Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1241 E. 2021/1141 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1241
KARAR NO : 2021/1141
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2021
NUMARASI : 2020/677 Esas ve 2021/471 Karar
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/05/2021 tarihli, 2020/677 esas ve 2021/471 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; bakanlıkları tarafından açılan İzmir 8 ASHM’nin 2020/266 esas sayılı rücuen tazminat davasının davalılarından birinin … Şirketi olduğunu, söz konusu mahkemede şirketin tasfiyeye girdiğini, 23/08/2019 tarihinde tasfiyenin tamamlandığının anlaşılması üzerine şirketin ihyası yönünden dava açılması için kendilerine bir aylık kesin süre verildiğini belirterek şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … sicil kayıtlarının tetkikinde; … Şirketi’nin 27/05/1998 tarihinde kurularak sicile tescili edildiğini, 10/07/2018 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’in seçildiğini, 06/08/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının ticaret sicil memurluğunca silinmesine karar verildiğini, 23/08/2018 tarihinde kapanışının sicile tescilinin yapılarak ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, müdürlüklerinin tasfiyenin kanuna uygun gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden sorumluluğunun bulunmadığını tasfiyenin usulüne uygun tamamlanmamış olmasından tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, müdürlüklerinin yasal hasım konumunda olduğunu ileri sürerek aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…1-Davalı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile davanın reddine, 2-Davalı … ve … aleyhine açılan davanın kabulüne, …nün Merkez 103182 sicilinde kayıtlı … Ltd. Şti. ‘nin İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/266 Esas sayılı davası ve bu davanın konusu ile sınırlı olmak üzere ihyasına, Ek tasfiye memuru olarak son tasfiye memuru …’in atanmasına, Kendisine ücret takdir edilmemesine,…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen karar neticesinde lehlerine ücreti vekalete hükmedilmediğini ileri sürerek mahkeme kararının bu yönü ile istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticaret sicilden terkin edilen şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davacı vekilinin istinafı, hükümde davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğuna yöneliktir.
Somut olayda mahkemece; tasfiye sürecinde tasfiye memurunca gerekli ilanların yapıldığı davacı tarafından ilan süresi içerisinde başvurulmadığı, tasfiye memurunun bu davanın konusundan haberdar olduğunun ispatlanamadığı dikkate alınarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, davalı … müdürlüğünün davada yasal hasım konumunda bulunduğu, davalı tasfiye memurunun ise tasfiyeden aşamasında davacının alacağından bilgisi olduğunun sabit olmadığı, terkin tarihinin 23/08/2019 tarihi olduğu, davacının alacak davasının ise bu tarihten sonra 21/08/2020 tarihinde İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/266 esas sayılı dosyasında açıldığı, dolayısıyla davalı tasfiye memurunun kusurlu olduğunun da kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/05/2021 tarihli 2010/677 esas ve 2021/471 karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021