Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1248 E. 2021/1216 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/1248
KARAR NO : 2021/1216

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2021 tarihli ara karar
NUMARASI : 2021/253 Esas (derdest dosya)
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP : İhtiyati Tedbir İstemi
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/253 Esas sayılı 14/07/2021 tarihli ara kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin %3,75 pay oranı ile hissedarı olduğu, davalı şirketin, 27/01/2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, müvekkilinin muhalefetine karşı, oy çokluğu ile gündemin 5. Maddesine göre davalı şirket müdürlerinin ibrasına karar verildiğini, oylamada hissedar küçük … kayyım’ın kullandığı oy’un, dürüstlük kuruluna ve kanuna aykırı olduğunu, yine toplantının 6. gündem maddesi ile geçmiş yıl kârlarının dağıtılmaması kararının, dürüstlük kuralına aykırı olarak alındığını ve TTK 626. maddesine aykırı olarak, şirket sözleşmesinde hüküm olmamasına rağmen, gündemin 7/b maddesine göre şirket müdürlerine rekabet yasağı uygulanmamasına dair karar verildiğinden bahisle, 27/01/2021 tarihli genel kurul toplantısının 5, 6 ve 7. maddeleri ile alınan kararların iptali ile 7. maddesinin TTK’ nın 449. maddesi gereğince tedbiren yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 27/01/2021 tarihinde şirket merkezinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, davacı yan avukatlarının hazır olduğunu, toplantının hukuka ve usulüne uygun yapılıp, davacı annesi ile çıkar çatışması olan kücük … kayyımı …’ın, küçüğün menfaatlerini koruyucu tarzda hareket ile oy kullandığını, şirket müdürleri kuruluna örtülü kâr dağılımı oluşturabilecek nitelikte maaş ve yan ödeme yapılmadığını, rekabet yasağı kaldırılan müdürlerin şirketin zararına olacak herhangi bir faaliyet içeriğinde olmadığını beyan ile davanın ve tedbir talebinin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece 14/07/2021 tarihli ara kararı ile, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ve davalı vekillerinin beyanları incelendiğinde, önceki delillerde de herhangi bir değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin, mahkemenin 28/05/2021 tarihli ara kararı ile verilen davalı şirketin 27/01/2021 tarihli genel kurul toplantısının 7. gündem maddesi ile alınan şirket müdürlerine rekabet yasağı uygulanmamasına dair kararın uygulanmasının tedbiren durdurulmasına dair yaptığı itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; rekabet yasağına ilişkin hükmün ikinci fıkrada düzenlendiğini, rekabet yasağının kapsamının şirketin fiili olarak faaliyet gösterdiği işletme alanları ile sınırlı olduğunu, bu görüşe göre rekabet yasağının dar bir şekilde yorumlanması ve şirketin fiili işletme alanları ile sınırlandırılması gerektiğini, kural olarak rekabet yasağının bütün müdürlere uygulanacağını, ancak yeni düzenlemenin kişiye özel olarak bir sınırlamaya veya muafiyete izin verdiğini, TTK m. 613/4 hükmü uyarınca geri kalan ortakların yazılı onay vermesi halinde ortakların rekabet yasağına aykırı faaliyette bulunmalarının mümkün olduğunu, hükmün son cümlesi uyarınca şirket sözleşmesiyle yazılı onay yerine genel kurulun alacağı bir kararla da ortağın rekabet yasağına aykırı davranışına onay verilebileceğini, yine TTK” nın 621. maddesinde genel kurul kararlarının, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabileceğinin belirtildiği, somut olayda da şirketin genel kurul toplantısında salt çoğunluk sağlanarak TTK hükümlerine uygun olarak “ şirket müdürleri hakkında rekabet yasağı uygulanmaması kararı ” alındığını, zaten böyle bir karar alınmış olsa dahi şirket müdürlerinin aynı zamanda şirketin ortağı olduklarından ve şirket kurulduğu yıldan bu yana şirketin menfaatine aykırı davranışlarda bulunmadıklarından usule ve esasa herhangi bir aykırılık söz konusu olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istinaf konusu etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep; mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbir konusunun davada iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine dair ara karara karşı aleyhine ihtiyati tedbir verilen davalı vekilince istinaf isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle; yerel mahkeme gerekçesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön bulunmamasına, davalı şirketin anasözleşmesinde müdürlerin rekabet yasağına tabi olmadıklarına dair bir düzenleme bulunmamasına, ayrıca TTK 626/2 maddesi uyarınca tüm ortakların yazılı izninin gerekmesine göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat olgusunun da gerçekleştiği nazara alındığında, davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/253 esas sayılı 14/07/2021 tarihli ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı yeterli olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2021