Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1256 E. 2021/1078 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1256
KARAR NO : 2021/1078
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2021
NUMARASI : 2019/593 Esas
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/07/2021 tarihli, 2019/593 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Ayrancılar şubesi ile davalı borçlular arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine hesapların kat edilerek kredi borcunun ödenmesi hususunda davalı borçlulara Torbalı 4.Noterliğinden kaşeli 04/01/2019 tarihli, 00144 sayılı ihtarname ve ekinde hesap özetleri ile ihtar tebliğ edildiğini ancak belirtilen sürede müvekkili bankanın alacağının ödenmediğini belirterek davalıların haksız ve kötü niyetle yapmış oldukları itirazların iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28/04/2021 tarihli dilekçesi ile de bilirkişi raporu içeriğine göre 2.301.594,45 TL ve -3.583.689,98 TL olmak üzere toplamda 5.885.284,43 TL.lik alacağı için ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamı ve takip dosyası içeriğine göre her ne kadar davacı vekili, bilirkişi raporu ve ek raporuna göre alacaklarının varlığının yaklaşık olarak ispat edildiği, davalı borçluların alacaklılardan mal kaçırma ihtimaline binaen davalı borçluların mal varlığına ihtiyati haciz konulması talebinde bulunmuş ise de, dosyaya temin edilen bilirkişi raporu ve ek raporunun davalı tarafça itiraz edildiği, henüz iş bu itirazların değerlendirilmediği gibi, davalıların alacaklıdan mal kaçırdığına dair soyut iddia dışında belge sunulmadığı, iş bu kapsamda ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir şartların oluşmadığından talebin reddi…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamına göre davanın sübut bulduğunu, davalıların itirazlarının davayı uzatmaya yönelik olduğunu, kök raporda da asıl borçlu davalı ve müteselsil kefil davalıların borçtan sorumlu olduklarını yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu ileri sürerek ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmişti.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; kredi sözleşmesi alacağına istinaden İİK 67. maddesi hükümlerine göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Talep; ihtiyati haczin reddine dair verilen kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir.(TC Anayasası m.36, HMK m.33) ihtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
İİK 257 – 268 maddelerindeki düzenlemeye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın para alacağı olması, rehinle teminat altına alınmamış olması, muaccel olması ve muaccel olmakla birlikte karşı tarafın mal kaçırma durumunun olması, alacağın varlığına dair yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması gerekir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre ihtiyati haciz kararı verilmesinde mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmadığı, yaklaşık ispat ölçülerinde ispatın yeterli olacağı belirtilmiştir (26/02/2014 tarihli, 2013/16354 esas 2014/3605 karar sayılı emsal içtihadı).
Dosya kapsamından davacı ile davalı … arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davalı borçlularında müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, davacı bankanın 2.301.594,45 TL ve 3.583.689,98 TL miktarın tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, takibin davalıların itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptali davası açtığı ve takip konusu alacak yönünden davalıların menkul, gayrimenkul mal ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece 16/07/2021 tarihli karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin koşullarının gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, İİK’nın 258.maddesi kapsamında alacaklının alacağının varlığına yönelik olarak dosya kapsamında sunmuş olduğu belgeler ve davalıların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu davacı bankanın alacaklı olduğu anlaşılmakla eldeki talepte yaklaşık ispat koşulları oluştuğundan mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu itibarla, davacı tarafın istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.
Bu durumda, anılan yasal düzenleme doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/07/2021 tarihli, 2019/593 Esas sayılı ara karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati haciz isteyen davacının yatırmış olduğu 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
3-İhtiyati haciz isteyen davacının yatırdığı 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının mahkemece yargılama giderlerinde dikkate alınmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-İhtiyati haciz talebinin KABULÜ ile 5.885.284,43 TL alacağı karşılayacak şekilde borçlu davalıların menkul, gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacaklarına yeter miktarının İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca İHTİYATEN HACZİNE,
2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca alacaklıdan takdiren karşı tarafın ve üçüncü şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak alacak miktarının % 10’u olan 588.528,44 TL tutarında nakit veya bir banka (kesin) teminat mektubunun ilk derece mahkemesi veznesine yatırılmak veya sunulmak suretiyle ihtiyati haciz talep edene(vekiline) kararın tebliğine,(tevdiine)
3-Teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
4-İhtiyat haciz isteyen kendisini vekil ile temsil ettiğirdiğinden 910,00 TL ücreti vekaletin karşı taraftan (borçlulardan) alınarak talep edene verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.01/11/2021