Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1187 E. 2021/1009 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1187
KARAR NO : 2021/1009
KARAR TARİHİ: 21/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2021 tarihli ara karar
NUMARASI : 2021/164 Esas
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/10/2021
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2021 tarihli ve 2021/164 esas sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkin cevaplarında özetle; HMK’nın 389. madde şartlarının oluştuğunu, takibe devam olunması ve taşınmazların satışının yapılması durumunda müvekkilinin telafisi imkansız zararının doğacağını ve açılacak dava sonucu elde edilecek hakka kavuşmasının mümkün olmayacağını, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin takip ve taşınmaz satışının durdurulması yönünde verdiği tedbir kararı üzerine teminatın nakit olarak yatırıldığını, karar uygulanarak yerine getirildiğini ve mahkeme nezdinde menfi tespit davasının açıldığını, mahkememizce 25/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının dava sonuçlanıncaya kadar devamına karar verildiğini, her iki kararın dayanağının müvekkili ile oğlu …’in şikayeti üzerine davalı … ile oğlu … ve çalışanları … ve … hakkında açılan soruşturma sonucunda bu kişiler hakkında İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2020/323 Esas sayılı dava dosyasında tefecilik ve yağma fiilleri sebebiyle açılan kamu davası ve icra dosyası ile diğer deliller olduğunu, olayda ihtiyati tedbirin şartlarının oluştuğunu, itirazların haksız olduğunu belirterek itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı borçlu vekili 09/04/2021 tarihli dilekçesinde özetle; davacının İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/12247 sayılı dosyası ile müvekkiline borçlu olduğunu, takibin 10/10/2018 tarihinde başlatıldığını ve itiraza uğramaksızın kesinleştiğini, takipte haciz ve satış sürecine gelindiğini, satış ilanının hazırlandığını ve satış gününün verildiğini, bu aşamada davacı tarafça ihtiyati tedbir isteğinde bulunulduğunu, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/4 D.İş sayılı dosyasında tedbir kararı verildiğini, İİK’nın 72. maddesine göre borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini ancak borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine girecek paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini, davanın İİK’nın 170/b maddesinin yollamasıyla İİK’nın 72. maddesine tabi olduğunu, ancak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ile bu maddenin açıkça ihlal edilerek satış aşamasına gelen icra takibinin sadece % 20 teminatla durdurulduğunu, gerekçede ceza davasının ilk duruşmasında alınan ifadeler ile HMK’nın 390. maddesinin gösterildiğini, İİK’nın 72/3 maddesine uygun şekilde tedbir kararı verilebileceğini, diğer yandan ceza davasında senetle ilgili bir sahtecilik veya imza inkarı iddiasının bulunmadığını, ihtiyati tedbirin devamı yönündeki 25/03/2021 tarihli ara kararında davanın İİK’nın 72. maddesine dayalı olduğu belirtildikten sonra HMK’nın 390. maddesine göre yaklaşık ispatın varlığının ifade edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, HTS kayıtlarının dahi tek başına delil olarak davacının iddialarının kurmaca ve yalan olduğunu ortaya koyduğunu, zira ölümle tehdit ve zor kullanarak davacının elinden senet alınması iddiası ile ceza dosyasında aldırılan HTS kayıtlarınrın birbiriyle uyuşmadığını belirterek İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarihli 2021/4 D.İş Esas ve Karar sayılı ihtiyati tedbir kararının devamına ilişkin mahkememizin 25/03/2021 tarihli 2021/164 esas sayılı ara kararının kaldırılmasına, davacının ihtiyati tedbir isteğinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece “…Davacı vekilinin isteğinin kabulü ile; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/4 D.İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının dava sonuçlanıncaya kadar devamına,…” şeklinde karar verildiği görülmüştür. İtiraz üzerine mahkemenin 18/06/2021 tarihli kararı ile “…ihtiyati tedbire itirazın reddine…” karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Karşı taraf – davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ceza dosyasından alınan geçmişe yönelik arama ve sinyal kayıtlarının davacının iddialarının kurmaca olduğunu kanıtladığını, dava konusu icra takibinin satış aşamasında durdurulmasının açık bir hak ihlali olduğunu ileri sürerek mahkemenin itirazın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmişti.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Talep; verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkindir.
Somut olayda; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/4 D.İş sayılı dosyasında mahkeme tarafından “tedbir isteğinin takip çıkışının % 20’si (175.197,53 TL) oranında teminat ile kabulü ile İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/12247 sayılı dosyasında yapılan takibin bulunduğu hal üzerine durdurularak taşınmaz satışının durdurulmasına” ilişkin 12/01/2021 tarihli kararın verildiği, bu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna gidildiği, henüz istinaf incelemesinin sonuçlanmadığı, bu aşamada davacı tarafça mahkemede davaya ve ihtiyati tedbir isteğine konu senetle ve icra takibiyle ilişkili olarak 08/03/2021 tarihinde menfi tespit davasının açıldığı, dava dilekçesi ile birlikte İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarihli 2021/4 D.İş Esas ve Karar sayılı kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesinin istendiği, davacı vekilinin isteğinin mahkemece değerlendirildiği ve 25/03/2020 tarihli karar ile birlikte “davacı vekilinin isteğinin kabulüne İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/4 D.iş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının dava sonuçlanıncaya kadar devamına” karar verildiği görülmüştür.
İtiraz üzerine ise duruşmalı inceleme yapıldığı ve ilk derece mahkemesinin 18/06/2021 tarihli kararı ile “…ihtiyati tedbire itirazın reddine…” karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça, davacı aleyhine İzmir 23.İcra Müdürlüğü 2018/12247 sayılı dosyasında, 800.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 800.000,00 TL asıl alacak, 75.987,67 TL birikmiş faiz, olmak üzere 875.987,67 TL takip çıkış talepli 10 Örnek icra takibine başlandığı, davacının … ili … ilçesi … Mahallesi … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 ve 1/12(Toplam 7/12) hissesinin haczedildiği, kıymet takdiri kesinleştiği ve satış aşamasına gelindiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu senedin davalı tarafça tefecilik ve yağma yolu ile alındığı ileri sürülerek senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmiştir. İleri sürülen iddia aynı zamanda ceza soruşturmasının da konusu olmuş ve İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/323 esas sayılı dava dosyasında kamu davası açılmış olup, dava halen derdest durumdadır.
İİK 72/3 maddesine göre; İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin koşulları İİK’nun 72’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında açıkça belirtilmiştir. Mahkemece, özel hüküm olması nedeniyle somut olayda uygulanması gereken İİK’nun m.72/3 hükmü gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, HMK’nun 389’uncu maddesine dayalı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (benzer nitelikte Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 17/09/2013 tarihli ve 2013/9564 esas – 2013/13997 karar sayılı ilamı).
Bu açıklamalara göre; mahkemece her ne kadar takibin ve satışın durdurulması doğru değil ise de; çoğun içinde azda vardır kuralı davacının talebinin İİK’ nın 72/3 maddesi uyarınca değerlendirilmesi neticesinde ihtiyati tedbir şartları oluştuğundan % 15 teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı vermek gerekmiştir.
Bu nedenlerle; yerel mahkemenin kararının davalı lehine kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce ihtiyati tedbir talebi hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)İhtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-)İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2021 tarihli 2021/164 esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, HMK’ nın 353. maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
3-a)Davacının İİKnun 72-(3) maddesine dayalı İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ İLE; takdir olunan alacağın (875.987,67 TL) %15’i nakit ya da teminat mektubu davacı/borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edildiğinde; İzmir 23. İcra Dairesi’nin 2018/12247 esas sayılı dosyasında İİKnun 72-(3) maddesi gereğince icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin dava sonuna kadar TEDBİREN DURDURULMASINA,
b-Takdir edilen teminat tutarı yatırıldığında mahkemesince tedbir kararının infazı için İzmir 23. İcra Dairesi’ne yazı yazılmasına,
4-)İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına;
5-)İstinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-)İhtiyati tedbir talebi dava içinde yapıldığından, AAÜT hükümleri uyarınca taraflar yararına avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-)Davalı tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
7-)Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-)Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 21/10/2021