Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/122 E. 2023/1266 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/122
KARAR NO : 2023/1266

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2015 (Dava) – 20/10/2020 (Karar)
NUMARASI : 2015/1108 Esas – 2020/630 Karar
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/11/2015
KARAR TARİHİ : 20/10/2020

İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
BİRLEŞEN 2017/1036 E. SAYILI DOSYASI

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
BAM KARAR TARİHİ : 13/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2020 tarih ve 2015/1108 Esas – 2020/630 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Asıl dava yönünden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın 20/09/2015 tarihinde yolculuk yaptığı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca sürücüsü … araç maliki diğer davalı … olan … plakalı aracın çarpması sonucunda yaralandığını, hastaneye kaldırıldığını, meydana gelen kazada davalının sevk ve idaresindeki aracın asli ve tam kusurlu olduğunu buna karşı müvekkilinin içerisinde bulundğuu araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı …Ş firmasının kazaya sebebiyet veren aracın ZMMS olup poliçe limiti dahilinde maddi zararlardan dolayı sorumlu olduğunu ileri sürerek, davacı müvekkil … için şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat bedelini olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigortadan poliçe limiti ile sorumlu tutulması koşuluyla davalılardan müteselsilen tahsiline, Davacı …’ın yaşadığı manevi zararlara karşılık gelmek üzere 75.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … ‘dan tahsiline, diğer müvekkil davacılar … için 12.500,00 TL ve … için 12.500,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminat bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … ‘dan müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dilekçe ekinde hiçbir olaya ilişkin belge olmadığını, dava öncesinde davacının müvekkil şirkete başvurusu bulunmadığını, bu nedenle şirketin temmerrüde düşmediği gibi dava açılmasına sebebiyet verdiğini, kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde başlangıç ve bitiş tarihli ZMMS sigortası ile sigortalandığını, müvekkil sigorta şirketinin sorumluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalılar … ve … vekilleri cevap dilekçesinde özetle; Davacılara maddi tazminat talebini HMK 119 gereğince ve 194 gereğince davasını somutlaştırması için süre verilmesini aksi halde davanın usulden reddini, tedavi giderleri yönünden davanın SGK ihbar edilmesini, keşfin icrası ve delil listesindeki delillerin celbini kusur durumunun tespitini, ATK ‘dan rapor alınmasını, ATK raporu sonrasında … çalışmayan 19 yaşında bir kişi olduğundan geçi iş göremezlik tazminatının talebinin reddini, aktüer bilirkişiden rapor alınmasına, davacıların fahiş manevi tazminat taleplerinin reddine davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … firmasına husumet yöneltmek suretiyle İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1108 E. Sayılı dava dosyasıyla trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat konulu dava açtığını, fakat ilgili davada maddi tazminat kalemleri arasında değer kaybına yer verilmediğini, yapılan yargılama neticesinde söz konusu dava dosyasında bilirkişi aşamasına yeni gelinmiş olup, eldeki davanın hukuki ve fiili irtibat bulunan İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1108 E. Sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…ASIL DAVA YÖNÜNDEN : 1-Maddi tazminata ilişkin davanın konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 13.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 20/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine, 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 20/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine, 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 20/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
BİRLEŞEN İZMİR 5. ATM ‘NİN 2017/1036 ESAS SAYILI DAVASI AÇISINDAN; Davanın kabulü ile 500,00 TL değer kaybı tazminatının dava tarihi olan 01/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş ‘den alınarak davacı … ‘a verilmesine, Sair hususların gerekçeli kararda ele alınmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemenin yargılama giderleri konusunda hatalı bir karar verdiğini, asıl davada müvekkili … adına maddi tazminat yönünden davalı … firmasıyla sulh olunmasına rağmen, birleşen değer kaybı davası yönünden müvekkili … adına davalı firma ile sulh olunmadığını, bu duruma rağmen yerel mahkeme kararında davalı … firmasıyla sulh yapıldığından bahisle birleşen davada yapılan yargılama giderlerine hükmedilmediğini, yargılama sırasında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da hukuka aykırı bir şekilde oldukça düşük bir miktar üzerinden karara bağlandığını, davalı tarafın kusuruyla meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkili …’ın oldukça genç bir yaşta dalağını yitirdiğini, bunun neticesinde müvekkili davacının vücudunda kalıcı hasar olduğunu ve malul kaldığını, bu durumun bilirkişi raporlarıyla da sabit olduğunu, bundan sonraki hayatını malul olarak devam ettireceğini, bu durumdan anne ve babasının duyacağı acı ve elemin tarifi bulunmadığını, ülkede yaşanan yüksek enflasyon, paranın satın alma gücünün düşmesi, müvekkilinde meydana gelen kalıcı sağlık sorunları, davalının zararlandırıcı işlemin meydana gelmesinden dolayı davacı müvekkilleri lehine takdir edilen manevi tazminat miktarlarının oldukça düşük ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece karara bağlanan manevi tazminat davalarının niteliği nazara alındığında bu davaların her bir davacı yönünden müstakil ve ayrı olarak açıldığını ve bu nedenle her bir davacı için yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; takdir edilen manevi tazminat kusur durumuna ve illiyet bağına aykırı olduğunu, kazanın, 20.09.2015 günü gece saat 03.45 sıralarında davacı … sevk ve idaresinde olduğu iddia edilen … plakalı araç ile müvekkil … sevk ve iradesindeki … plakalı aracın kavşakta çarpışması neticesinde meydana geldiğini, davacı …’in kasasında bulunduğu … plakalı … model kasalı … marka araç yeşile yetişmek amacıyla süratle … sokaktan, bu sokağa dik şekilde uzanan … Caddesini geçerek … sokağa ulaşmaya çalışırken kendisine yeşil yanan ve hareket eden müvekkilinin kullandığı … plakalı aracın sol ön kısmına çarparak dengesini kaybettiğini ve yaklaşık 20 metre ötede devrildiğini, bu devrilme esnasında davacı …’in, kasadan savrularak asfalta düştüğünü, kaza anında davacı …’ın … model …’in açık kasasında yolculuk ettiğini, davacı …’ın, kaza anında yanında … ve …’ın olduğunu, kasada ise … ve …’ın bulunduğunu ikrar ettiğini, ifadesinde kasada bulunan … ve …’in yaralandığını beyan ettiğini, araç içerisinde seyahat eden … ve …’in kazada herhangi bir yara almadığını, 20.09.2015 tarihli … Polis Merkezi Amirliği’nin 2885 sayılı fezlekesinde de … ve …’ın kamyonetin kasasında bulunduğunun belirtildiğini, KTK’nın 65. maddesinin 2. fıkrası yürürlükten kaldırıldığı için şu an kasada insan taşınmasının mümkün olmadığını, kazaya davacının kasasında bulunduğu …’in Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 130. maddesinde yer alan şartları taşımadığını, kazada sadece kasada bulunan davacı …’in yaralandığını, yaralanmasına sebebiyet olan olayın ise adı geçen kişilerin kasada taşınması olduğunu, davacı …’in kasada seyahat etmemesi halinde kazadan yara almadan kurtulacağını, burada illiyet bağının müvekkilleri yönünden kesildiğini, haksız fiil sorumluluğundan söz edebilmek için ortaya çıkan zararın haksız fiili meydana getiren fiil neticesinde olması gerektiğini, davranış ile zarar arasında sebep – sonuç ilişkisi bulunması gerektiğini, bazı durumlarda davranış ile zarar arasındaki uygun illiyet bağının kesilmesinin mümkün olduğunu, bu durumlarda davranış gerçekleştiren kişiyi haksız fiilden sorumlu tutmanın mümkün olmadığını, zarar görenin kusurunun bulunduğu hallerde illiyet bağının kesilmiş kabul edildiğini, olayda davacı …’ın KTK m.65 ve Karayolları Trafik Yönetmeliği m.130’a aykırı şekilde kazaya karışan … plakalı … marka aracın açık kasasında seyahat ettiğinden zarar gören …’ın yaralama eyleminde tam kusurlu olduğunu, …’in, kasada değil de araç içerisinde seyahat etmiş olsaydı yaralanmayacağı için dava konusu haksız fiilde müvekkili yönünden illiyet bağı kesildiğini, bu sebeple müvekkili sürücü … ve araç maliki diğer müvekkil … yönünden davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu kazanın meydana gelmesinde müterafik kusurlu olduğunu, reddedilen manevi tazminat yönünden karşı vekalet ücreti takdir edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece davacı yararına vekalet ücretine hükmedilirken Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyulduğunu, davalı yararına hükmedilirken AAÜT Mahkemeye erişim hakkına tezat olduğu gerekçesiyle riayet edilmediğini, hukuki boşluğun olmadığı durumlarda hakimin hukuk yaratmasının söz konusu olamayacağını, manevi tazminatta, reddedilen kısım yönünden davacı vekili lehine belirtilen ücreti geçmeyecek şekilde karşı vekalet ücreti takdir edilmemesinin talepte ölçüsüzlüğe neden olacağını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava; trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili, birleşen dava ise; araçtaki hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacılar ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Birleşen dava dosyası yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
6100 sayılı HMK.’nun 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK.’nun Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK.’nun 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 5.390,00 TL olmuştur.
Dava değerinin 500,00 TL olduğu, davada bilirkişi raporu alındığı ve alacağın belirli hale geldiği anlaşıldığından anılan miktar kesinlik sınırı altında olup bu husus hükmün fer2isi niteliğindeki yargılama giderini de kapsayacağından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava dosyası yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
a-) 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu edilen kazada, davacıdaki yaralanma sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen giderilmesinin gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş biçimi, kazanın meydana geldiği olay tarihindeki paranın alım gücü, davalı yanın içine düşebileceği mali güçlükler ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak davacılar için takdir edilen manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz az olarak belirlendiği görülmüş, davacıların istinaf itirazları bu sebeple yerinde görülmüş, davalı istinaf itirazları ise haklı bulunmamıştır.
b-) Mahkemece reddolunan manevi tazminat yönünden davalılara vekalet ücreti tahsis edilmemesi hatalı olmuş, davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları ise bu yönden haklı bulunmuştur.
Sonuç olarak dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Birleşen dava yönünden; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince miktar itibariyle kesinlik nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Taraf vekillerinin ilk derece mahkemesi kararına asıl dava yönünden istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1108 Esas – 2020/630 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Maddi tazminata ilişkin davanın konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 20/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine
5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 20/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine,
5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 20/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’a verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 3.415,50‬-TL harçtan peşin olarak alınan 358,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.056,87-TL harcın davalılar … ve …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … yararına kabul edilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 6.400,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınıp iş bu davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … yararına kabul edilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınıp iş bu davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … yararına kabul edilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınıp iş bu davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca rededilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 6.400,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca rededilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca rededilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
BİRLEŞEN İZMİR 5. ATM ‘NİN 2017/1036 ESAS SAYILI DAVASI AÇISINDAN;
Davanın kabulü ile 500,00 TL değer kaybı tazminatının dava tarihi olan 01/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş ‘den alınarak davacı … ‘a verilmesine,
1- Harçlar Yasası gereğince alınması gereken ‭54,40-TL harçtan peşin olarak alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00-TL harcın davalı …Ş.’ den alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tazminat yönünden takdir edilen 500,00-TL vekalet ücretinin davalı …Ş.’ den alınarak davacıya verilmesine,
3-Ana dava ve birleşen davada yargılama gideri olarak davacı tarafından yapılan 1.300,00-TL bilirkişi ücreti, 341,10 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.641,10-TL Davalı … A.Ş. tarafından davacılara ödendiğinde bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine,
b-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
d-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/09/2023