Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/132 E. 2023/1173 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/132
KARAR NO : 2023/1173

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI : 2019/110 Esas – 2020/49 Karar
DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 02/09/2019
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarihli, 2019/110 Esas ve 2020/49 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2005/09328 nolu marka tescili olduğunu, Torbalı ilçesinde bulunan antik kentin isminden yola çıkarak tescil ettirmiş bulunduğunu, şehrin tanıtımında bu marka ile hizmet verdiğini, davalı tarafın müvekkiline ait olan tescilli markanın emtia alanı olan radyo ve televizyon veya diğer iletişim araçlarında haber ajansı yayın hizmetleri alanında internet gazetesi olan www….com ticari amaçla kullanıldığını, haksız rekabete yol açtığını, müvekkil kurumun markasına tecavüz oluşturduğunu belirterek, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve ferilerine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup, ancak savunma ve delil sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davacının davasının kabulü ile; Davalının, 2005/09328 nolu “…” markaya tecavüzün önlenmesine ve menine, davalı tarafından 2005/09328 nolu “…” markasının kullanıldığı tabelaların kaldırılmasına, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, 2005/09328 nolu “…” markasının yer aldığı ve davalının kullanımında olan internet ve sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil deneyimli bir gazeteci olduğunu, bir müddet davacı belediyenin bünyesinde çalıştığını, ilçenin, belediyenin tanıtımını yaptığı gibi, çeşitli kültürel şehir haberlerini yayınladığı tamamen kendi emeği ürünü haberlerin yayınlandığı …com haber sitesini 10.10.2016 tarihinde alan adı … servis sağlayıcısından tescil edildiğini, yazılımı ise www….com sağladığını, müvekkilin başvurusu sırasında bu isimde bir internet alan adı servis sağlayıcısından tescil edilmediğini, ….com tamamıyla bireysel bir girişimcilik sonucunun ortaya çıktığını, 2016 yılından itibaren herhangi bir reklam geliri olmamakla ticari olarak herhangi bir gelir elde etmediğini, tamamen kişisel emek ile, ticari kaygı taşımadan internet üzerinden haber yayınladığını, yargılama sırasında da bu hususun anlaşıldığını, belediyenin de haberlerinin yapıldığını, 30 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra belediyede yönetimin değişmesi üzerine siyasi saiklerle davanın açıldığını, davacı tarafın yıllardır bu kullanıma bildiği halde itiraz etmediğini belirttiklerini, davacının markası başvurusu yapılıp fiilen hiç kullanılmamış bir marka olduğunu, ayrıca bu isimde bir domain adının internette olmadığını, davacının tescil başvurusunda kullandığı amblem ile müvekkilin sitesindeki görsellerin karşılaştırıldığını, vatandaş üzerinde markanın aynı marka olduğunun zannedilmesine ve rekabete yol açacak benzerliğe yönelik değerlendirilmenin yapıldığını, davacı tarafın marka hakkını aldığı bu isimde ve müvekkilin kullandığı alanda hiç çalışmasının olmadığını, müvekkili ticari bir marka kullanma kastı hiç taşımamış … isminin genel şehri yansıtan kelime özelliği, antik bir şehir olması gibi nedenlerden esinlendiğini, marka olabileceğini düşünerek kullanmadığını, markaya tecavüz kastının olmadığını, ….com bahsi geçen “…” markasına zarar verme veya kötüleme yapmamakta böyle bir çabasının olmadığını, her alanda tescil yaptırarak başkalarının kamuya mal olmuş bir ismi kullanmasını engellemek istemesinin hukuken korunamayacağını, mahkemece markaya tecavüzün bu şartlarda oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde davanın kabulünün yerinde olmadığını, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından
istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Bilindiği üzere, 6769 sayılı ve 22/12/2016 tarihli Sınai Mülkiyet Kanunu, 10 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Ne var ki, anılan Kanun’un “551, 554, 555 ve 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerin hükümlerinin uygulanması” başlığını taşıyan geçici 1. maddesinin (1) fıkrasının ilk cümlesi, “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmünü taşımaktadır.
Dava konusu, davacıya ait markanın başvurusunun, 18/03/2005 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının haksız rekabet ve markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi talepleri açısından huzurdaki davanın açılış tarihi 6769 sayılı KHK dönemine ait ise de, somut uyuşmazlık, davalının tescil başvurusu tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK ve anılan KHK’nın uygulama Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde değerlendirilip sonuçlandırılacaktır.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporu 6769 sayılı SMK hükümlerine göre değerlendirme içerdiğinden, hükme esas alınması mümkün değildir. Bu itibarla içerisinde marka ve haksız rekabet konusunda uzman bilirkişilerin yer aldığı yeni bir heyetten 556 Sayılı KHK hükümlerine göre rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazının belirtilen yönden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılması sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarihli 2019/110 Esas ve 2020/49 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a) Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 13/07/2023 tarihinde karar verildi.