Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1155 E. 2023/2009 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1155
KARAR NO : 2023/2009

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/09/2020 (Dava) – 13/07/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/351 Esas – 2021/453 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/351 Esas-2021/453 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’dan olma küçük …’ın, 23.04.2018 tarihinde Menemen minibüs garajında sürücü …’ın yönetimindeki, mülkiyeti …’a ait bulunan … plakalı aracın, otogar içinde araçta bulunan yolcuları indirmesi akabinde U dönüşü yapmak üzere sola manevra ile harekete başladığı esnada meydana gelen kazada vefat ettiğini, sürücünün indirdiği yolcuların hareket durumlarını gözetmesi ve çevresel kontrollerini yapıp kontrollü ve tedbirli bir şekilde dönüş manevrasını gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, kontrolsüz bir manevra ile 20.04.2016 doğumlu …’e çarparak ölümüne neden olduğunu, olay nedeniyle Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/295 Esas sayılı dosyasından kusur durumuna ilişkin alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre sürücü …’ın asli kusurlu olduğunun, …’ın ise sonuç üzerine tali derecede etkili kusurlu olduğunun belirlendiğini, … plakalı aracın … Sigorta AŞ’ye ZMMS ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketine bildirimin 31.12.2018 tarihinde yapıldığını ve şirket tarafından … adına 27.810.00 TL ödemenin 20.12.2019 tarihinde, … adına ise 56.358,00 TL’nin 24.12.2019 tarihinden sonra yapıldığını, müvekkillerinin, dosyaya ekli mirasçılık belgesi uyarınca …’ın varisleri olduğunu, ödemelerin zararın tam olarak belirlenemediği bir zamanda yapıldığını ve davalı tarafa ibra hakkı vermediğini, mirasçı sıfatına sahip olan anne ve babanın kayıplarının karşılanması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatının eksik hesaplandığını, müvekkillerine ödenen miktarlar mahsup edildiğinde fazlaya ilişkin talep ve dava hakları HMK m.107 uyarınca saklı kalmak kaydıyla, … için 5.000,00 TL ve … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL’nin 25.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek -kazaya karışan aracın ticari araç olması nedeniyle- avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiğini, diğer davalılardan …’ın ve …’ın ise sigorta şirketiyle birlikte müteselsil sorumlulukları bulunduğunu, … için 5.000,00 TL ve … için 5.000,00 TL olmak üzere maddi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 23.04.2018 tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, eylemin meydana gelmesinde davalı tarafın asli kusurlu olması ve ceza mahkemesi kararında eylemin bilinçli taksir olarak nitelendirilmesi, olayda 2 yaşında bir çocuğun ölümü, kazaya karışan sürücünün ve araç sahibinin trafik cezalarının yoğunluğu, tarafların mali ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücüne göre hak ve nefaset kuralları çerçevesinde müvekkilleri lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davalılardan … aleyhine Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/295 Esas sayılı dosyasından açılan davada 2019/1019 Karar sayılı ilam ile 1 yıl 18 ay hapis cezasına karar verildiğini, davanın istinaf aşamasında olduğunu ve bu nedenle henüz derdest olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşmaya varılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerine ödenen bedel mahsup edilmek suretiyle … için 5.000,00 TL ve … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL destek yoksun kalma tazminatının … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihi olan 25.01.2019 tarihinden itibaren, … ve …’dan ise kaza tarihi olan 23.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, müvekkili … için davalı …’dan 75.000,00 TL, …’dan 75.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için davalı …’dan 75.000,00 TL, …’dan 75.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı istemini anne için 203.898-TL ve baba için 91.925-TL’ye çıkarttığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile teminat altına alındığını, destekten yoksun kalan davacılar için 84.168,00 TL tazminat hesaplandığını ve müvekkili şirket tarafından davacılara ödendiğini, zorunlu mali sorumluluk genel şartları hükmü uyarınca tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosunun TRH 2010 ve esas alınması gereken teknik faizin %1,8 olarak düzenlendiğini, ihbar üzerine müvekkili şirket tarafından aktüerden rapor alındığını, bu rapor doğrultusunda müvekkili şirket sigortalısının kusur oranı da göz önünde bulundurularak, davacılar için hesaplanan 84.168,00 TL (… için 27.810,00 TL, … için 56.358,00 TL) tazminatın 20.12.2019 ve 25.12.2019 tarihlerinde ödendiğini ve müvekkili şirketin söz konusu borçtan ibra edildiğini, poliçe teminatı dahilinde başkaca hiçbir sorumluluk bulunmadığını, davacının kazanın oluş şekline ve kusur paylaşımına ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, müteveffanın da kusurunun olduğunun açıkça ortada olduğunu, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsup edilmesini, ayrıca manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar … ve …’a usulüne uygun olarak tebligat çıkarıldığı, ancak davalıların davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere; davaya konu olan trafik kazasının gerçekleşmesinde davalı minibüs sürücüsü …’ın asli olarak kusurunun bulunduğu, müteveffa yaya …’ın ise düşük derecede rolünün olduğunu, küçük …’ın kusurunun %25 olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacı anne için talep edilebilecek destek tazminatın müteveffanın kusurunun düşümüne göre 296.961,72-TL – 74.240,43-TL = 222.721,29-TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ödenen bedelinin güncellenmiş değeri olan 63.375,73-TL ‘nin de düşümü ile 222.721,29 TL – 63.375,73 -TL = 159.345,56-TL ‘nin destek zararı olarak istenebileceği, davacı baba için talep edilebilecek destek tazminatın müteveffanın kusurunun düşümüne göre 165.113,30TL – 41.278,32-TL = 123,834,98 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ödenen bedelinin güncellenmiş değeri olan 27.810,00-TL ve küçüğün yetiştirme gideri olan 31.245,49-TL’ nin düşümü ile 123.834,98 TL – 27.810,00 -TL – 31.245,49 = 64.779.49-TL’nin destek zararı olarak istenebileceği, alacağa davalı sigorta şirketi yönünden ödeme tarihi olan 20.12.2019 tarihinin temerrüd tarihi olarak kabul edilmesi nedeniyle bu tarihten itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 23.04.2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği, manevi tazminat yönünden; davacıların olay nedeniyle elem ve ızdırap çektiği, bu durumun sosyal bir gerçek olduğu, manevi tazminatın amacının çekilen acıları yeterince dindirme, yaşama yeniden bağlama ve ruhsal dengeyi sağlama olduğu, bu amacı sağlayacak olan manevi tazminatın da paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalıların olaydaki kusur durumu, olayın işleniş şekli, Türk Borçlar Kanunun 51-56., Türk Medeni Kanunun 4. ve Yargıtay İçtihadi Birleştirme (22/06/1966 tarih 7/7 sayılı) ilkeleri çerçevesinde davalıları müzaka durumuna düşürmeyecek ve davacıları haksız yere zenginleştirmeyecek şekilde takdiri gerektiği, bu miktarın da anne Kader için 70.000,00-TL olduğu, talep doğrultusunda 35.000,00’er TL ‘in herbir davalılar … ve … ‘dan alınması gerektiği, baba … için 70.000,00-TL olduğu ve talep doğrultusunda 35.000,00’er-TL ‘nin herbir davalılar … ve …’ dan alınması gerektiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış olmakla, sonuç olarak; MADDİ TAZMİNAT DAVASI: ANNE … YÖNÜNDEN, davanın talep attırım dilekçesi de gözetilerek, kısmen kabulü ile 159.345,56 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağa davalı sigorta şirketi yönünden 20.12.2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 23.04.2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin 44.553,44TL istemin reddine, BABA … YÖNÜNDEN, davanın talep attırım dilekçesi de gözetilerek, kısmen kabulü ile 64.779,49-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağa davalı sigorta şirketi yönünden 20.12.2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 23.04.2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin 27.145,51-TL istemin reddine, MANEVİ TAZMİNAT DAVASI: ANNE … YÖNÜNDEN 70.000,00TL manevi tazminatın 35.000,00-TL ‘sin davalı …, 35.000,00-TL’sinin …’dan kaza tarihi 23.04.2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, BABA … YÖNÜNDEN, 70.000,00TL manevi tazminatın 35.000,00-TL ‘si davalı …, 35.000,00-TL’sinin …’dan kaza tarihi 23.04.2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından, “…Genel şart hükümleri, kanun atfından bağımsız olarak uygulama alanı bulması gereken, genel işlem koşulu olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan, kapsamı ve hükümleri tüm taraflarca bilinir durumda olan ve tarafsız bir kurum tarafından hazırlanan ve sigortacının sorumluluğunu düzenleyen bir mevzuat olmakla; Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin işbu düzenlemenin uygulanmasına engel teşkil etmediğinin kabul edilmesi gerektiğini, ikinci olarak Anayasa Mahkemesi kararı 17.07.2020 tarihinde verilmiş olmakla, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği de gözetilerek hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere karar tarihinden önce düzenlenen poliçeler ve meydana gelen kazalar bakımından etkisi bulunmadığının gözetilmesi gerektiğini, sonuç olarak TRH tablosu ile %10 indirim ile %10 artırım yolu kullanılarak yapılan hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu, hesaplamanın belirttikleri kriterlere uygun olarak yapılması halinde, davacıların uğradığı tüm zararın işbu yargılama öncesi yapılan ödemeyle giderilmiş olacağını, hükümde her ne kadar bilirkişi raporundaki hesaba göre karar verildiği belirtilmişse de, baba … yönünden müvekkili şirketin yargılama öncesi ödemiş olduğu 27.810,00 TL’nin güncellenmiş hali olan 31.245,49 TL yerine ödeme miktarı kadar tazminattan düşüm yapılmış olmasının da hukuka aykırı olduğunu…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazasına dayalı olarak destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı yalnızca davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davadan önce sigorta şirketi tarafından davacılara kısmi ödeme yapılmış ise de, alınan bilirkişi raporu ile bu ödemelerin zararı karşılamaktan uzak olduğunun anlaşıldığı, dava tarihine göre de 2 yıllık hakdüşürücü süre dolmadan işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan kusur raporunda, ceza dosyasında ATK’dan alınıp benimsenen raporla da uyumlu şekilde davalı sürücünün asli, müteveffa çocuğun tali kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, buna göre mahkemece aktüer bilirkişiden hesap raporu alındığı, hesaplamalarda Yargıtay’ın uygulaması doğrultusunda TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant usulünce hesap yapılarak, yetiştirme giderlerinin ve önceki ödemlerin de güncellenerek mahsubu ile sonuç rakamların belirlendiği, mahkemece de davalı tarafın %75 kusur oranına göre yapılan hesap ile davacılar yararına maddi tazminata hükmedilmiş olduğu, bu noktada, davalı sigorta şirketi vekilinin hesaplamanın TRH 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğine dair itirazının yerinde görülmeyip, hesaplamada usul ve yasaya, Yargıtay uygulamasına aykırı bir yön bulunmadığı, yine her ne kadar davalı sigorta şirketince istinaf itirazlarında baba için önceki ödemenin mahsup edilmeden düşümü ile fazla taminat hesaplandığı ileri sürülmüşse de bu itirazın da yerinde olmadığı, zira, esasen yetiştirme giderinin raporda 25.431,03-TL olarak hesaplandığı, baba bakımından ödemenin güncellenmiş halinin ise 31.245,49-TL olduğu, mahkemece karar yazımında bu mahsupların rakamları ve ne oldukları belirtilirken sıralama itibariyle hatalı yazıldığından ödeme güncellenmeden mahsubun yapıldığı sigorta şirketi vekilince düşünülmüş ise de, esasen hesaplanan tazminat tutarının davalı taraf lehine eksik dahi hesaplandığının görüldüğü, zira baba bakımından düşülmesi gereken tutarlar 31.245,49-TL güncel ödeme ve 25.431,03-TL yetiştirme gideri olması gerekirken, mahkemece 31.245,49-TL yetiştirme gideri ve 27.810-TL güncel ödeme denilmek suretiyle fazladan miktarın düşümüyle hesap yapıldığı, buna göre esasen davacı baba bakımından maddi tazminat tutarı 67.158,46-TL olması gerekirken, mahkemece 64.779,49-TL olarak hesaplanıp bu rakama hükmedildiği, ancak davacı tarafça istinafa gelinmediğinden bu hususta davalı taraf aleyhine bozma yasağı da gözetilerek kaldırma yapılmaması gerektiği anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketinin bu yöndeki itirazının ise reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/351 Esas – 2021/453 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 15.309,98 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3,827,50 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 11.482,48 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2023