Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1375 E. 2021/1199 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1375
KARAR NO : 2021/1199
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2021
NUMARASI : 2020/546 Esas ve 2021/199 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı … A.Ş. vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankayla davalı … Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine istinaden davalıya kredi kullandırdığı, davalının kullandığı kredileri ödemeyince 25.08.2020 hesap kat ihtarnamesiyle borçluya gönderildiğini, İzmir 1ATM’nin 2018/1452 Esas sayılı dosyasıyla davalı hakkında mühlet kararı verildiği, İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7333 esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetleri özgü ilamsız takibe başlandığını, borçlu şirketin İzmir 1 ATM’nin 2018/1452 esas sayılı dosyasıyla konkordato tasdiki talebinde bulunduğunu ve projenin tasdikine karar verildiğini, müvekkili bankanın alacak kaydının konkordato komiserine bildirildiğini, komiserin eksik inceleme raporuna göre karar verdiği, müvekkili banka alacağının ipotek ile teminatlandırılmış olmasına rağmen adi alacak olarak kaydedildiğini, alacağın 2.877.000,00 TL olduğunu, yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle müvekkili bankanın hak kaybına uğradığını, gayri nakit ve diğer ferilerden kaynaklanan alacakların hariç olmak üzere müvekkili bankanın güncel alacağının 3.324.453,00 TL olup, çek yapraklarından kaynaklı gayri nakit alacağının 53.560,00 TL olduğunu, ancak İzmir 1 ATM’nin 2018/1452 esas sayılı dosyası kapsamında müvekkili banka alacağının 2.877.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin geri kalan alacağının çekişmeli hale geldiğini, bu halde 500.813,00 TL alacağın çekişmeli olduğunu, müvekkili bankanın bu alacakların ipotekle teminat altına alınmış olup, 6.502.000,00 TL limitli ipotek tesis edildiğini, ancak konkordato talepli davanın ikamesinden önce ipotek yükü ile birlikte borçlu şirketin taşınmazları 3. kişilere devrettiğini, mahkeme tarafından müvekkilin alacağının adi alacak olarak kabul edildiğini, müvekkilinin 16.02.2020 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurduğunu, bu arada eksik hesaplanan müvekkilin alacağı için arabuluculuk bürosuna başvurularak anlaşma yapılamadığına dair tutanak düzenlendiğini belirterek 447.453,00 TL nakit ve 53.360,00 TL gayri nakit olmak üzere toplam 500.813,00 TL nakdi ve gayri nakdi alacağın tespitiyle konkordato kapsamında kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7333 ve 2020/7338 esas sayılı dosyalarıyla davacı bankanın müvekkili hakkında takip yaptığını, müvekkili şirket hakkında konkordato davası bulunduğu İzmir 1 ATM’nin 2018/1452 Esas sayılı davada alacak kayıtlarının istendiğini, konkordato tasdikine ve hangi alacağın hangi şartlarda verileceğine karar verildiğini, davacının talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu kararın istinaf edildiğini, BAM ve Yargıtay’ın görev alanında bulunan konularda mahkemenin karar veremeyeceğini, konkordato dosyasına alacakların bizzat alacaklılar tarafından yazdırıldığını, mahkemece hüküm altına alınmayan bu kısmın davacının iddiasına göre ihtilaflı olarak istinaf sebebi edildiğini, istinaf sonucunun beklenmesi gerektiğini, ayrıca gayri nakit alacak olarak talep edilen miktarlardan da alacağın muaccel olmadığının açık olduğunu, 62.919,85 TL müvekkilin hesabına giren paraya bankanın el koyduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Davacının davasının konkordato kesin mühlet kararı kapsamında alacağının ipotekli alacak kapsamında kalıp kalmadığı ve hukuki niteliğinin belirlenmesi ve mevcut alacağın kararı veren mahkeme tarafından belirlenerek daha önceden istinaf yoluna da gidildiği gözetilerek derdestlik durumunun da kararı veren mahkemece tespiti gerektiğinden bu davanın İİK m. 308/b gereğince konkordato kararını veren mahkemeye yapılacak talep ile görülmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ve bu çerçevede davanın gerçekleşmeyecek dava şartı nedeniyle HMK m. 115/2-f gereği davanın usulden reddine,…” şeklinde gönderme kararı verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İİK md. 308/b maddesinde; “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” hükmü bulunduğunu, ilgili kanun maddesinin açık olup çekişmeli hale gelen alacaklar bakımından tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açılabileceğinin belirtildiğini, kanun maddesinde konkordato kararını veren mahkemeye yapılacak talepten bahsedilmediğini, oysa ki yerel mahkeme tarafından ” işbu davanın İİK m. 308/b gereğince konkordato kararını veren mahkemeye yapılacak talep ile görülmesi gerektiğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine” karar verilmiş olması nedeniyle iş bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece isabetli olarak aynı uyuşmazlık konusunda İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen bir dosya olduğunun tespitinin yapıldığını, ancak derdestlik sebebiyle davanın reddi gerekir iken görevsizlik kararı vererek dosyayı konkordato dosyasına bakan mahkemeye gönderme kararı verildiğini, halbuki mahkemece somut olayda verilecek kararın aynı konuda mevcut bir dava bulunduğu dolayısıyla derdestlik sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, HMK 114.maddesinde aynı davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olması ile kesin hükme bağlanmamış olması halinin dava şartları arasında sayılmış olduğunu, bu durumda mahkemece davanın dava şartı taşımadığı gerekçesi ile reddedilmesi gerekirken, mahkemece mevcut bir dava olduğu tespiti isabetli olarak yapılmasına rağmen, HMK’da bulunmayan bir sistemle dosyanın diğer dosyaya gönderilmesi kararı verilmesinin yerinde olmadığını, yine dava reddedildiği halde davalı yan lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de yanlış olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; İİK 308/b maddesi hükmü uyarınca çekişmeli alacağın tespiti ve tahsili istemine ilişkin açılan alacak davasıdır.
Mahkemece; eldeki dava İİK’nın 308/b maddesi gereğince açılmış bir dava olup, davaya ihtisas mahkemeleri olan İzmir 1, 2 ve 3 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinde bakılması gerektiğinden ve mahkememe ile ihtisas mahkemeleri arasındaki ilişki dava şartlarından olan görev ilişkisi olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında ve resen gözetilmesi gerektiğinden, mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş olup, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davanın 2004 sayılı İİK 308/b maddesi gereğince açılan alacak talebine ilişkin bulunduğu, HSK’nın 05/04/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 03/04/2018 tarihli ve 538 sayılı ilke kararında ise adi konkordatodan kaynaklanan davalarda 308/h maddesinden kaynaklanan davaların sayıldığı, İİK’nın 308/b maddesine göre açılacak davalarda ise görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle genel hükümlere göre mahkemenin davaya bakmaya görevli olduğu anlaşılmakla, esasa girilerek taraf delilleri toplanıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacının ve davalının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın HMK nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan KABULÜNE; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/03/2021 tarihli, 2020/546 esas ve 2021/199 karar sayılı kararının HMK’nın 355. ve 353/1-a-3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmak ve davanın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edenlere iadesine,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a-3 ve 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021