Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1311 E. 2021/1151 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1311
KARAR NO : 2021/1151
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI : 2020/725 Esas ve 2021/429 Karar
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle; … Vergi Dairesinde … vergi numarasıyla vergi mükellefi olarak tutulması gereken defter,kayıt vs ile işlemlerin düzenlenmesi amacıyla şirketlerinin kuruluşundan itibaren muhasebe ve mali müşavirlik hizmetlerini İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler odasına kayıtlı …’un yaptığını, defter ve diğer kayıtları üzerindeki incelemelerini ve kayıt işlemleri ile bazı yasal işlemlerin yerine getirilmesi amacıyla 01.01.2010 ve 30.10.2020 dönemine ilişkin tüm defter ve mal alış belgeleri ile … işyeri dosyalarının yukarıda adı geçen mali müşavire tevdi edildiğini, söz konusu belgelerin mali müşavir …’un bürosunda saklandığını, belirtilen tüm belgelerin depremde oluşan ağır hasar ve yıkım kararı nedeniyle göçük altında kaldığını, binada oluşan ağır hasar nedeniyle yetkili resmi makamlarca binaya girişlerin kesin bir şekilde yasaklandığını, akabinde de belgelerinin kurtarılmasına imkan kalmadan binanın yıkıldığını, tüm belgelerin bu nedenle zayi olduğu bilgisinin mali müşavir tarafından söz konusu belgelerin depremde zayi olduğu bilgisine ilgili tebligatın taraflarına gönderildiği tarihte muttali olunduğunu belirterek 2010 – 2011 – 2012 – 2013 – 2014 – 2015 – 2016 – 2017 – 2018 – 2019 – 2020 yıllarına ait tüm defter,fatura ve sair belgelerinin zayi olduğuna dair taraflarına zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…TTK 82/7.maddesi gereğince iş bu davanın ziyanın öğrenildiği tarihten itibaren 15 günlük süre içerisinde açılmasının gerektiği, iş bu sürenin hak düşürücü süre olup mahkemecede re’sen gözetilmesinin gerektiği, dava dilekçesi ekinde sunulan tutanağın incelenmesinden olayın 30/10/2020 tarihinde meydana geldiği, yargılamaya konu binadaki bağımsız bölümlerin kontrollü olarak tahliyesi (eşya alımı) için izin verildiği, 06/11/2020 tarihli tutanakta, ” .. 45 numaralı daireden …… Ait bina sakini veya sahiplerinden kimse gelmemiştir” tespitinin yapıldığı, dava dilekçesi ekinde yer alan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazısının 10/11/2020 tarihini taşıdığı, davanın 25/12/2020 tarihinde açıldığı, bu nedenle davacının bu tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde iş bu davayı açması gerekirken belirtilen yasal süre dolduktan sonra davayı açmış olduğu ve tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı hareket edildiği görülmekle TTK 82/7.maddesi gereğince süresi içerisinde açılmayan davanın reddine…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi, zayi belgesi verilmesi talepli açılan davanın TTK 82/7 uyarınca zıyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığından bahisle reddine karar vermişse de, davanın yasal süresi içinde açıldığını, müvekkilinin dava dilekçesinde zıyaı 24/12/2020 tarihinde öğrendiğini açıkça belirttiğini, öğrendiği tarihte dilekçesini hazırlayıp, mahkemeye 25/12/2020 tarihinde müracaat ettiğini, her ne kadar zayi sebebi olan deprem felaketi 30/10/2020 tarihinde yaşanmış ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün hasarlı binadan eşyaların alınmadığına ilişkin tutanağı 10/11/2020 tarihinde hazırlanmışsa da, bu tarihler müvekkilin zıyaı öğrendiği tarih olarak kabul edilemeyeceğini, Kaldı ki iş bu tutanakta müvekkilinin imzasının ve ilgili kurumlardan müvekkiline yapılmış bir tebligat bulunmamadığını, hal böyleyken müvekkilinin beyanı doğrultusunda araştırma yapılması gerekirken yapılmadan karar verildiğini ileri sürerek; mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; 6102 sayılı TTK ‘nın 82/7. maddesi gereğince açılan zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’ nın 82/7 maddesine göre; Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakılacak olursa; deprem olayının 30/10/2020 tarihinde meydana geldiği, mahkemece; Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazısının 10/11/2020 tarihini taşıdığı, davanın 25/12/2020 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de, 10/11/2020 tarihli tutanakta davacının imzasının bulunmadığı, davacının defter ve belgelerinin SMMM …’ un ofisinde bulunduğu, davacının zıyaı SMMM …’ un bildirimi ile 24/12/2020 tarihinde öğrendiğini beyan ettiği, dosya kapsamında davacının zıyaı olayını 24/12/2020 tarihinden önce öğrendiğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı, bu durumda davanın süresinde açıldığının kabulü ile esasa girilip inceleme yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/06/2021 tarihli, 2020/725 esas ve 2021/429 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf eden davacı vekilinin yatırmış olduğu 59,30 TL istinaf karar harcının istinaf eden davacı tarafa istemi halinde iadesine, (iade işleminin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,)
5-Davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davanın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından davacı tarafa tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/11/2021