Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1325 E. 2022/90 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1325
KARAR NO : 2022/90

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2014 (Dava) – 25/05/2017 (Karar)
NUMARASI : 2014/86 Esas – 2017/554 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
BAM KARAR TARİHİ: 19/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 19/01/2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/09/2021 tarih, 2021/14 Esas, 2021/4868 Karar sayılı bozma ilamı ile gönderilen, Dairemizin 17/09/2020 tarih 2020/3 Esas, 2020/3 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olduğu kanaatiyle 19/01/2022 tarihli duruşma sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; kaza nedeniyle davacıların oğulları …’in sağ bacak ve sağ el bileğinde kırılma, sağ omuzunda çatlak oluştuğunu ameliyat olup uzun süre tedavi gördüğünü, hastaneden çıktıktan sonra bile 35-40 gün ayağa kalkmadığını belirterek davacıların oğulları adına velayeten açtıkları davayla oluşan madddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekilleri; davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; “… 08/11/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında %6 oranında maluliyete mağruz kalan ve 9 ayda iyileşen davacıların oğlu … davalı araç sürücüsü …’ün asli ve tam kusurlu olduğu 07/01/2014 tarihli bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere meydana gelen trafik kazasında asli ve tam kusurlu olduğu kazaya karışan araç malikinin davalı … ve aracın ZMMS sigortacısının diğer davalı … Sigorta A.Ş’nin de poliçe limitleri dahilinde maddi tazminattan sorumlu oldukları, davalı sigorta şirketini daha önceden temerrüte düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren ve diğer davalılar araç sürücüsü … ile Araç maliki …’nun olay tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline ve maddi tazminatın aktüerya bilirkişinin hesaplamış olduğu şekilde 55.567,36 TL üzerinden kabulüne, manevi tazminat talebinin ise meydana gelen olayın niteliği, davalıların olaydaki kusur durumu, oğullarının trafik kazasındaki yaralanması sebebi ile üzelen bu kaza neticesinde elem ve ızdırap duyan küçüğün uğramış olduğu %6’lık maluliyeti, 9 aylık iyileşme süreci, geçirmiş olduğu ameliyatlar, yaşadıkları ve olayda tamamen davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu dikkate alındığında, davacı küçükte oluşan kemik kırıkları ve çatlakları ve kırılma nedeni ile sağ el bileğine takılan platin, davacının bu kazadan sonra askere gidememesi, ayağındaki kısalık, burnunda kazadan sonra kalıcı eğriliğin meydana gelmesi, vücudunda platin olduğu için iş bulamaması, yürüyüşünün aksayarak bir ömür boyu devam edecek olması, kazadan sonra nişanlısından ayrılmış olması ve kaza tarihinde 18 yaşında olduğu, önünde geçireceği uzun bir ömürde kendisinin hiçbir kusurunun olmadığı bu kaza nedeni ile fiziksel ve psikolojik sıkıntılar yaşayacağı, her nekadar maluliyet %6 olarak belirtilmiş ise de ayağındaki aksaklığın ve vücudundaki platinin ömür boyu yaşam kalitesini, niteliğini etkileyecek boyutta olduğu göz önüne alınarak duruşma esnasında ayak aksaklığıda bizzat mahkememizce bizzat gözlemlendiğinden bir nebze adalet duygusunun tecelli ettiğinin sağlanılması, sebepsiz zenginleşmeyede sebep olmamak amacıyla…” gerekçesiyle maddi tazminat talebinin KABULÜ ile; 55.567,36 TL’nin davalılar … ve …’dan olay tarihi 08/11/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile, davalı Sigorta Şirketi … Sigorta A.Ş’den dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihinden itibaren faiz talebinin REDDİNE, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihin 08/11/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, manevi tazminatın fazlaya ilişkin talebin REDDİNE karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

DAİREMİZİN KARAR İLAMI:
Dairemizin 17/09/2020 tarih, 2020/3 Karar sayılı kararı ile HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince, maddi tazminat davası yönünden davalıların istinaf isteminin esastan reddine; manevi tazminat davası yönünden ise davacının istinaf talebinin reddine, davalılar vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminat miktarının davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 08/11/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.

YARGITAY BOZMA İLAMI:
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarih, 2021/14 Esas, 2021/4868 Karar no ile “…davacının yaralanma derecesi, olay tarihi, olayın gelişim şekli, davalı tarafın tam kusurlu olması ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacı yararına Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin kabulüne dair kararının ve ilk derece mahkemesinin manevi tazminata ilişkin kararının kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen manevi tazminat tutatından daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına….” şeklinde karar verilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce 19/01/2022 tarihinde yapılan duruşmada Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarih ve 2021/14 Esas, 2021/4868 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı uyarınca sadece manevi tazminat davası yönünden yapılan incelemede;
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (6098 sayılı TBK 56) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; davacının yaralanma derecesi, olay tarihi, olayın gelişim şekli, davalı tarafın tam kusurlu olması ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacı yararına bozma ilamına uygun olacak şekilde aşağıda yazılı şekilde manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir. Bunun yanı sıra ilk derece mahkemesince kurulan maddi tazminata yönelik hükmün Dairemizin 17/09/2020 tarih, 2020/3 Karar sayılı kararı ile onandığı, temyiz incelemesinin de sadece manevi tazminat yönünden yapıldığı dikkate alındığında maddi tazminat ile ilgili yerel mahkemenin verdiği kararın kesinleşmiş olması nedeniyle aşağıda kurulan yeni hükümde maddi tazminat için tahsis edilen vekalet ücretinin ilk derece mahkemesince verilen miktar ile aynı bırakılması gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebinin KABULÜ ile;
55.567,36 TL’nin davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 08/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 03/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile,
35.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 08/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gereken 6.186,65 TL karar harcından peşin olarak alınan 358,65 TL peşin harç ve 172,72 TL ıslah harcı toplamı 531,37 TLnin mahsubu ile eksik kalan 5.655,28 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş.nin sorumluluğu 3.795,80 TLile sınırlı olmak kaydıyla) Hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan 358,65 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 25,20 TL başvuru harcı, 172,72 TL ıslah harcı, 85,70 TL istinaf başvuru harcı, 31,40 TL istinaf karar harcı, 267,80 TL temyiz başvuru harcı, 54,40 TL temyiz karar harcı, 263,00 TL tebligat masrafı, 54,50 TL e-tebligat masrafı, 115,90 TL posta masrafı, 298,90 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.731,97 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 1.008,30 TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı … Sigorta A.Ş.nin sorumluluğu 618,63 TLile sınırlı olmak kaydıyla) davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 85,70 TL istinaf başvuru harcı, 949,00 TL istinaf karar harcı, 38,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.072,70 yargılama giderinden davanın red oranına göre hesap edilen 448,20 TLnin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 85,70 TL istinaf başvuru harcı, 949,00 TL istinaf karar harcı, 55,00 TL tebligat masrafı, 5,50 TL e-tebligat masrafı, 29,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.124,40 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesap edilen 469,80 TLnin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden 6.462,41 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5.250,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesine göre hesap ve takdir edilen 5.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
11-Davalılar tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen yatıran ilgilisine iadesine,
Dair; hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 356/1 maddesi uyarınca yapılan duruşma sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2022