Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/126 E. 2023/997 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/126
KARAR NO : 2023/997

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2016 (Dava) – 30/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2020/72 Esas – 2020/335 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/10/2020 tarihli 2020/72 Esas ve 2020/335 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kayıt maliki bulunduğu … plakalı aracın davalı … şirketine hasar tarihini kapsayan genişletilmiş kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, 22.11.2015 günü müvekkili şirketin aracını kullanmakta olan ve aynı zamanda şirket yetkilisi …’in yakını olan …’ın, seyir halinde iken dönen virajı alamamasından dolayı aracın yolun yanındaki tarlaya düştüğünü, tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası sonrası araç sürücüsünün ihbarı üzerine olay yerine gelen İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı askerlerin olay yerinde inceleme yaptığını ve maddi hasarlı trafik kazası tutanağı hazırlayıp imzaladıklarını, müvekkili şirketin kazadan sonra durumu davalı … şirketine süresi içinde ihbar ettiğini, sigorta şirketinin eksperinin gelerek araçta hasar tespiti yaptığını, aracın halen kaza yaptığı şekilde serviste durduğunu, müvekkilinin hasar bedelinin ödenmesi hususunda sigorta şirketine talepte bulunduğunu, ancak hiçbir cevap verilmediğini, sözlü olarak tazminat ödenmeyeceği yönünde cevap alındığını, araçta oluşan hasar bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalı … şirketinin kasko sigorta poliçesi limiti içerisinde ödeme yapmaması nedeniyle bu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, uzman bilirkişi eliyle hesap edilecek zararın şimdilik 2.000-TL’sinin davalı … şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile talebin 17.000-TL’ye çıkarıldığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın devrilmek suretiyle ağır bir hasara uğradığını, davacı tarafın dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açtığını, araçta ne miktar hasar meydana geldiği konusunda kesin bilgi sahibi olduğundan talep edebileceği tazminat belirli olup HMK 107/1 gereği belirsiz alacak davası açma hakkı olmadığını, … plakalı aracın 13/02/2015 – 2016 tarihleri arasında geçerli genişletilmiş kasko sigorta paket poliçesi ile sigortalandığını, davacı tarafın süresi içinde hasarı müvekkili sigorta şirketine ihbar etmediğini, hasar ihbarında bulunulması üzerine söz konusu kazayla ilgili olarak araştırma yaptırıldığını, araştırma sonucuna göre davacı … … San. Tic. Ltd. Şti’nin … ismi ile oto kiralama işi (rent a car) ile iştigal ettiğinin anlaşıldığını, düzenlenen kasko sigorta poliçesinde özel şart madde 4.7 sigorta teminatına ilişkin özel belirlemeler olarak sigortalı aracın sigorta süresinde hiçbir şekilde rent a car amaçla kullanılamayacağının kararlaştırıldığını, rent a car amaçlı kullanım esnasında meydana gelen tüm hasarların teminat harici olduğunu, sigortalı … Ltd. Şti.’nin ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle bu hususun aydınlatılmasını talep ettiklerini, araçta pert total seviyede hasar meydana geldiğini, aracın rayiç değerinin ne şekilde belirleneceğinin kasko sigortası özel şartlarında açıklandığını, ekte sundukları fiyat tekliflerinden anlaşılacağı üzere bu araçların internet ortamında maksimum 34.000-TL-35.000-TL fiyatla satıldığını, bu fiyatlar pazarlıkla düştüğünden ve davaya konu aracın rent a car olarak kullanıldığı da göz önüne alındığında aracın rayiç değerinin bilirkişi incelemesi sonucu belirlenmesini talep ettiklerini, öte yandan aracın hasarlı haldeki hali için 16.700,00-TL teklif alındığını, bu teklifin ekte sunulduğunu, bu durumda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenemeyeceğini, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden faiz sorumluluğunun da olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İZMİR BAM 11 HD KALDIRMA KARARI:
Mahkemece daha önceden, “davanın kabulü”ne dair verilen kararın İzmir Bam 11 HD’nin 17/01/2020 tarih, 2017/1759 E. – 2020/65 K. sayılı ilamı ile; “…6102 sayılı TTK’nın 1456/1.maddesinde; ‘sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse sınırlı ayni hak sahibinin hakkı, sigorta tazminatı üzerinde de devam eder’ hükmüne yer verilmiştir. TTK’nıin 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270. maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, poliçede dain mürtehin görünen … Bankasına yazılan yazıya sigorta tazminatının dava sonucunda bankaya ödenmesi kaydıyla açılan davaya muvafakat edildiğine dair cevap verilmiştir. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere şartlı muvafakat mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece dain mürtehin bankaya davacının bankaya olan borcunun ödenip ödenmediği sorularak gerekirse banka kayıtları üzerinde araştırma yapılarak borcun kapatılmış olması halinde bankanın muvafakatinin aranmasına gerek bulunmadığı da gözetilerek ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken dain mürtehin bankanın şartlı muvafakati geçerli kabul edilerek aktif dava ehliyeti yeterince araştırılmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2018 tarih 2017/11-91 E, 2018/924 K sayılı kararı) Bu durumda aktif dava ehliyetine ilişkin esaslı deliller toplanmadan karar verildiğinden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir….” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen kararda, “… … Bankasından gelen cevabi yazıda, borçlu hakkında İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün 2017/25265 sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığı, rehinli aracın satıldığı satış bedelinin tahsil edilmesinden sonra bakiye alacağın tahsili amacıyla bu dosyadan rehin açığı belgesi alındığı ve İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğünün 2019/23973 sayılı dosyası ile takibe devam olunup bu dosya borcunun 19/06/2020 tarihinde kapandığının bildirildiği, buna göre iddia, savunma, … Bankasından gelen yazı cevabı ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı aracında oluşan hasar bedelinin 17.000,00 TL olduğu, davacının bu miktarı davalıdan isteyebileceği, temerrüdün ekpertiz raporunun hazırlanma tarihine göre 21.12.2015 olduğu, tarafların ticari şirket olup, sözleşme ilişkisinin bulunduğu gözetilerek talep edilebilecek faizin de avans faizi olması gerektiği sonucuna varılmakla; Davanın talep arttırım dilekçesi de dikkate alınarak 17.000,00-TL üzerinden KABULÜNE, alacağa 21.12.2015 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “…Davacının dava dilekçesinde, hasar bedelinin belirsiz alacak davası yoluyla tahsilini talep ettiğini, oysa kaza tarihi itibariyle aracın rayiç değerinin ve hurda değerinin belli olduğunu ve davacı tarafça da belirlenebilecek durumda olduğunu, kasko sigorta poliçesinin kusur olgusundan bağımsız hasar ödemesi yapan mal sigortası türlerinden olduğunu, eğer davacı, başvuruyu yaptığı tarihte alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumda ise, belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar olmadığını, hukuki yararın bir dava şartı olduğunu, hakim/hakemin dava şartlarının yargılamada mevcut olup olmadığını re’sen yargılamanın her aşamasında araştırabileceğini, açıklanan gerekçelerle davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan kabulüne karar verilmiş olmasının yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, rapor içeriğinin, özellikle davaya konu aracın rent a car olarak kiraya verilip verilmediğinin tespiti yönünden yetersiz incelemeye dayalı olduğunu, raporda davacı defterlerinin incelendiğinin beyan edildiğini ve tek bir cümle ile davaya konu aracın rent a car işinde kullanılmadığının davacı tarafın defter incelemesinde görüldüğünün belirtildiğini, rapor içeriğine itiraz ettiklerini, yine rapor içeriğinde hasar hesaplaması da yapılmadığını, raporun bu yönüyle de eksik olduğunu, dosyaya sundukları fiyat tekliflerinden anlaşılacağı üzere bu araçların internet ortamında maksimum 34.000-TL – 35.000-TL fiyatla satıldığını, bu fiyatlar pazarlıkla düştüğünden ve davaya konu aracın rent a car olarak kullanıldığı da göz önüne alındığında aracın rayiç değerinin bilirkişi incelemesi sonucu belirlenmesi gerektiğini, öte yandan aracın hasarlı haldeki hali için 16.700,00-TL teklif alındığını, bu teklifin de dosyaya sunulduğunu, kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle kasko sigorta şirketinden maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf kaldırma kararı sonrasında, poliçede dain-i mürtehin olarak görünen … Bankasına müzekkere yazıldığı, verilen ilk cevapta icra takibine girişmeleri neticesinde aracın 19.750-TL’ye satıldığını, ancak alacakları karşılanmayıp rehin açığı belgesi aldıklarını ve takibe devam ettiklerinin beyan edildiği, ancak davacı tarafın bu yazıya itirazı üzerine yeniden yazılan müzekkereye bankaca verilen 12.10.2020 tarihli cevabi yazıda ise, alacaklarının 19.06.2020 tarihinde tahsil edildiğinin, satış sonucu rehin şerhinin kaldırıldığının ve önceki yazıda sehven rehin kaydının devam ettiğinin bildirilmiş olduğunun belirtildiği görülmüş olup, aktif husumet yönünden dosya kapsamında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yine, davanın dava dilekçesinde açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığı görülmekle, hasar miktarı, onarımın mümkün olup olmadığı, pert-total durumlarının yargılama sonucu belirgin hale gelecek olmasına göre, davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının da kabulü mümkün görülmemiştir.
Zarar miktarına yönelik istinaf itirazlarının da; hükme esas alınan rapordaki ve eksper raporundaki tutarlara, davalı vekilinin cevap dilekçesindeki bizzat kendi kabulünde olan rayiç değer ve sovtaj bedellerine göre mahkemece hükmedilen tutarla bir oransızlık bulunmamasına göre kabulü mümkün görülmemiş, yine davalı tarafça davacı şirkete ait aracın rent a car araç olarak kullanıldığı iddiasına dair dosya kapsamında hiçbir somut delil sunulmadığı gibi, davacı tarafın defterleri de incelenmesine rağmen bu yönde hiçbir kayıt bulunmamasına göre reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/72 Esas – 2020/335 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.161,27-TL istinaf karar harcından peşin alınan 291,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 870,27-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/06/2023