Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1160 E. 2021/1070 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1160
KARAR NO : 2021/1070

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019 (Dava) – 15/04/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/1171 Esas – 2021/260 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
KARAR TARİHİ : 27/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2021

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/04/2021 tarihli, 2019/1171 Esas – 2021/260 Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili, tarafların ortak olarak katılımı ile 31/08/2018 tarihinde …’nün 183229 sicil numarasına kayıtlı “… Gıda Sanayi ve Tic A.Ş” ünvanlı şirketin kurulduğunu, davalının 3 yıl için yönetim kurulu başkanı olarak atandığını, ancak ortakların anlaşamaması sonucunda şirketin hiçbir şekilde faaliyete geçmediğini, ortakların bir daha bir araya gelemediğini, şirketin organsız kaldığını, bu nedenlerle … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş ünvanlı şirketin hiç faaliyete geçmemesi, sermayesinin olmaması, amacını gerçekleştirmesinin imkansız olması, genel kurulun toplanamaması, şirketin tamamen organsız kalması nedeniyle TTK 530. madde uyarınca feshine, … nezdindeki kaydının terkinine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı tarafça … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş ‘nin 31.08.2015 tarihinde kurulduğu, davalı ortağın üç yıl için yönetim kurulu başkanı atandığı, şirketin faaliyete geçmediği, ortakların bir araya gelmediği, şirketin organsız kaldığından bahisle, adı geçen şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davalı ortak aleyhine işbu davanın açıldığı; Anonim şirketin feshine ilişkin davada şirket tüzel kişiliğinin hasım gösterilmesi gerekmekle birlikte Yargıtay kararları gereğince dava tüm yönetim kurulu üyelerine tevcih edilmiş ise davanın şirkete izafeten açıldığının, yine az sayılı ortağı bulunan şirketlerde davacı dışındaki tüm ortaklara husumetin yöneltilmiş olması halinde husumetin şirkete yöneltildiğinin kabul edildiği, somut olayda davaya konu şirketin iki ortaklı olduğu ve davacı dışındaki diğer ortağa husumetin yöneltilmiş olduğu dikkate alındığında davanın şirkete izafeten açıldığının kabulü gerektiği, feshi talep edilen şirketin 2015 yılında kurulduğu ve 31.08.2015 tarihi itibariyle davalının üç yıl süreyle şirket temsilcisi olarak seçildiği ve yetki süresinin dolduğu ve yeni atama yapılmadığı, şirketin Vergi Dairesi ve SGK kayıtlarında mükellefiyet kaydının bulunmadığı, şirket merkezinde herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, gayri faal olduğu nazara alındığında davaya konu şirketin gayesine ulaşmasının mümkün olmadığı, bu nedenle fesih ve tasfiye koşullarının oluştuğu sonucuna ulaşılarak; DAVANIN KABULÜ İLE, …’nün Merkez 183229 sicil nosunda kayıtlı … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ‘nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak bilirkişi listesinde yer alan SMM …’ın atanmasına, tasfiye memuruna toplam 3.000,00-TL ücret takdirine, tasfiye memuru ücretinin tasfiye masraflarına eklenmek üzere bu aşamada davacı tarafça ödenmesine, karar kesinleştikten sonra bir örneğinin …ne gönderilmesine, alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla bakiye 14,90 TL’nin davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davanın mahiyetine göre davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça yatırılan gider avansının bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacı tarafa iadesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI: DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN, “…Mahkemece, tasfiye memuru olarak bilirkişi listesinde yer alan SMM …’ın atanmasına ve tasfiye memuruna 3.000,00 TL ücret takdir edilmesine karar verildiği, ancak kararın bu kısmının talebe de hakkaniyete de aykırı olduğu, zira müvekkilinin hiç faaliyete geçmemiş bir şirket için yargılama sırasında yaptığı giderler üzerinde bırakıldığı gibi, ek olarak da haklılık nedeniyle talep etmesi gereken ama muhatabı bulunmadığı için kendisinin karşılamak zorunda kalacağı 3.000,00 TL’yi ödeme külfetine katlanmasının beklenmekte olduğu, yargılama sırasında toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere, şirketin faaliyete geçmediği, beyanname dahi verilmediği, bu nedenle bu işlemin mesleki yeterlilik ve çok fazla tecrübe gerektirmediği, fesih ve tasfiye işlemlerinin şirket ortağı olan müvekkili tarafından yapılmasına karar verilmesinin usul ekonomisi uyarınca da gereksiz gider yapılmasının önüne geçilmesini engelleyeceği, müvekkilinin muhatap dahi bulamadığı şirketin fesih ve tasfiyesi için daha fazla masraf yapmasının usul ekonomisine olduğu kadar hakkaniyete de aykırı olduğu, anonim ortaklıklarda eşit işlem ilkesi olduğu, buna göre eşit durumdaki pay sahiplerine, aksi bir uygulamayı gerektirecek haklı bir sebep olmadığı sürece eşit muamele yapılması, pay sahiplerinin şirket organlarının keyfi bir uygulaması ile farklı ve adil olmayan bir muameleye maruz bırakılmasının önlenmesi gerektiği, bu nedenle kararda şirketin feshi ile tasfiyeye karar verilmesi halinde müvekkili kadar davalının da masraflara katılma külfeti bulunduğu, ancak davalıya ulaşılamaması nedeniyle müvekkilinin daha fazla külfete katlanmak zorunda kaldığının görüleceği, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince tasfiye ve fesih işlemleri için bilirkişi listesinden seçilen 3. bir kişinin bilirkişi atanması kararının kaldırılarak, işlemleri yapmak üzere tasfiye memuru olarak müvekkilinin atanmasına karar verilmesi” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, TTK 530. maddeye dayalı fesih istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, tarafların koymayı taahhüt ettikleri sermayenin bir kısmını yatırmış oldukları, ancak sonrasında şirketin organlarının yasa ve ana sözleşme gereğince kurulamadığı ve dolayısıyla fonksiyonlarını da icra edemediği, TTK 530. maddesi anlamında organ boşluğu bulunduğu, mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf isteminin ise yalnızca kendisinin tasfiye memur olarak atanması gerektiğine, tasfiye memuruna ödenecek ücrete ve yargılama giderlerine yönelik olduğu görülmektedir.
Mahkemece somut uyuşmazlıktaki menfaat dengesi bakımından davadışı tasfiye memurunun atanmasında bir isabetsizlik görülmediği gibi, verilen kararda; “…tasfiye memuru ücretinin tasfiye masraflarına eklenmek üzere bu aşamada davacı tarafça ödenmesine” denildiği dikkate alındığında, tasfiye memuruna ödenecek olan tutarın şirket tasfiyesi sonunda iade edilecek bir tutar olmasına ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre bu yöndeki itirazın reddi gerekmiştir.
Yargılama giderleri bakımından değerlendirildiğinde; davanın kabulle sonuçlanması nedeniyle yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, yargılama giderleri yönünden HMK 353/1-b-2.madde uyarınca kararın kaldırılıp yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1171 Esas ve 2021/260 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davanın kabulü ile; …nün Merkez 183229 sicil nosunda kayıtlı … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin fesih ve tasfiyesine,
Tasfiye memuru olarak bilirkişi listesinde yer alan S.M.M …’ın atanmasına,
Tasfiye memuruna toplam 3.000,00-TL ücret takdirine,
Tasfiye memuru ücretinin tasfiye masraflarına eklenmek üzere bu aşamada davacı tarafça ödenmesine,
2-Karar kesinleştikten sonra bir örneğinin …ne gönderilmesine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla bakiye 14,90 TL’nin davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 188,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansının bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacı tarafa iadesine”, ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacıdan alınan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 57,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27/10/2021