Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1400 E. 2021/1202 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1400
KARAR NO : 2021/1202
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2021
NUMARASI : 2021/22 Esas ve 2021/645 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından … Şti. hasım gösterilerek Bakırköy 6 ATM nezdinde 2016/1044 Esas sayılı dosya ile itirazın iptali davası açıldığını, yargılama sırasında şirketin tasfiye edilerek …inden terkin edildiği anlaşıldığından mahkemece açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından eldeki davayı açmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiğini, ihyası istenilen … Şti.’nin terkin edilmeden önceki merkez adresinin … … No … K … … … adresi olup şirketin …inden 29/11/2019 tarihinde terkin edildiğini, eldeki davada husumetin …üne ve tasfiye memuru …’ya ya yöneltildiğini, …. Şti.’nin …den eksik tasfiye sonucunda terkin edildiğini, davacı şirketin ihyası talep edilen … Şti’den alacaklı olup alacağın tahsili amacıyla davacı tarafça Bakırköy 2. İcra Müd’nün 2014/19189 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe borçlu tarafça itiraz edildiğini, davacı tarafça Bakırköy 6 ATM ‘de itirazın iptali davası açıldığını, yargılama sürerken şirketin tasfiye edilerek tüzel kişiliğin …den terkin edildiğini, tüzel kişiliğin sona erdirilmesi için tasfiye işleminin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, şirketin hukuki ilişkileri tamamen sona erdirilmeden davacı tarafından şirkete karşı açılan dava devam ederken tasfiyeye kapatıldığından yapılan tasfiye işleminin eksik olduğunu, TTK 547. maddesinin 1. fıkrasında ” tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler ” denilmek suretiyle eksik tasfiye durumunda alacaklıların şirketin ihyasını talep edebileceğinin düzenlendiğini, bu hüküm bağlamında şirketin yeniden sicile kaydedilmesini ve ek tasfiye yapılmasını zorunlu kılabilecek durumların maddenin gerekçesinde açıkça belirtildiğini, buna göre ” şirketin yararına sonuç doğuracak bir davanın açılması, şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılması söz konusu ” ise ek tasfiye yoluna gidilebileceğini, Bakırköy 6. ATM’nin 2016/1044 esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi ve sicilden terkin edilen şirketin borçlarının tamamının ödenebilmesi için şirketin ihyasının gerektiğini, eldeki davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan yalnızca …’ya yöneltildiğini, …’nün eldeki davada zorunlu hasım olduğu davanın kabulü halinde onun aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil edeceğini belirtmiş , 29/11/2019 tarihinde terkin olunan … Şti. ‘nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; tasfiye halinde … Şti.’nin 25/03/2010 tarihinde kuruluş ile müdürlüğe tescil edildiği, 08/01/2018 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak …’nın seçildiği, 18/11/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının …ğunca silinmesine karar verildiği ve 29/11/2019 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiğinin tespit edildiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memuru sorumlu bulunduğundan sicil müdürlüğünün bu durumda herhangi bir tetkik mükellefiyetinin bulunmadığını, usulüne uygun tamamlanmamış bir tasfiyeden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, müdürlüğün davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olup davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davanın TTK’nun 32. maddesine dayalı bir dava olmadığını belirtmiş, müdürlüğün davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça …. Şti. nin ihyası talep edilerek eldeki davanın açıldığını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının tasfiye memurluğunu yaptığı …. Şti.’nin terkininin hukuka aykırı şekilde sonuçlandırıldığının iddia edildiğini, iddianın hukuka uygun olmadığını, yapılan terkin işlemlerinin tamamının ilk günden son güne kadar tam bir titizlikle yürütüldüğü ve sonuçlandırıldığını, hukuka aykırı hiçbir iş ve işlem yapılmadığını, HMK m. 114’te dava şartlarının sayıldığını, bunlardan birisinin de davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunması olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, ihyası istenen şirket … Şti. adına herhangi bir alacak veya aktif bulunmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde bu durumun ortaya çıkacağını, bundan dolayı davacının eldeki davayı ikame etmesinde herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını belirtmiş ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “……davacı tarafça dava dışı … Şti.nin … kaydının resen terkinine karar verildiği ancak dava dışı şirkete karşı devam eden dava bulunduğundan bahisle şirketin ihyasına karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, dava dışı … Şti. nin 08/01/2018 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak …’nın seçildiği, 18/11/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının …nca silinmesine karar verildiği ve 29/11/2019 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiği, dava dışı şirket ile ilgili Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1044 esas sayılı dosyasında devam eden dava bulunması dolayısıyla davacının dava dışı şirketin ihyasını talep edebilmesi için haklı sebeplerinin mevcut olduğu ve davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı İzmir … tarafından yapılan işlemlerde Usul ve Yasa’ya aykırılığın söz konusu olmadığı ve davalı …ğunun davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda olduğu, bu sebeple …ğu aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilemeyeceği, dava dışı şirketin 08/01/2018 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye başlangıç tarihi itibariyle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1044 esas sayılı dosyasının yargılamasının devam ettiği, Bakırköy 6 ATM dosyasında dava dışı …. Şti. nin vekille temsil edildiği ve söz konusu davanın takip edilmekte olduğu, buna rağmen 18/11/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının …ğunca silinmesine karar verildiği , davalı tasfiye memurunun dava dışı şirket hakkında devam eden dava olmasına rağmen tasfiyeyi kapattığı ve şirketin sicil kaydının terkinine sebebiyet verdiği bu sebeple yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşıldığından davanın kabulüne…..” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yapılan terkin işleminin usulüne uygun olduğunu, ihyası istenen şirket adına herhangi bir alacak veya aktif bulunmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; …den terkin edilen dava dışı şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; dava dışı … Şti.’ nin … kaydının resen terkinine karar verildiği, ancak davacı tarafından dava dışı şirkete karşı devam eden dava bulunduğundan bahisle şirketin ihyasına karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, dava dışı …. Şti. nin 08/01/2018 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak …’nın seçildiği, 18/11/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının …ğunca silinmesine karar verildiği ve 29/11/2019 tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiği, davacının ise dava dışı şirket ile ilgili Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1044 esas sayılı dosyasında devam eden davası bulunduğu anlaşılmaktadır.
5718 sayılı MÖHUK madde 48/1’e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir.
MÖHUK madde 48/2’de ise; “ Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar ” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı HMK’nın 114/ 1-ğ maddesinde ‘’ Teminat Gösterilmesine İlişkin Kararın Gereğinin Yerine Getirilmesi’’ hususu dava şartlarından biri olarak kabul edilmiş,HMK 115. maddesinde ise;’’ (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
İlk derece mahkemesine dava yoluyla başvuran şirketin Bulgaristan uyruklu olup, mahkemece davacının teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; davacının teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın kaldırılmasını gerektirmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, kaldırma sebep ve şekline göre diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/07/2021 tarihli, 2021/22 Esas ve 2021/645 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-4) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 25/11/2021