Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1331 E. 2021/1201 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1331
KARAR NO : 2021/1201
KARAR TARİHİ: 25/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2020/168 Esas ve 2020/707 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle; SGK’ ya kayıtlı ….LTD ŞTİ/A.Ş ünvanlı işyerinin taşeronlarından olan ….’ e ait işyerinde Sigortalı ….’ ın iş kazası geçirmesi nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili amacıyla İzmir 9. İş Mahkemesi 2018/348 esas sayılı dosyasında görülen davada kusurlu olduğu belirlenen İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün Merkez 85793 sicil numarasına kayıtlı ….Ltd. Şti.’ nin davaya dâhil edildiğini, ancak TTK’ nın Geçici 7. Maddesine göre sicilden silindiğinin öğrenildiğini, mahkemenin bu şirketin ihyası için müvekkiline süre verdiğini, sicilden silinmeye ilişkin tasfiye usullerinin yerine getirilmediğini, bu nedenle silinme tarihinden itibaren beş yıl içerisinde başvurarak dava açtıklarını belirterek …. Ltd. Şti.’ nin ihyasına vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olan ….Ltd. Şti.’ nin 19.01.1998 tarihinde merkez 85793 sicile kaydedildiğini, sermayesinin 500,00 TL olduğnu, 6103 sayılı kanun m. 20/1 gereğince sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı TTK geçici 7. Maddesi uyarınca “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketlerle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin” m.5/1-a fıkrası uyarınca Sermayelerini, 31/12/1998 tarihine kadar 5.000 TL’ye çıkarmayan A.Ş. ler ile 500 TL’ye çıkarmayan limited şirketler hakkında resen silinme şartları gerçekleştiğinden 04.04.2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresinde ihtarda bulunulduğunu, 15.04.2014 tarih ve 8550 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde durumun yayımlandığı, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 12.08.2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiği, bu hususun 18.08.2014 tarihli 8633 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini istediklerini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece “…6102 sayılı kanunun geçici 7. maddesine göre usulüne uygun olarak (m.7/4-a) sicilden silinecek olan şirketler hakkında işlem yapılmış olup eksikliğin giderilmemesi halinde sicilden silineceğinin bildirildiği halde şirketin bu eksikliği gidermediğinden artık geçici m. 7/11 bende göre ihtar ve ilana süresi içerisinde cevap vermeyen ya da kanuna uygun hale getirmeyen şirketin sicilden silineceği belirtilmiş olup, bu silinme tarihinden itibaren geçici m.7/15 bende göre artık alacaklılar veya hukuki menfaati bulunanlar haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde dava açmaları gerekecektir. Yine m.7/11 bende göre limited şirket ortakları ve Anonim Şirketi yöneticilerinin kamu borçlarından doğan sorumlulukları 6183 sayılı kanun kapsamında devam edecektir. Bu nedenle davacının davasının hak düşürücü süre geçmiş olması gözetilerek davacının davasının (Yargıtay 11 HD nin 2020/288 Esas 2020/1181 Karar sayılı 11.02.2020 tarihli kararında da yer aldığı üzere) reddine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, re’sen belirlenecek durumlar da göz önüne alınarak mahkeme ilamının bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; ticaret sicilden terkin edilen dava dışı şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
6100 Sayılı 05/08/2017 tarih 7035 sayılı kanunla değişik HMK.’nın 352. maddesinin 1. fıkrasında “Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda; aşağıdaki durumlardan birinin tespiti halinde öncelikle gerekli karar verilir.
a- İncelemenin başka bir dairece veya bölge adliye mahkemesince yapılmasının gerekli olması
b- Kararın kesin olması
c- Başvurunun süresi içerisinde yapılmaması
ç- Başvuru şartlarının yerine getirilmemesi
d-Başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan düzenlemeye göre; istinaf başvuru dilekçesinde, asgari başvuru şartlarını yerine getirilmemesi halinde istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesi gerektiği, dilekçede istinaf başvuru sebepleri veya gerekçesinin hiç gösterilmemiş olması halinde ise HMK.’nın 355. maddesi uyarınca istinafa konu kararda resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hal yok ise istinaf başvuru dilekçesinin 6100 Sayılı HMK.’nın 352. maddesince usulden reddine, karar vermek gerekir .
Somut olayda; davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; sadece kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ettiği, başkaca somut istinaf başvuru nedenlerinin ve gerekçesinin gösterilmediği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK.’nın 355. maddesi uyarınca istinafa konu olayda, terkin tarihi itibariyle derdest bir davanın veya icra takibinin bulunmadığı, davacının ihya için dayanak gösterdiği İzmir 9. İş Mahkemesinin 2018/348 esas sayılı dosyasının dava tarihinin 24/11/2016 tarihi olup, 12/08/2014 terkin tarihinden sonra olduğu, bu durumda kararda resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir halin de mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin 6100 Sayılı HMK.’nın 352-(1)-d). maddesince usulden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/12/2020 tarihli, 2020/168 esas ve 2020/707 karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun istinaf dilekçesinde istinaf başvuru nedenleri ve gerekçesi gösterilmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 352-(1)-d). maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafın istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
5-Kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/11/2021