacı küçüğün adının … yerine … şeklinde hatalı olarak yazılması yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/312 Esas – 2020/529 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç, teminat ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 05/04/2023