Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1162 E. 2022/2077 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1162
KARAR NO : 2022/2077

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2019 (Dava) – 05/07/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/178 Esas – 2021/431 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma ve Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2021 tarihli 2019/178 Esas ve 2021/431 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 16/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin müşterek çocuğu olan …’nun hayatını kaybettiğini, ölümle sonuçlanan kazaya, … plakalı aracı kullanan davalı sürücü …’in asli kusurlu olarak sebep olduğunu, Foça Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/1540 Soruşturma sayılı dosyası ile yapılan soruşturma neticesinde davalı … hakkında Foça Asliye Ceza Mahkemesince taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, davalının kazada asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı … tarafından 28/12/2018 tarihinde müvekkilleri adına ayrı ayrı 22.443,28 TL, 32.034,63 TL olmak üzere toplam 54.477,91 TL ödeme yapıldığını, ödenen işbu miktarın yetersiz olduğunu, davalı …’in, kazaya karışan … plakalı aracın olay esnasındaki sürücüsü ve işleteni olduğunu, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nce de anılan aracı 31/05/2017 ile 31/05/2018 tarihleri arasında zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkillerinin çocukları olan …’nun kaza tarihinde asgari ücretle çalıştığını ve ailenin geçimine destek olarak sabit bir gelir elde ettiğini, müteveffanın aylık brüt 1.777,50 TL brüt ücret ile çalışmakta olup elde ettiği gelir ile ailesinin ihtiyaçlarını da karşıladığını ancak davacı müvekkillerinin müteveffa …’nun hayatını kaybetmesi nedeniyle evlatlarının desteğinden yoksun kaldıklarını bildirerek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilleri için ayrı ayrı 1.000,00′ er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL tutarındaki ölüm ve cismani zararlara ilişkin maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, Karşıyaka’nın davacıların ikameti ve kazanın olduğu yer olmadığından yetki itirazı ile yetkili Mahkemenin davalı ikameti Manisa olduğunu, Karşıyaka Mahkemeleri’nin yetkisiz olduğunu, haksız fiil için yetkili mahkemenin müvekkilinin ikameti olan Manisa Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesini, sonucun meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun olmadığını, sigorta şirketinin kabul edip ödeme yaptığı kusur varsayımına itiraz ettiğini, Foça Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/1437 Esas sayılı dosyasının kusur açısından değerlendirilmesi gerektiğini, yine davacıların kazançları, ailenin sosyal ekonomik durumu, göz önüne alınarak vefat edenin destek olmama olasılığının, davacıların destek olma olasılığının yüksek olduğunu, görev, yetki ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … şirketine usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “Davacı … için; 48.856,51 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 25/04/2019 tarihinden, davalı … için olay tarihi olan 16/07/2017 tarihinden, davacı … için; 95.468,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 25/04/2019 tarihinden, davalı … için olay tarihi olan 16/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacılar vekili ve davalı … Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan 17/05/2021 tarihli Bilirkişi Raporu’nun hükme elverişli olduğu kanaatiyle rapora atıf yapılarak davacıların oğlu müteveffa …’nun davaya konu kazada %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, bilirkişi raporunda davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle uğradığı zararın tazmini için yapılan hesaplamada tazminat miktarından müteveffanın kusuruna isabet eden %25’lik kısım indirilerek davacı … için 61.070,64 TL, davacı … için 119.335,76 TL destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplandığını ancak İlk Derece Mahkemesince Bilirkişi Raporunda belirlenen tutar üzerinden her bir davacının alacağında %20 oranında müterafik kusur indiriminin yapıldığını, kazanın meydana geliş şekli, müteveffanın ölüm sebebi değerlendirildiğinde müteveffanın kusurlu olarak nitelendirilen eylemlerinin ölüme sebebiyet vermediğini, bilirkişi Raporunda davacıların destekten yoksun kalma tazminatı alacakları hesaplanırken hesaplanan miktar üzerinden müteveffanın kusuruna denk gelen %25 oranında indirimin zaten yapıldığını, bu indirim üzerinden bir de Mahkeme tarafından kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunmamasına rağmen müterafik kusur indirimi yapılması hukuka aykırı olduğu gibi davacıların alacağını azami ölçüde azalttığından hakkaniyete de aykırı olduğunu, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararında destekten yoksun kalma tazminatı hesabında yapılan hatalı değerlendirme neticesinde verilen tazminat tutarının hakkaniyete aykırı ölçüde düşük olup hukuka aykırı kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini ve Islah dilekçesi doğrultusunda müterafik kusur indirimi yapılmaksızın davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sigorta sözleşmesi her iki taraf için de ticari iş niteliğinde olduğunu bu nedenle davalı … şirketinin ticari iş niteliğinde olmak üzere düzenlediği sigorta poliçesine dayalı borcuna ticari işlere özgü ticari temerrüt faizinin uygulanmasının gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince bu hususların göz ardı edilerek alacağa yasal faiz işletilmesinin isabetsiz olduğunu, manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak harç ödemeleri davacı tarafça süresi içerisinde yapıldığını bu nedenle davacı tarafça usulüne uygun şekilde ikame edilmiş manevi tazminat davasının bulunduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince davanın reddi yönündeki kararının gerekçesinde yazıldığı üzere manevi tazminat davasının açılması için gerekli harçların yatırılmamış olduğu düşünülecek olsa dahi ıslah ile açılan manevi tazminat davasının harçlandırılması için davacı tarafa süre tanınması gerekmekte iken tarafa herhangi bir şekilde süre tanınmayıp ihtarat yapılmadığını, bu nedenle kararın kaldırılmasına, davacılar lehine 70.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, bilirkişi raporları doğrultusunda davacı … lehine net 61.070,64 TL destekten yoksun Kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işlemiş olan ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı … lehine net 119.335,76 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işlemiş olan ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle, müteveffanın sürmüş olduğu … plakalı motosiklette yolcu konumunda olan …’ın ifadesinde ve otopsi raporunda kaza esnasında …’nun belirlenmiş limitlerin üzerinde alkollü olduğunu, mahkemece yapılan kask indiriminin yanında belirlenen sınırın üzerinde alkollü olunması sebebiyle yapılacak indirim gözetilmeden kurulan hükmün kabul edilemez nitelikte olduğunu, ayrıca müteveffanın kanında trafik limitleri üzerinde alkol tespit edilmesini ve bu hususun kazanın oluşumunda etken olması gerekçesiyle mahkemece hükmedilen tazminat yönünden müteveffanın mirasçıları olan anne ve babasına rücu edilecek olup alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi sebebiyle ilk derece mahkemesince kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, aleyhe hususları kabul etmemek üzere davalı şirket tarafından 28/12/2018 tarihinde müteveffanın babası … için 22.443,28 TL ve annesi … için 32.034,63 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmiş olup herhangi bir bakiye alacak söz konusu olmadığını, müteveffanın alt ve üst soy bilgisi içerir nüfus kayıt örneği istenerek destekleri hayatta iseler eşi ve çocuklarının talebi olsun olmasın yerleşik Yargıtay kararları gereği onların paylarının da hesaplamaya dahil edilmesinin gerektiğini, teminat limiti dahilinde bu durumun gözetilmeden hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen %75 kusur oranının fahiş ve hatalı olduğunu, bu oran üzerinden yapılan aleyhe hesaplamayla hükmolunan kararın kaldırılması gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini ayrıca müvekkil sigorta şirketi açısından karardaki hükmedilen faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminatın kazaya sebep olduğu iddia olunan işleten-sürücü ve zorunlu trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalılardan … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-Davacılar vekilinin müterafık kusur indirimi yapılmaması gerektiği yönündeki istinaf itirazları ile davalı vekilinin kask takılmaması yanında alkol indirimi yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece kask takılmaması nedeniyle müterafık kusur indirimi yapılmış ise de; dosya kapsamındaki İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin 15/08/2017 tarihli raporundan, davacıların destekleri …’nun ölüm nedeninin kafa travmasından kaynaklanmadığı, ölümün iç kanama kaynaklı olduğunun belirtildiği görülmüştür. Ancak; davacıların desteği kaza anında alkollü olduğundan, tazminattan tek seferde %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması yerinde olduğundan davacılar vekili ile davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin hükmedilen tazminata ticari faiz işletilmesi yönündeki istinaf itirazının incelenmesinde, sigortalı araç hususi, eylem haksız fiilden kaynaklandığından mahkemece yasa faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Bu yöne ilişen davacı vekilinin istinaf itirazının da esastan reddi gerekmiştir.
3-Davacı vekilinin manevi tazminat için harç yatırılması için süre verilmesi gerektiği yönündeki istinaf itirazlarının incelenmesinde; manevi tazminat davasının dava dilekçesi ile istenilmediği, dava dilekçesinde istenmeyen talebin, ıslah dilekçesi ile istenilmeyeceği anlaşıldığından (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1460 esas, 2022/5859 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.) mahkemece usulüne uygun açılmış bir manevi tazminat davası bulunmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu yöne ilişen davacılar vekilinin istinaf itirazının da esastan reddi gerekmiştir
4-Davalı … vekilinin, desteğin alkollü olması nedeniyle davacılara karşı rücu davası açacakları bu nedenle alacaklı ve borçlu sıfatlarının yönündeki istinaf itirazlarının incelenmesinde ise, davacılar iş bu davayı zarar gören üçüncü kişi sıfatıyla açtıklarından rücu davasına ise mirasçı sıfatıyla taraf olacaklarından bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
5-Davalı … vekilinin TRH 2010 ve 1,8 Teknik faiz kullanılarak hesap yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazının incelenmesinde ise; hükme esas alınan ve … tarafından hazırlanan aktüer raporu TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progerasif rant yöntemine göre hazırlanmış olup, AYM tarafından ZMMS genel şartları ve eki sayılan 1.8 teknik faiz iptal edildiğinden bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
6-Davalı vekilinin desteğin alt ve üst soyunun bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadığı yönündeki istinaf itirazının incelenmesinde ise; destek …’ya ait nüfus kaydının dosya kapsamında bulunup ve bekar olarak vefat ettiği anlaşıldığından, bu yöne ilişen istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
7-Davalı … vekilinin kusura yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; iş bu dosyada alınan kusur raporunda davacılar desteğinin %25, davalı sigortalısı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu, ceza dosyasında alınan kusur raporunda davalı sigortalısının asli, davacılar murisinin tali kusurlu olduğu belirtildiğinden iki rapor arasında çelişki bulunmadığından, bu husustaki istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir.
8-Davalı … vekilinin faizin dava tarihinden itibaren başlaması gerektiğine yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; davacılar tarafından davalıya dava öncesi 23/05/2018 tarihinde başvuruya istinaden davalı yanca davacılara 28/12/2018 tarihinde toplam 54.477,91 TL tazminat ödemesi yapılmış olup, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek gerekirken yazılı şekilde dava tarihinden faiz işletilmesi doğru değil ise de bu husus davacılar vekilince istinaf itirazı olarak ileri sürülmediğinden kaldırma nedeni yapılmamıştır. Davalı vekili kararı bu yönden istinaf ettiğinden aleyhe hüküm verme yasağı uyarınca bu husus kaldırma nedeni yapılmamış, davalı vekilinin istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
9-Davacı vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; müterafık kusur indirimi nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi hatalı olduğu gibi yargılama giderleri de yüklenemez. Yine manevi tazminat dava dilekçesi ile istenmediğinden reddedilen manevi tazminat için davalı lehine vekalet ücreti takdiri hatalı olmuştur. Bu yöne ilişen davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde olduğundan kararın (I) nolu hüküm fıkrasının 8. bendi ile (II) nolu hüküm fıkrasının 3. bendi hatalı olmuştur.
10-Kabule göre ise; davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olması nedeniyle kabul edilen maddi tazminat için her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken, tek vekalet ücreti hatalı olmuş ise de davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış anılan yöne eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Bu itibarla, davalı … vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiş, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının ise kısmen kabulü ile yukarıda (9) nolu bentte sayılan istinaf itirazları yerinde görüldüğünden, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca Dairemizce yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı … Şti. vekilinin istinaf itirazlarının HMK nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
B)Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2021 tarihli 2019/178 Esas ve 2021/431 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
I)1-Davacı … için; 48.856,51 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 25/04/2019 tarihinden, davalı … için olay tarihi olan 16/07/2017 tarihinden,davacı … için; 95.468,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 25/04/2019 tarihinden, davalı … için olay tarihi olan 16/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.858,84-TL karar harcının, 44,40 TL peşin, 1.087,51-TL’si ıslah harcı olarak alındığından mahsubu ile bakiye 8.726,93-TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan, 44,40-TL peşin harç ve 1.087,51-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.131,91-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacılar yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap edilen takdiren 22.648,77-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 6,40-TL vekalet harcı, tebligat, müzekkere ve bilirkişiler ücretleri olmak üzere toplam 2.482,00-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Reddedilen maddi tazminat müterafık kusur indiriminden kaynaklandığından davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
II-Usulüne uygun harçlandırılmış açılan manevi tazminat davası olmadığından, davacıların manevi tazminat davalarının ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra istem halinde yatıran taraflara iade edilmesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
C)İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
1-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacılara iadesine,
2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının olan 162,10 TL’nin hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf yargılaması sırasında yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ile 37,75 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 199,85 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı … Şti.’den alınması gereken 9.858,84-TL istinaf karar ve ilam harcından, anılan tarafça yatırılan 2.405,41-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 7.453,43-TL harcın davalı … şirketinden alınarak hazineye gelir olarak kaydına,
5-İstinaf yargılaması sırasında davalı … şirketince yatırılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL’ nin hazineye gelir olarak kaydına,
6-İstinaf yargılaması sırasında davalı … şirketince yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde mahkemesince resen ilgilisine iadesine,
9-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a. maddesi uyarınca miktarı itibariyle kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/12/2022