Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1328 E. 2021/1207 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1328
KARAR NO : 2021/1207
KARAR TARİHİ: 25/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/08/2021 tarihli ara karar
NUMARASI : 2020/481 Esas (derdest dosya)
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
TALEP KONUSU : İhtiyati Haciz

BAM KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili 08/07/2021 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … arasında düzenlenen sözleşmeler gereğince kredi kullandırıldığını, davalı …’in borçtan müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, kredi sözleşmelerine dayalı olarak Kredi Garanti Fonu teminatlı olmak üzere 2009/15197, 2015/7331 ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu kararları gereği Hazine destekli kefalet ile davalı borçlu şirkete kredi kullandırıldığını, Kahramanmaraş 2. Noterliği’nin 04/07/2018 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, borçluların borçlarından kurtulabilmek amacı ile mal varlıklarını 3. kişilere devir ve temlik çabası içinde olduğunun öğrenildiğini, gecikilmesi halinde alacağın tahsilinin imkânsızlaşacağını belirterek, 950.876,70 TL alacağın tahsilini teminen davalıların taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…dava dosyası 02/07/2021 tarihinde bilirkişiye teslim edilmiş olup, ihtiyati haciz isteğinin ileri sürüldüğü tarih itibariyle henüz rapor sunulmadığından, sistemde ve fiziki olarak var olan belgelerden de mahkememizde ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektiren yaklaşık ispat halinin varlığı yönünde kanaat oluşmadığından, davacı vekilinin ihtiyati haciz isteğinin reddine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinin amacı alacağı güvenceye almak olduğundan müvekkil bankanın da bir güven müessesesi oluşu dikkate alınarak gerekli görülecek makul bir teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; davacı banka tarafından davalı …. Ltd. Şti.’ne kullandırılan ticari kredilerden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle davalı asıl borçlu şirket ve davalı müteselsil kefil aleyhine yapılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Talep ise; ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat sağlanmadığından bahisle reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı banka ile davalı … arasında düzenlenen sözleşmeler gereğince davalı şirkete ticari krediler kullandırıldığı, davalı …’in sözleşmelerde müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kredi sözleşmelerine dayalı olarak Kredi Garanti Fonu teminatlı olmak üzere 2009/15197, 2015/7331 ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu kararları gereği Hazine destekli kefalet ile davalı borçlu şirkete kredi kullandırıldığı, kredi borçlarının zamanında ödenmemesi üzerine Kahramanmaraş 2. Noterliği’nin 04/07/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi hesabının kat edilerek borcun davalılardan borcun ödenmesinin ihtar edildiği, davalılarca borcun ödenmemesi üzerine davacının davalılar aleyhine İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün 2018/16797 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği ve davacının itirazın iptali ve ihtiyati haciz talebiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İİK.’nun 257-(1) maddesi hükmü uyarınca, kural olarak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan koşullardan birinin varlığı halinde henüz vadesi gelmemiş bir para alacağı içinde ihtiyati haciz talebinde bulunmak mümkündür. Bu koşullar ise şu şekilde düzenlenmiştir;
“ 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa.”
Anılan Yasa’nın 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK.’nın 257-(2) hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
Tüm bu açıklamalara göre, somut olayda; ihtiyati haciz isteyen tarafından ileri sürülen iddialara, beyanlara, dosyaya sunulan belgelere, kredi ilişkisinin davalılarca inkar edilmemiş olmasına, bankaca hesabın kat edilmiş olmasına göre, ihtiyati haciz isteyenin talebini haklı kılacak şekilde yaklaşık ispat kuralını yerine getirdiği, anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan ihtiyati haciz isteyenin istinaf talebinin esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı, anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce talebin esası hakkında HMK.’nun 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına, karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/08/2021 tarih ve 2020/481 esas sayılı ara kararının HMK.’nun 353-(b)-2) maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davalı-borçlular … ve …’ in 950.876,70 TL’lik borçlarına yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
b)2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen davacı hacizde haksız çıktığı taktirde borçluların ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 950.876,70 TL’nin %15’i olan 142.631,50 TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene davacıya verilmesine,
c)6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d)İhtiyati hacze ilişkin işlemlerin İlk Derece Mahkemesince YAPILMASINA,
e)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
f)Talep derdest dosya içerisinde yapıldığından davacı lehine ayrıca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
g)İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan toplam 100,20 TL yargılama giderinin karşı taraf borçludan alınarak ihtiyati haciz isteyen alacaklıya verilmesine,
h)Kararın, İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2018/16797 sayılı dosyasından yerine getirilmesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları ;
a)İstinaf eden tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz talep edene İADESİNE,
b)İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
c)6100 Sayılı HMK.’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edene İADESİNE,
d)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nun 362-(1)-f) maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/11/2021